Seçimlerden önce bazı duyumlar almıştım. Bunu da bu köşeden sizlerle paylaşmıştım. Hatta biraz daha rahat bir alan olduğu için sosyal medya hesaplarından çok daha ayrıntılı biçimde yazmıştım. Geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğum bir kez daha ortaya çıktı.
Bahsi geçen yazıda Ak Parti’nin atadığı bazı üst düzey bürokratların Ak Parti’nin seçimi kazanamaması halinde bile koltuklarını koruyacaklarını iddia ettiklerini hatta bunun için de astlarını ikna etmeye çalıştıklarını belirtmiştim.
Gerçekten de o iddialar doğruymuş.
İşin garip tarafı Ak Parti’nin atadığı bu üst düzey bürokratların öyle bir iki kurumda olmadığıydı. Şu ana kadar kesin tespit ettiğim en az 5 kurum var. Bu kurumların amirlerinin bazen özel görüşmelerle, bazen ulu orta ama ima ederek Ak Parti iktidarının yıkılacağını bu yüzden sosyal medya hesaplarında ya da açık konuşmalarda dikkatli olmalarını astlarına salık vererek aslında aba altından sopa göstererek bunu yapmış olmalarıydı.
Şimdi bir takım insanlar diyebilir ki; "Kardeşim ne var bunda? Ak Parti iktidarında kurum amiri oldu diye bir bürokrat başka bir partiyi tutamaz mı?" Hemen cevap vereyim; Neyi/kimi/hangi partiyi istiyorsa onu tutabilir. Bence hiçbir mahsuru yok. Sorun şurada; Bütün dünyada siyasi irade kendisiyle çelişmeyecek, çizdiği ilkelere bağlı kalacak ve bir sonraki seçimde daha çok oy almasını sağlayacak isimleri üst düzey pozisyonlara getirir. Bu insanlar da bu pozisyonlara Ak Partili referansları sayesinde getirilmiştir. İşte bu yüzden o pozisyona geçene kadar gelene ağam gidene paşam derken yetkiyi aldıklarında "Ben kimseyi tanımam" tarzındaki tavırda olanlardan önce onların o makama gelmesine referans olanlardan hesap sorulması gerekir.
Şimdi size basit bir soru; Son birkaç yıldır Adana bürokrasisine atanan üst düzey bürokratlara bir bakın bakalım. Kaç tanesinin gerçekten işinin hakkını verdiğini söyleyebilirsiniz. Şahsen tanışıp tanışmadığımız önemli değil ama birçoğunu gıyaben tanıyan ve takip eden birisi olarak şunu rahatlıkla yazabilirim; bu sayı bir elin parmağını geçmez.
Gerçekten gayretli, işini düzgün yapan kişileri tenzih ederek yazıyorum; Adana bürokrasisi yeniden dizayn edilmeli ve şimdiye kadar koyulan hedefler doğrultusunda millete dokunan hizmetler yapanlar taltif edilerek diğerlerine teşekkür edilerek daha çok Adana’da yaşamış, Adanalıların bildiği, sevip saydığı kişiler işin/kurumların başına geçmeli.
Ben şimdilik bu konuyla ilgili bir giriş yapmış olayım. Biliyorsunuz yazılarımda isim vermekten hiç çekinmem. Gerekirse hem kurum hem kişi isimlerini de vereceğimiz bir yazı daha yazarız.
Böylece yemek yediği kaba pisleyen bu kişileri kamuoyu daha yakından tanımış olur.
YAKINDA BOMBA PATLAR
Kurum amirleri yukarda saydığım işleri yaparken altta bulunan birileri de yüzyılın seçimi olarak adlandırılan seçimlerin kritik öneme haiz olmasından kaynaklı karışıklıktan yararlanarak görevini kötüye kullanmış ve maddi manevi çıkar elde edecek işlere imza atmışlar.
Bazıları ile ilgili soruşturma başlatılmış, bazılarıyla ilgili de belgeler toplanmaya başlanmış. Duyumum o ki bu kişilerle ilgili o kadar yoğun şikâyetler olmuş ki bazıları topu üstlerinden atmak için kendi amirlerini suçlamaya ve onlarla ilgili doğru/yanlış bilgileri birilerine aktarmaya başlamış.
Yukarıda yazdığım ilk bölümle bu bölümü birleştirerek düşünün hâl-i pür-melâlimizi… Cumhurbaşkanı ülkeyi devler ligine çıkarmaya çalışıyor. Ortaya bir vizyon koyuyor. Onun bürokratları ise Adana’da olmayacak işlere imza atıyor. Kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmüyor.
Yakında bu konuyla ilgili de bomba patlar patlamasına da gelen gideni aratacaksa o zaman yine Adana’ya yazık olur.
Bu kent kendi içinden dürüst, çalışkan, idealist ve işini hakkaniyet ile yapacak insanları çıkarıp başa getirmediği müddetçe kaybetmeye mahkûm.
Yetkililere sesleniyorum; Gelin bu makûs talihi değiştirelim.