Dün Adana’da güne ‘şok’ belediye operasyonu ile uyandık. Adana Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan baskın ile gözlerimizi güne açtık.
Operasyonun içeriğini tartışacak değilim. Belediyenin de karşı duruş sergilemesini, CHP’lilerin ‘algı operasyonu’ diyerek yanıt vermelerini de burada irdeleyecek değilim.
Olan Adana’ya oluyor. Yine Adana ‘şok’ operasyonların merkezine konulup kamuoyu önünde ‘bilinen Adana’ imajına yeni etiketlemeler yapılıyor.
Ben asıl işin bu kısmındayım.
Adana için ‘her şey güzel olacak’ diye beklenti içine girmemizin kısa sürmesini asla istemiyoruz. Adana’nın kötü imaj ile anılmasından rahatsızlık duyduğumuzu her daim dile getiriyoruz. Ancak bir türlü Adana’nın isminin yolsuzluk, usulsüzlük, operasyonlar ile anılmasının da önüne geçemiyoruz.
Yerel seçimler öncesinde tüm siyasi partilerin önde gelen siyasetçileri Adana için söz alıp konuşmaya başladıklarında ‘Biz geleceğiz, her şey güzel olacak. Yeter ki bize inanın, güvenin’ sözüyle güvence veriyorlar.
Gelinen noktada hiçbir şeyin güzel olduğu yok maalesef!
Cumhur İttifakı’nın aday bulma noktasında çektiği sıkıntıyı yaşıyoruz kent olarak. Millet İttifakı’nın pazarlık aşamasındaki belirsizliğini yaşıyoruz kent olarak!
Her şeyi güzel yapacak olan kişilerin kendilerinin güzel olduklarını bir görebilsek, bir inanabilsek her şey o kadar güzel olacak ki, bunu bir türlü beceremez kent olduk vesselam…
Bu ayın sonunda belediye başkan adaylarının kimler olacağına dair bilgilere ulaşacağımızı ümit ederek bu konuda karar vericilere buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum.
‘Adana’da her şeyin güzel olmasını istiyorsanız önce siyasi davranış şeklinizi, siyaseten ortaya koyduğunuz usul ve yöntemleri değiştirin. Çünkü sizden ancak bu kadar elbise çıkıyor!’