Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ geçtiğimiz hafta Adana’daydı. Hem gündemin yoğunluğu hem de araya mübarek Ramazan Bayramı girdiği için o günle ilgili izlenimlerim bugüne kaldı.
Ümit Bey’in söylediklerini beğenir veya beğenmezsiniz bu başka bir konu ama bence Türkiye’deki siyasetçilerin birçoğuna 'duruş' dersi verdiğini söylemek yanlış olmaz.
Düşündüklerinden geri adım atmıyor ve birilerini hoşnut etmek için taviz vermiyor. 'Bir oy daha fazla nasıl alabilirim?' düşüncesi belki siyasetin, siyasetçilerin doğasında var ama o bunu kabul etmiyor. Mesela; "Sığınmacılardan bir tek oy bile istemiyorum” diyor. Bu noktadan baktığımızda kendince sağlam temeller üzerine oturtmuş siyasi anlayışını.
Adana’da iki gün geçirdi Ümit Özdağ. Öğleden sonra geldiği kentte önce bir iftar programına katıldı. Ertesi gün Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ndeki basın toplantısı ile başladığı programına 4 canlı yayın, 5 ziyaret, 3 bölgede esnaf gezisi ve onlarca özel görüşme sığdırdı.
Cemiyetteki toplantının neden daha geniş bir şekilde basında yer bulmadığını anlayamadım. Hâlbuki başta Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik olmak üzere birçok konuda önemli açıklamalar yapmıştı.
Ben de gün biterken, Adana İl Başkanlığı tarafından organize edilen iftar yemeğinin ardından kendisi ile parti il binasında bir canlı yayın yaptım.
adanamasasi instagram ve youtube hesaplarından yayınlanan röportajda sorduğum sorular tahmin edebileceğiniz üzere daha çok mülteci karşıtlığı üzerineydi.
Ümit Bey benim her mülteci hitabıma 'sığınmacı' diyerek karşılık verdi. Ona göre mülteciler başka sığınmacılar başkaydı.
Açık söyleyeyim başta Suriyeliler olmak üzere mülteciler konusunda ben Sayın Özdağ gibi düşünmüyorum. Elbette ülkemize girişlerinde çok büyük yanlışlar yapıldı. Fakat bugün o hataları konuşmanın anlamı yok. Şimdi entegrasyonu nasıl sağlarız, bu entegrasyona direnerek toplum bütünlüğünü bozanları nasıl bertaraf ederiz onu konuşmanın zamanı.
Röportajda Ümit bey iki kez sinirlendi. Birisi mültecilerin gönderilmesi ile ilgili başta Avrupa Birliği olmak üzere batılı devletlere verilen sözler ve atılan imzalar konusuydu. Bu konuda; iktidar olmaları halinde çok rahat bir şekilde imzaların geri çekeceklerini başka ülkelerin ne diyeceklerine de kulak asmayacaklarını söyledi.
Özdağ’ın sinirlendiği bir diğer sorum ise mülteciler konusunda bu kadar çok açıklama yapmasının sonrasında özellikle mültecilere yönelik haksız saldırılar ile ilgiliydi. Sorumluluk hissedip hissetmediğini sordum. O da kendince haklı olarak mülteciler tarafından öldürülen vatandaşlarımızın isimlerini sayarak düşüncelerini ifade etti.
Ak Parti hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın en doğru yaptığı işin ise ülkemizde batılıların yıllardır ısrarla uygulatmaya çalıştığı nüfus planlaması yaygarasına karşı çıkmaları olduğunu söyledi. "Kaç çocuk olsun?" diye sorduğumda ise gülerek "Sınır yok" diyerek cevap verdi.
Ümit Bey aslında daha çok tebessüm ettiğinde, konuya daha sıcakkanlı yaklaştığında bence oy potansiyelini artırabilecek bir isim ama nedendir bilmem sürekli gergin bir atmosferde ve parmak sallayarak konuşuyor. Bunu kendisine de söyledim. "Kurtuluş kardeşim! Konuştuğumuz konular sıkıntılı konular. Bunları konuşurken gülerek mi anlatalım" dedi.
Kendince haklıydı ama eminim o benim ne demek istediğimi anlamıştı.
Adana’yı çok farklı bir yere koyduğunu da söyledi ve Adana deyince akla 8-9 Şubat 1969 tarihli MHP kongresi geldiğini ifade etti. Kendisini tavırlarından dolayı Adanalı zannettiklerini de vurguladı.
Ümit Özdağ ile yaptığım röportajın tamamını internetten izleyebilirsiniz. Ben yazımı Zafer Partisi Adana İl Başkanı Ayhan Binboğa ve ekibini tebrik ederek bitirmek istiyorum. Genel Başkanlarını hem gayet iyi ağırladılar, hem de çok sıkı bir program yaparak yorgun ama mutlu bir şekilde Adana’dan uğurladılar.
Şu dip notu da vereyim; Ümit Özdağ önümüzdeki günlerde Adana’ya yeniden gelecek ve büyük bir ihtimal yanında bu kez Ata İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan da olacak.