Yerel seçimler yaklaşınca siyasetin çirkinlikleri maalesef gün yüzüne çıkmaya başladı. Aynı partiye mensup olmalarına karşın koltuğa kendilerinin gelmesini isteyenlerin oluşturduğu olumsuz tezviratlar ile Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’e yönelik çirkin saldırıların gerçekleştirilmeye çalışıldığını görünce insan olarak üzülüyorum.
Siyasette ‘belde aşağı vurmak’ geleneğinden vazgeçmeyenler maalesef rakip olarak gördükleri kişilere yönelik olmadık ithamlarda bulunur oldular.
Devletin adli ve idari yönden başlatacağı soruşturma, kovuşturma gibi eylemleri beklemeden kendilerini ‘adalet dağıtan merciler olarak gören’ kişiler yüzünden insanların onurlarını ayaklar altına almaya çalışmak hiç şık değil, etik değil. Hatta ahlaki değil…
Belirli pazarlıkların arkasından gelen itham yüklü saldırılardan Soner Çetin’de maalesef diyorum nasibini aldı!
Belediye başkanı olarak Soner Çetin veya bir başkası, eğer yolsuzluğun içine düşmüş ise bunun hesabını soracak olan makamlar belirlidir. Sosyal medya üzerinden ve haber siteleri yöntemleriyle insanların şeref ve haysiyetlerine yapılan çirkin saldırılar kimseye bir şey kazandırmaz.
Soner Çetin’in yeniden aday olmaması adına önce partisinin içinden başlatılan bu çirkinliklere sonrasında rakipleri olacak siyasetçiler de katılınca işin çirkinliği tavan yaptı adeta!
Soner Çetin’in bu çirkinliklere karşı yaptığı açıklama aslında hakikati ortaya koyuyor. Çukurova Belediyesi’ne ve Soner Çetin’e yönelik olarak saldırıların ben ‘siyasi beklentiler’ hissi ile ortaya konulmak istenilen suçlamalar olarak görüyorum. Adli mekanizmanın vereceği kararları verme yetkisini kendilerinde görenlerin bu gayretlerinin de olumlu sonuçlar vermeyeceğini kestirmek hiç ama hiç zor olmasa gerekir.
Varsa ortada bir suç, bu suçun karşılığında cezayı kesecek olan adli mekanizmalardır. Cezayı verecek makamlar klavye başına geçip yazıp çizenler olmamalıdır.
CHP Genel Merkezi tarafından Çukurova Belediye Başkan adayı olarak isim açıklandığında bu tür suçlamaların merkezinde olanların bir kenara çekilip ‘çok uğraştık ama başaramadık’ diyerek yaptıkları çirkinliklere son vereceklerini düşünüyorum.
Bıraktıkları tahribatlara artık sevinirler mi? Yoksa üzülürler mi? Orasını bilemem ama bu kadar çirkinlik de fazla diyorum.