2020 yılından bu yana yaşadığımız Kovid-19 süreci tarımın bize ne kadar vazgeçilmez bir sektör olduğunu göstermişti. Bu süreçte gelecek yıllarda tarımsal ürünler ve gıdaların çok önemli olacağını gözlemlemiştik.
Bu süreçte peki biz ne yaptık tarımla uğraşan çiftçiler için (destekleme adına) hiç birşey. Çiftçi adeta kaderine terk edildi. Borç harç içerisinde inatla üretime devam etmeye çalıştı. Taki son 2-3 aydır yaşadığımız krize kadar.
Özellikle çiftçinin en önemli girdi kalemlerinden olan gübre ve tohumlukların fiyatı aşırı derecede arttı. Özellikle gübre fiyatları geçen yıla göre yüzde 300’e oranlarda arttı. Durum böyle olunca gübre alamayan çiftçi buğdayını taban tarlasına taban gübresi atmadan ekerek adeta ‘’ne çıkarsa bahtıma’’ demek durumunda kaldı.
Zaten buğday üretimimiz ihtiyacı karşılamıyor, dışarıdan ithal etmek durumunda kalıyoruz. Bu yetmiyormuş gibi bu yıl ekim alanları da daraldı. Seneye daha çok buğday ihtiyacımız olacak. Bu da ister istemez un fiyatlarını dolayısıyla halkın temel gıda maddesi olan ekmeğe zam olarak yansıyacak.
Tüm bunlar dikkate alınarak üretici desteklenmeli ve ülkemiz topraklarının bir karışı bile boş bırakılmamalı. Hemen bugünden harekete geçilmeli ve üreticiler ek destek paketleri açıklanmalı. Çiftçimiz dünya çiftçisiyle rekabet edecek duruma getirilmeli. İlk etapta mazot, gübre ve elektrik gibi maliyetleri düşürülmeli.
Daha sonra da altyapı ve sulama yatırımları, kooperatifleşme, birlikleşme gibi sorunları çözümlenmeli.
İyi haftalar