İşçinin ve emekçinin bayramı…
Meydanların davul zurna ile inlediği, halayların çekildiği, emekçinin el ele kenetlenerek ‘isteklerini, taleplerini haykırdığı’ 1 Mayıs…
Yıllar öncesinde 1 Mayıs’ı kanlı 1 Mayıs haline getirenlerin dahi bugün utandığı 1 Mayıs…
Emekçinin bayramını emekçilere hak olarak verenlere selam olsun. O günü bayram olarak kutlamak adına bizlere hediye edenlere sonsuz teşekkür ediyoruz.
Türkiye’de işçinin hakkını tam olarak aldığı konusunda kendi adıma ‘evet hakkınız alabiliyor’ deme durumunda değilim. Ne yazık ki durum bir adet bundan ibaret…
Kazanılmış hakların bir şekilde bir bahane üretilerek işçinin elinden alındığı, ağır koşullar altında daha az parayla daha fazla süreyle çalıştırılmaya gayret sarf edilen işçilerin emeklilik haklarının da gasp edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
‘Mezarda emeklilik…’
Geçin geçinebilir isen… Aldığın ücret ile piyasa ekonomisinin çarkları arasında öğütülen işçiler…
Memlekette işçi olmak zor, işçi çalıştırmak da zor…
Suriyeli insanların ‘ucuz işçilikleri ile kasıp kavrulan sektörler’ âdeta iflas etme noktasında geldi. Bu konuda irdelenmesi gereken bir önemli konu olarak karşımızda duruyor.
İşçisin, işçi kal… Kalalım kalmasına da onurumuzla, hak ettiğimizi alarak, sosyal güvencelerimizle donatılarak kalalım.
Çocuk işçiliğine son verilmek koşulu ile işçi olalım…
Merdiven altı yerlerde sosyal güvencesiz insanların çalıştırıldığı bir ülke olmaktan uzaklaşalım.
Onurumuzla yaşayalım. Başarımızı birlikte paylaşalım.
1 Mayıs’ta alanlarda olalım. Olalım ki, hakkımızı ve hukukumuzu birilerine hatırlatmış olalım.
Çalışılan iş yerlerinde işçilere yine zulmeden orada çalışanlar…
Bu da ayrı bir konu aslında Türkiye’de ve bir adet Türkiye gerçeği. İşçi kadrosundaki insanların ezilerek her yükün altında kaldıklarına maalesef şahit oluyoruz.
Bu konuda da yetkililerin gerekeni yapması gerekiyor.
1 Mayıs kutlu olsun…