Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, göreve başladıktan sonra yaptığı açıklamada, Ceyhan Belediyesi Personel A.Ş.’nin işçi ile doldurulduğu belirterek, bu işçilere SGK giderleri hariç ayda dokuz milyon lira ödendiğini açıkladı..
Açıklamadan, Personel A.Ş.’den dörtyüz işçinin maaş aldığı anlaşılıyor..
Aydar, Ceyhan halkına da dörtyüz kişinin maaşının ödeyeyim, yoksa ikiyüz bin Ceyhanlı’ya hizmet mi verelim diye sormuş..
Kaynakların Ceyhan ve Ceyhan halkına harcanması doğru bir karar, doğru bir uygulama..
Kadir Aydar’ın açıklamaları doğru ama eksik bırakılan yerler var..
Örneğin, Personel A.Ş. kimin döneminde ağzına kadar işçi ile doldurulmuş?..
İstihdam edilen dört yüz kişinini işe başlama tarihleri ne zamanlar?..
Bu işçilerin referansları kimler?..
Bu işçilerin kaç tanesi gerçekten çalışıyor, kaçı bankamatikçi?..
Kadir Aydar, göreve başladıktan sonra işçi çıkardı mı?..
Çıkardıyla kaç kişiyi çıkardı?..
Bundansonra işçi çıkarmayı düşünüyor mu?..
Bu soruların yanıtı, Kadir Aydar’ın açıklamasında yok..
Belirsizlikler, farklı iddiaların ortaya atılmasına da neden oluyor..
Örneğin, Yeni Akit gazetesi, Kadir Aydar’ın mazbatasını aldıktan iki gün sonra Personel A.Ş.’de çalışan ve beş ay önce kadro alan yirmi altı işçiden yirmi ikisinin bayram öncesi çıkışlarını verdiği iddiasını ortaya attı..
Yeni Akit, iddiasının bir adım daha ileri götürerek Esenyurt, Ataşehir, Toroslar ve Dalaman Belediyelerinde CHP’li başkanların “Kandil kıyımı” yaptığını, Kandil militanlarına yer açma yarışına girdiklerini ileri sürdü..
Kandil kısmını, belediyelerin CHP’nin kazanmasıın hazmedememeden kaynaklandığını varsayarak dikkate almayabiliriz..
Ama, Kadir Aydar’ın mazbatasının aldıktan sonra işçi çıkarıp çıkarmadığını, çıkardı ise kaç kişiyi çıkardığını, bundan sonra kaç kişiyi çıkaracağını Ceyhan halkı başta olmak üzere tüm kamuoyuna açıklamasını beklemek de seçmenlerin doğal bir hakkı..
Türkçüler hangi partiye oy vermeil
31 Mart’ta bir seçimi geride bıraktık..
Son seçimde, Türkçülerin hangi partiye oy vermesi gerektiği yolunda bazı arkadaşlardan genel sorulara net bir yanıt veremediğimi itiraf edeyim..
Seçimlere girme hakkı olan siyasal partilerin yapısı, “Türkçülerin hangi partiye oy vermeleri” sorusu karşısında gönül rahatlığıyla bir partiyi işaret etmek, bir parti adını söylemeyi olası kılmıyor..
Seçime giren partiler arasında Türkçü çizgide bir tek siyasal parti yok..
Türkçü düşüncedeki bir kaç parti de bir araya gelip seçimlere girme hakkı elde etmek için çaba harcamadıkları için, Türkçüler bugüne dek her seçimde ya sandığa gitmediler ya da çeşitli nedenlerle Türkçülükle ilgisi olmayan partiler arasında seçim yaptılar..
Mevcut partilere şöyle bir bakacak olursak:
MHP, yurtsever, Türk-İslam sentezcisi. Hatta zaman zaman ümmetçi sayılacak söylemlere sahip.
CHP, yurtsever, laik bir parti.
Adalet ve Kalkınma Partisi, neoliberal, siyasal islamcı/ümmetçi.
Zafer Partisi, Türk milliyetçisi, liberal
İyi Parti, neoliberal, zaman zaman milliyetçilik, zaman zaman ümmetçilik oynayan yörüngesinin çizememiş bir parti.
Yeniden Refah Partisi siyasal islamcı/ ümmetçi.
Saadet Partisi, siyasal islamcı/ ümmetçi.
DEM Parti, neoliberal- Kürt milliyetçisi.
BBP, milliyetçi ve ümmetçi.
BTP, milliyetçi, ümmetçi.
Hüda Par, Kürt milliyetçisi, ümmetçi
DEVA, neoliberal, ümmetçi.
Memleket Partisi, sosyal demokrat
Gelecek, neoliberasl, ümmetçi.
TKP, Stalinci komünist
TKP, Stalinci komünist
Vatan, Türk milliyetçisi, sosyalist.
EMEP, Sosyalist.
HKP, Sosyalist, Türk milliyetçisi
Sol Parti, sosyalist.
Ocak Partisi, Yeni Osmanlıcı, ümmetçi.
DSP, sosyal demokrat
ABP, liberal demokrat
AB parti, liberal demokrat
DP, liberal democrat
Millet, ümmetçi
Milli Yol Partisi, milliyetçi, ümmetçi
ADP, liberal
AP liberal demokrat
YTP, milliyetçi, muhafazakar.
Yapıları ve kadroları gereği MHP de, CHP de gerçek Atatürkçü ya da Türk milliyetçisi çizgisinde partiler değil.
Türkçüler, 31 Mart’ta çoklukla, bu iki partiye ve Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ne oy vermişlerdi..
Ben ve benim gibi düşünenler, MHP yüzde üçlük oy oranlarında gezinirken, MHP'ye oy verenlerdendik. O zamanlar Türkçü bir oluşum veya teşkilat ufukta görünmediğinden, başka seçeneğimiz olmadığından ve MHP'yi ileride Türkçülerin Türk insanına kendilerinin anlatabilecek platform olarak gördüğümüz, politikalarının düzeltebileceğini düşünecek kadar iyi niyetli olduğumuzdan MHP için çalışırdık ve oy vermenin yanında değişik illeri adım adım gezerek millete MHP propagandası yapardık.
MHP'den Türkçülüğün, partinin sentezci politikalarına liberalizmi de ekleyeceği için Türkçüler için bir yol olmayacağına da elli yedinci hükümet döneminde kesin inanç getirdik.
Bundan sonra olması gereken, Türkçülerin şimdi düşünmesi ve yapması gereken şey, öncelikli tehlikeyi görmek ve buna göre hareket etmektir.
Öncelikli tehlike de; Türklük, Atatürk ve cumhuriyet düşmanı uygulamaların hayata geçirilmesi ve tüm partilerin bu uygulamalara göz yummaları, görmezden gelmeleri, hattagizli ya da açık destek vermeleridir. Bu nedenle, siyasal islamcı poltikalar uygulayan ve destek veren veren partilerden hesap soracak, onları alaşağı edecek ve iktidar olduğunda bütün bu parti ve siyasetçilerden hesap sorabilecek partiyi tahmin edip, o partiye oy vermektir.
Mevcut iktidarın ÇEDES uygulamasına onay veren, cami kapılarında kuran okuyan siyasetçilerin bolca bulunduğu benzer düşüncedeki partiler düşürülmesi beklemeden, Türkçüler olarak yapılması gereken şey, örgütlenmeye ağırlık vererek, Türkçü bir parti kuruluşu için çok çalışmaktır.
Çok geç kaldınız!..
İyi Parti’nin olağanüstü kongre kararı almasından sonra genel başkan adayları ortaya çıkmaya başladı..
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde genel başkan adayının sayısı dört idi.
İyi Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, eski Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Koray Aydın, Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın şu andaki genel başkan adayları..
Müsavat Dervişoğlu ve özellikle de Koray Aydın, genel başkanlık için yedi yıl kadar geç kaldılar..
Türk milliyetçiliği tabanına oturmak için kurulan İyi Parti’nin Genel Başkanı daha kuruluş anında ülkücü kökenli olmalıydı..
Koray Aydın ya da Müsavat Dervişoğlu 25 Ekim 2017’de kuruluş aşamasında genel başkanlığı dört parti dolaşmış neoliberal Meral Akşener’e bırakmak yerine, kendileri üstlenmeliydi..
Sözün kısası, Koray Aydın da Müsavat Dervişoğlu da genel başkanlık için yedi yıl kadar geç kaldılar..
2017’de parti kurma çalışmaları sırasında genel başkanın Koray Aydın ve Ümit Özdağ’dan birisinin olması gerektiğini yazıp çizmiş biri olarak hala aynı görüşteyim..
Koray Aydın, Ümit Özdağ gibi ülkücü biri genel başkan olsaydı İyi Parti bugün daha farklı yerde olurdu..
Yedi yılın sonunda tabela partisi olma yolunda hızla yol almazdı..
Atatürk ve demir çelik fabrikaları
Türkiye’de demir çelik fabrikalarının kurulmasında fikir babası ve yaşama geiçren Ulu Önder Mustafa Kamal Atatürk’tür..
Atatürk’ün ileri görüşü ve ısrarı, Türkiye’de dev demir çelik fabrikalarının kurulmasını sağlamıştır..
Mustafa Kamal Atatürk’ün, yaverlik döneminde Vahdettin ile birlikte gittiği Almanya ziyaretinde, Essen eyaletinde bulunan Krupp Demir Çelik tesislerinden etkilenmesi ve Çanakkale savaşında yörenin askerlerinin korkusuzca savaşmalarını unutmaması üzerine Türkiye’nin ilk Demir Çelik Fabrikasını kurmak ister.
Karabük’ün üzerinde hava boşluğu olmasından ötürü, 1930’ların pilotlarının fabrikayı bombalayamayacak olmasından, Karabük köyünden tren geçtiği için, gerek Divriği Demir Cevheri, gerek Ereğli limanından gemilerle hammadde ulaşımı kolay olacağından Mareşal Fevzi Çakmak, Karabük’e kurulmasını önerir.
İsmet İnönü, Fevzi Çakmak gibi önemli isimlerin bulunduğu heyet, 3 Nisan 1937’de yirmi bir Haneli Karabük Köyü’ne fabrikanın temelini atar. 10 Eylül 1939’da ise ilk Türk demiri fabrikada üretilmiş olur.
87. Yıl dönümünü kutlayan Türkiye’nin ilk ağır sanayi fabrikası Ereğli Demir Çelik ve İskenderun Demir Çelik fabrikası da dahil olmak üzere, pek çok fabrika kurmuş, demiryollarını ve ekipmanlarını üretmiş ülke ekonomisine can vermiştir.
Bütün bu dev tesisler Cumhuriyetin kazanımlarıdır..
Var olsun Cumhuriyet!..
Var olsun Atatürk düşüncesi!..