Türkiye gibi iktidarın da muhalefetin de ne yaptığını çok kestiremediğiniz bu yüzden milletin düşüncesine sıkça başvurulan ve adına, 'demokrasi ile yönetiliyor' denilen hele bir de ekonomik refahın olmadığı ve alım gücünün de sürekli çok inişli ama az çıkışlı bir seyir izlendiği ülkelerde seçimlere katılımın yüksekliği ile övünülür. Gerçekte ise derdi geçim olan insanları en büyük korkutma aracıdır seçimler.
"Biz gidersek şöyle olur ha!" diyen iktidar temsilcileri ile "Biz gelmezsek sonunuz daha beter olur ha!" diyen muhalefet arasında bir tercih yapmak zorunda kalır halk. Hâlbuki yine sözde demokrasi ile yönetilen ancak ekonomik anlamda gelişmiş ülkelere bakın seçimlere katılım oranı bizimkinin yanına bile yaklaşamaz. Çoğu yüzde 50-60’lar seviyesindedir.
Bizde seçime katılımın yüksek olması demokrasi kültürümüzden falan değil korkudan kaynaklanır. "Seçime gitmezsem, oy kullanmazsam cezası varmış" diyerek sanığa giden insanlar azımsanmayacak çoğunluktadır.
Şunu yazmaya çalışıyorum; Ekonomik anlamda sorunumuz olmasa, devletin devamlılığını esas alan irade hâkim olsa ve bu devamlılık hep daha iyisini yaparak ülkeyi daha ileriye götürme arzusunu gerçekten insanlara yansıtsa başa gelecek kişinin kim olduğuyla neden ilgilenelim, neden gidip oy kullanalım?
Yanına sağ cenahtan 5 partiyi almasına ve daha çok Kürt kökenli insanların oy verdiği bir partiyi de kaçak oyuncu olarak sahaya sürmesine rağmen CHP’nin iktidar olamamasının sebebi sizce ne olabilir? Bence; halkı ikna edemiyor oluşu. Düşünsenize daha iki-üç ay önce elindeki sosyal medya araçlarıyla ah-vah edip paylaşımlar yapan, outsize ölçülerindeki kaba yerlerini kaldıramadıkları için bölgeye gidip bir insanın acısına merhem olamayan, açılan hesaplara üç kuruşluk maddi yardımda bulunduktan sonra kendi gibi düşünmediğini anladığı anda depremzedelere ağza alınmayacak hakaret eden insanımsıların olduğu tarafta durur mu bu halkın büyük çoğunluğu?
Öte taraftan kurucu unsurları dâhil yüz yıllık Cumhuriyet tarihinde hiçbir insana nasip olmayan bir siyasetçiye üstelik ekonomik anlamda bunca sorun yaşanmasına, "Mutfakta kaynamayan tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" goygoyuna ve yanı başındaki insanların büyük çoğunluğunun halktan kopuk, milletin benimsemediği kişiler olmasına rağmen neden hala sahip çıkıyor bu millet?
Başkasını hor görmekten, kendi gibi düşünmeyene hakaret etmekten zevk alan ama kahir ekseriyeti neyi, neden ve nasıl savunduğunu bilmeyecek kadar cahil bir güruha seçimlerde neden kaybettiğinizi anlatamazsınız. Çünkü o güruhun neredeyse tamamı zaten ülkenin kaymağını yiyen tabakadan. Zaten o yüzden seçimlerden önce "Öldük, bittik" deyip de seçimlerden sonra; "Ben gene ülke ülke gezerim, her gün et yerim. Siz de ne haliniz varsa görün. Allah sizi taş etse de bu saatten sonra umurumda olmaz" demeleri.
Bir de bunların aldıkları gazın ayarını hep belli bir seviyede tutan ama seçim dönemlerinde sürekli artıran grupları var. O grupların uydurulmuş verilere dayandırarak; "Bu kez kesin gidiyorlar" "Gümbür gümbür geliyoruz" yalanlarını yiyenlerin seçimlerin hemen ardından; "Oylarımızı çaldılar" "Aslında biz kaybetmedik" yalanlarını da sürekli yutmaları yine bu cehaletlerinden kaynaklanıyor.
Bu cahil sürüleri ile de karşı taraf her seçim tabir yerindeyse top gibi oynuyor.
Ben her seçim döneminde birbirimize düştüğümüz, olmadık laflar ettiğimiz, seçimleri varlık ya da yokluk meselesi gördüğümüz bu zamanların artık geride kalmasını, iktidardaki isimlerin bir kurtarıcı değil de o an ülkeyi temsil etmekle görevli memurlar olduğunu gördüğümüz günlerin gelmesini istiyorum.
Seçim günlerinde evimize gömülüp TV/radyo/sosyal medya araçlarının başında saatlerce zaman öldürmekten ziyade özellikle seçim günlerinde yurt dışına tatile gidip oradan fotoğraflar paylaşabileceğimiz zamanların gelmesini istiyorum.
Sıkılıyorum artık seçim, siyaset konuşmaktan, gelecek kaygısı gütmekten. Adına demokrasi denilen ve egemenlerin acıktıkça yediği putu bir kenara bırakıp artık sistemin milletin iradesi ve geleceği noktasında en doğru şekliyle işletilmesinin gerektiğini düşünüyorum.
Tüm çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini, eğitimini, sağlığını, ekonomisini sistemin hallettiği bize ise sadece insanca yaşayarak şu ahir ömrümüzü tamamlayıp dünya sürgünümüzü güzelce geride bıraktığımız bir ülke istiyorum.
Çok şey mi istiyorum?