Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. En acımasız bir haber Antalya Manavgat’tan geldi. Eski kocası tarafından pompalı tüfekle öldürülen Aynur Özilli 3 çocuk annesiydi.
Geçen yıl kocasından boşanma gerekçesi ise kocası tarafından bıçaklanması ve şiddet görmesiydi, yani hiç bir şey değişmedi yine öldürüldü. 3 çocuk ortada kaldı. Ömür boyu acılarını hep çekecek ve unutamayacakları bir anı olarak her yaptıkları şeyde önlerine çıkacak bazılarının ise bir kara leke olarak göreceği toplum faciası olacak. Peki, hani Kadın Hakları savunucuları?
Çıkıp bir iki söylem yapıp üzüldüklerini bildirecekler hepsi bu işte! Ülkemizde örf adetlere bağlı olarak kadınlara ne kadar hak tanınsa da ataerkil bir süreç işlemekte ve kadın hala baskılar altında yaşam mücadelesini sürdürmektedir. Kadına şiddeti ve ölümü engelleyen yasalarda kanunlarda yetersiz kalmaktadır. Aile yapılanmalarının yanında, zaten çok ağır yasalarda olmadığı içinde herkes kadına laf söyleme şiddete eğilimli ki bunu da fırsat bilip vurun abalıya diyorlar. Atatürk’ün kadınlara çok hak tanıdığı bir ülkede üstünde yıllar geçse de değişen bir şey olmadığını görünce de üzüntüler daha da artıyor.. Hiç fark etmiyor eğitimli eğitimsiz kadın her türlü şiddeti görüyor. Eğitimli olanın tek şansı ekonomik özgürlüğünün olması eşinden boşansa bile ayaklarının üstünde daha rahat durabilmesi gözlense de bazen buda yeterli olamayabiliyor.
Diğer tarafta işi gücü olmayan kadınlar koca baskısına dayanmak zorunda kalıyor, aile çocukları istemiyor oda mecburen bu yaşama katlanıyor. Devletin kadınlara sağladığı imkânlar yetersiz olunca da bazı kadınlar kolay para kazanmanın yollarını seçerken kötü yollara düşüp yaşamlarını bu şekilde sürdürürken erkeklerin ve toplumun gözünde kötü imaj ile belirlenip dışlanıyorlar.
Oysa onları da bu yaşama sürükleyen nedenleri görmek ve onlara yardım elini uzatmak gerekir.. Hepsini kurtaramazsak bile elimizden ne geliyorsa tabi ki bunda devletin yardımı ve sivil toplum kuruluşlarında desteği ile yapabilmek adına birçok kadına ışık olunabilir. Bende en büyük hayalimi burada belirtmek isterim. Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle bütün illerde olmak adına bir dernek kurup ezilen şiddet gören aşağılanan kadınlara yardım elini uzatmak onlara psikoloji destek vermek adına toplumda yerlerini daha güçlü kılmak isterim.
Bir ülkenin temel taşı olan kadın ANNEDİR.. KARDEŞTİR.. SIRDAŞTIR.. EŞTİR.. Ellerinde kadınlarını tutamayan erkeklerde şiddet gösterip onları döveceklerine kendilerindeki kusurları görmeleri gerekir. Erkek bu toplumda en baş sıradadır hep ona değer verilir.. Annelerin yanında ailenin içinde erkektir ne yapsa doğrudur mantığıyla gidende yine bir kadındır..
Biz kendi içimizde canavarı yaratıp yok etmeye çalışanda bir kadındır.. Buda tamamıyla örf adetlere bağlı olduğumuzun kanıtıdır.. Ama gelişen Türkiye’de bazı tapular yıkıldı ve bunu kabul etmeyen erkek hegemonyalığı şiddeti daha da artırıp kadın cinayetlerini katlamıştır..Kadında ayaklarının üstünde kalıp meydan okurcasına bende buradayım demiştir. Ama bu kadın cinayetlerinin önüne geçememiştir.. Ağır yasalar uygulanmalı sözde yasalar değil ancak bu şekilde bazı şeylerin önüne geçebiliriz. Avrupa’da ağır yasalar belirlenip bu durumların önüne geçilebiliyor.
Devlette kadınlara sahip çıkıyor hem ekonomik açıdan rahatlar hem de her yönden.. Ülkemizde de bunlar gerçekleşir İNŞALLAH. Kadınlar seks objesi değildir sadece kadındır. Kadınlara değer veren herkes baş tacımızdır. Yıpranan şiddet gören kadınlarımıza sahip çıkarsak Türkiye yenilenir ..
Topluma sağlıklı nesiller yetiştiren kadınlarla gurur duyarız.. Diğer üzücü bir durumda kadın hak ediyor diyenlerde yine kadınların bazılarıdır.. Tabanında yine hak ettirenlerde yine kadınlardır..
O zaman bazı dengeleri kurmak gerekir.Herkesin yaşam standartlarında kaybedilmiş değerleri kazanmak adına KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN MU?