Pandemi süreci farklı bir boyut almaya başladı. Aslında boyut hep farklıydı. Çeşitli tartışmalar ve değişik düşünceler ortaya koyuluyordu ama iş biraz da komik bir hale dönmeye başladı.
Bir tarafta salgının maske ile önlenemeyeceğini açıklayan bilim adamları diğer bir tarafta maske burnundan düştü diye (alınan üst mahkeme kararlarına rağmen) vatandaşa binlerce liralık ceza kesen trafik polisleri.
Bir tarafta kapalı alanlarda yüzlerce insanın katılımıyla düzenlenen kongreler, toplantılar, buluşmalar diğer tarafta eşiyle motosiklette gittiği için mesafe kurallarına uymadığından dolayı uyarılan çiftler.
Birkaç gündür en çok dikkatimi çeken şey ise Adana Büyükşehir Belediyesine ait otobüslerin halleri.
Bazı otobüslerde en fazla 7 kişi ayakta yolcu kabul ediliyor ancak bazı otobüslerde hınca hınç dolduruluyor.
İnsanlar özellikle iş saatlerinde yaşanan yoğunlukta otobüs sefer saatlerinden şikâyetçi. Çünkü en kısa aralık (114 numaralı hat hariç) yarım saat. Bu bazılarında bir buçuk saate kadar çıkabiliyor. Eğer ilçelere gidecekseniz yarım gün bile bekleyebiliyorsunuz.
Koyulan bir kural var ve bu kurala herkesin riayet etmesi gerekir diyen bir kesim var. Haksız da sayılmazlar ancak o kesimin büyük çoğunluğu toplu taşıma kullanmayan insanlar.
Dün sabah bir belediye otobüsünde hanımefendinin birisi durakta bekleyen yolcuları almadığı için şoförle tartışıyordu.
Şoför; "Ben koyulan kuralı uyguluyorum" diye kendini savunuyordu ki, başka bir hatta çalışan otobüs yanımızdan geçip gitti. Bu kez diğer yolcular o otobüsü işaret ederek şoföre sitem etmeye başladılar.
Otobüs sürücüsü ne yapacağını şaşırdı tabi. Ne diyeceğini de bilemedi.
Şimdi soruyorum; Kim haklı?
Kuralı koyan mı haklı?
Duraklarda saatlerce insanların beklemesine göz yuman ama kurallara uyan şoför mü haklı?
Koyulan kurala uymayan ancak insanların mağdur olmamasının önüne geçen şoför mü haklı?
Dün yaşadığım olayda vatandaşlardan birisi aynen şu cümleyi kullandı; Bu şehrin Valisi ya da Belediye Başkanı sabah bir otobüs ile işe gitsin de görsün vatandaşın nasıl mağdur olduğunu. Son model, özel araçlarıyla klima açık bir şekilde gün geçirdikleri için vatandaşın halini bilmiyorlar."
Haksız mı bu vatandaş?
Ben buradan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar’a bir çağrıda bulunmak istiyorum;
Sayın Başkanım. İnsanların otobüslere doluşmasının önüne geçilmesi lazım. Bunun için de koyulan kurallar tavizsiz bir şekilde uygulanmalı ama bari işe gidiş geliş saatleri arasında ek seferler konularak vatandaşın mağduriyeti giderilemez mi?
Pandemi sürecinde sadece vatandaş değil Valisinden Büyükşehir Belediye Başkanına hatta tüm makam sahibi yöneticilere kadar herkes de elini taşın altına koymalı. Gerekirse zarar etme pahasına vatandaşın sağlığı ve huzuru gözetilmeli.
Şehrimizin rengini maviye çevirmek için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız ancak bunu yaparken de vatandaşların mağdur olmasının önüne geçilmeli.