CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bayram değil, seyran değilken Alevi olduğunu açıklaması ve bunun için özel bir video çekmesi gerçekten hepimizi büyük bir heyecana sürükledi.
Düşünsenize, yıllardır herkesten gizlenilen bütün sırrı bozdu. Ne olacak şimdi?
Benim asıl takıldığım konu onun bu büyüyü bozması, sırrı açıklığa çıkarması da değil asıl mesele onu açıklarken kullandığı cümleler.
Oraya gelmeden önce şunu bir sorayım; Allah aşkına; Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu bilmeyen kaç kişi vardı ki bu ülkede? Hatta adaylığı açıklanmadan önce kendi kurtlar sofrasındaki masa ortakları bile onun Aleviliği üzerinden açıklamalar yapıp; "Seçimi kazanmaz" imalarında bulunmuyorlar mıydı?
Bir ara azılı bir Millet İttifakı taraftarı gazeteci ile konuşurken; "Kemal Kılıçdaroğlu ayağına gelen böyle büyük bir fırsatı geri çevirmez. Kaybettiği 11 seçimin üzerine tam da zafere yaklaşmış ve o mağlubiyetlerin tamamını unutturacak bir konumdayken ne Ekrem'e ne Mansur'a böyle bir paye verir" dediğim zaman bana şunu söylemişti; "Tabi! Kılıçdaroğlu aday olsun da ona karşı çıkanlar hemen Alevi kimliği üzerinden siyaset yapsın. Miting meydanlarında yuhalatsın."
Bu ülkede bir kesimin kafası gerçekten böyle çalışıyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ı bir çok yönden eleştirebilirsiniz. Eleştirmek için konu aramanıza da gerek yok. Zira bir günde iki-üç şehirde açılış yapan, defalarca kamera karşısına geçen ve hep insanlarla muhatap olmak zorunda kalan birisini eleştirecek konu bulamamak için aptal olmak gerekir ama mezhep üzerinden eleştirmeye kalkmak en basit deyimiyle ahmaklık.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ajansından birileri kulağına da böyle fısıldamış olacak ki bekledi, bekledi bekledi ama Erdoğan'dan ve yol arkadaşlarından Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği noktasında olumsuz bir açıklama gelmeyince bekledikleri o mağdur edebiyatını yapamadılar. Seçimlere de az zaman kalınca herhalde şunu düşündüler; "Madem Erdoğan ve arkadaşları Kılıçdaroğlu'na Alevi kimliği üzerinden yüklenmiyorlar biz de acılara yürüyelim korkmayalım ve bunu kendimiz ifşa (!) edelim.
Yahu! Bu ülkede mezhepsel ya da ırksal aidiyet noktasında teşekkür edeceğiniz bir tane siyasetçi varsa o da Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Bugüne kadar hem Kürtler başta olmak üzere diğer kökenden insanlar hem de Aleviler ve diğer mezheplerin mensupları bu özellik ve inanışlarını bugün rahat rahat konuşabiliyorlar ise bunu en çok da Erdoğan'a borçlular.
Ülke kurulduğundan beri Erdoğan'dan başka tek bir lider söyleyebilir misiniz Alevi açılımı yapan. Peki; Kürt açılımı? Ya Roman? Var mı başka bir siyasetçi bunları yapan?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu açıkladığı konuşmasını ilk izlediğimde aklıma; Şecaat arz ederken merd-i Kıbtî sirkatin söyler" deyimi geldi.
Ne demişti Kılıçdaroğlu o meşhur konuşmasında; Ben samimi bir Müslüman'ım. Bunu dediği gün Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ve iftiraları nedeniyle mahkeme tarafından cezaya bilmem kaçıncı kez çarptırılmıştı. Seccade olayına, ezan okunmadan iftar açmasına falan girmiyorum. Samimi Müslümanı görüyor musunuz? Hem iftira atıyor hem de yalan söylüyor. Ben söylemiyorum. Mahkemeler söylüyor.
Başka?
"Kul hakkı yemem, beytül mala el uzatmam" diyor. SSK Genel Müdürlüğü zamanında ortaya çıkan yolsuzluklar ve torununu SSK'lı yaptığına dair iddiaları nereye koyalım peki?
Asıl bombayı ise en sonda patlattı ve başında bulunduğu partinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzattı.
"Alevi olmaz denilen bu sisteme; Doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur diyecek misin? Bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya hazır mısın" dedi. Hatırlıyorsunuz değil mi?
Kim kurdu bu sistemi? Erdoğan mı? Demek ki Cumhuriyet sistemi; "Doğru, dürüst, ahlaklı olanı istemiyor. Hele hele Alevi ise zinhar olmaz" diyor. Öyle mi?
Daha önce de doğup büyüdüğü memleketi Tunceli'nin adını Dersim olacak değiştireceğini açıklamış ve Kemalist'lerin tepkisini çekmişti. Malum Kemal Bey'in memleketi Dersim, Mustafa Kemal yönetimi tarafından vilayetken önce ilçeye dönüştürülmüş ve daha sonra adı Tunceli olarak değiştirilmişti.
Kılıçdaroğlu, başında bulunduğu partinin ve bu ülkenin kurucu iradesine nasıl bu kadar açık tepki koyabiliyor ve nasıl birileri bunları görmezden geliyor anlamıyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu bu tarz açıklamalarıyla bana CHP'yi ve Cumhuriyet'in kurucu iradesini bitirme projesi izlenimi veriyor.
Kılıçdaroğlu söylediği gibi bu sistemi kökünden yıkmaya mı geliyor?
Bencede kendi kutsallarını kendi tutmaları ile yıkacaklar