Biraz iddialı olacak ama bu cümleyi kuruyorum. Hastane kantinlerine kimsenin gücü yetmiyor!
Yetmemesinin nedenini de biliyorum aslında. Lakin bunun sorumlusu olmak durumunda olanlar oturup düşünsünler.
Hastanelerin kantinlerinde satılan ürünlerin fiyatları çarşı pazardaki fiyatlardan oldukça yüksektir. Bunun nedenini de anlamış değilim. Sanki hava limanı…
Hastanelere insanlar para biriktirip orada harcamaya gitmiyorlar!
Zengin de değiller. Hastalanmak anlık bir mesele…
Her insanın başına gelebilir. Kantinden de zaruri ihtiyaçlarınızı almak durumundasınız. Durum böyle olunca ‘kazık marka’ satışlar ile karşılaşırsınız.
Kantindeki fiyatların çarşı pazardan aşağı fiyatta olması lazımdır. Zaten insanlar adı üzerinde hastalar ve masraf içindeler. Bunu fırsat olarak bilerek yüksek rakamlardan satış yapmak doğru değil.
Dün bir okuyucum bana ulaştı. Bir ilçe hastanesinin kantinindeki fiyatları çarşı Pazar fiyatları ile kıyaslayarak bana gönderdiği notta bakınız nelere dikkat çekti.
‘Simit çarşıda 1 lira 25 kuruş, kantinde ise 1 lira 50 kuruş. Soda çarşıda 1 lira 50 kuruş, hastane kantininde 2 lira. Meyve suyu çarşıda 1 lira, kantinde 1 lira 50 kuruş, hatta 2 liraya satan da var’
Bu örnekleri diğer merkez ilçelerdeki hastanelerin kantinlerinde de görebilirsiniz. Ben bu arkadaşa dönüp şunları söyledim.
“Evet haklısın. Daha önce bu konuyu dile getirip çok yazılar kaleme aldım. Memlekette maalesef her şeyin çivisi çıkmış. Hastane kantinlerinin kirasından kaynaklandığı ifade edilen rayiç fiyatları belirler iken fazla belirleniyor diye iddia ettiler bize verilen yanıtta. Hatta bazı kantinlerin fiyatlarını ortaya koyup bizim yanıldığımızı söyleyerek kantin fiyatlarının piyasadan ucuz olduğunu bile söylediler”
Kimi kime şikâyet edeceksiniz? Memleketin çivisini çıkardılar çivisini!
Eskiden gazetede yazılan bir haber eğer toplumu ilgilendiren bir konu ise gerekli merciler gereğini yapardılar. Hatta daha da ileriye gideyim, haberin çıktığı gün Cumhuriyet Savcısı basın kuruluşunun sorumlusunu çağırır, bilgisine başvurur ve derhal konuyla ilgilenirdiler.
Şimdileri gerek adli, gerekse de idari olarak soruşturma açılmasını gerektirecek onlarca yazılar kaleme alınıyor basın kuruluşlarının mevkutelerinde, televizyonlarında ve internet sitelerinde. İnanın bana hepsi askıda kalmasa da üzerine gidilip günlerce yazılan bir haber olur ise ‘olayın üzerine gidilir’ cinsten hakikatler ile karşı karşıya kalıyoruz.
Neden böyle oluyor onu da anlamış değilim.
Bakınız hastane kantinlerindeki satışlardan dolayı insanlar muzdarip. Çıkıp bir Allah’ın kulu ‘hayırdır, orada ne olmuş?’ diye merak edip sormaz!
Nerede o eski Ramazanlar? Diye Zeydan Karalar Bey bir soru sorup afiş astırmış şehrin her yanına…
Ben de diyorum ki, ‘Nerede eski o adli ve idari tahkikat açtıranlar?’…
Haksız mıyım?