Bir gün baba iş çıkışı yorgun argın eve gelir, 5 yaşındaki çocuğu koşarak kapıyı açar. Ve çocuğun babaya sorduğu ilk soru şudur:
‘Baba senin bir saatte kazandığın para ne kadar?’
Soruya şaşıran baba sinirlenir ve aşırı bir tepki verir:
‘Bu nasıl bir soru, benim böyle saçma sorulara ayıracak zamanım yok’ der ve çocuğu başından savar. Daha sonra baba yemeğini yer, çayını, kahvesini içer ve çocuğun söylediğini düşünmeye başlar. Çocuğun odasına gider ve:
‘Az önce sana sert davrandığım için üzgünüm, ama gerçekten çok yorucu bir gün geçirdim. Benim bir saatte ne kadar para kazandığımı neden öğrenmek istiyorsun? Ben bir saatte20 TL kazanıyorum’ der.
Daha sonra çocuk yastığının altında biriktirdiği 10 TL’yi çıkarır ve babasına der ki:
‘Babacım bana 10 TL borç verir misin?’
Babası anlam veremez ve ‘Neden?’ diye sorar. Çocuk da der ki:
‘Bende 10 TL var, sen de 10 TL verirsen 20 TL olur. Baba bana bir saatini ayırır mısın?’
Bir çocuğa oyuncak almak kadar, alınan oyuncaklarla onunla birlikte oynamak da o kadar önemlidir. Aldığımız oyuncak ne kadar güzel, ne kadar pahalı olursa olsun onunla birlikte oynayıp zaman geçirmediğimiz sürece çocuk için bir anlamı olmaz, bir süre sonra o oyuncaktan sıkılır ve bir daha oynamaz.
Çocukların yemek, uyku, ısınma gibi temel fizyolojik ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanması çocuğun sağlıklı gelişimi açısından ne kadar önemli ise, onları karşılıksız sevmek ve bunu onlara göstermek debir o kadar önemlidir.Eğer çocuğumuzu sevgiyle büyütür ve nitelikli zaman geçirirsek, her olumlu durumda davranışı ve çabası için övgü sözleri kullanır, olumsuz davranışlarını sürekli eleştirmezsek ve başarısız olduğunda bile ‘sana güveniyorum, seninle gurur duyuyorum, istersen bir daha deneyebilir ve başarabilirsin’ dersek çocukta güven ve sevgi duygusunu pekiştirmiş olur ve sağlıklı bir şekilde gelişmesine yardımcı oluruz.
Her çocuk anne ve babası için biricik ve tek olmak, ‘iyi ki varım, seviliyorum, değerliyim’ duygusunu hissetmek ister. Bunu sözel iletişimle sağlayamazlar belki ama bakışlarıyla ve hareketleriyle ‘anne-baba beni sev, bana değer ver’ vurgusunu sürekli yaparlar. Önemsenmediklerini düşündüklerinde ise anne-babanın dikkatini çekmek için saldırgan davranışlara başvurabilirler.
Unutmayalım, çocukhastalık değil semptom taşır; ailede yolunda gitmeyen durumlara ilişkin semptomlar. Günümüzde ise ailelerde karşılaşılan en önemli problemlerden birisi ‘iletişim kuramama’ dır.
Siz de şöyle bir arkanıza yaslanın ve düşünün bakalım ‘evde aile bağlarının güçlenmesi ve etkili iletişim için ne kadar uygun ortam yaratıyorsunuz?’
Sevgilerimle,