Birçok kişi ben ne yapmalıyım diyor.
Veya ne yapabilirim diye düşünüyor.
İşte bu konuya en yetkili Fetva makamından cevap geliyor.
Müftü Hasan Çınar soruya şu cevabı veriyor..
BES’ te biriken paramın zekâtını vermem gerekir mi?
BES’ te (Bireysel Emeklilik Sistemi) biriken paradan zekat vermek gerekir.Çünkü tasarrufu sizin tercihinize bağlıdır. İstediğiniz zaman ayrılabilir ve anlaşma şartlarına göre paranızı alabilirsiniz.
(Eğer bu para faizde ise zaten BES caiz olmaz.) Zekat verme zamanınız geldiğinde paranızın biriktiği yere şöyle sorarsınız ; “ Bu gün ayrılsam bana ne kadar para verirsiniz?“
Alacağınız cevabı mevcut malınız varsa ona eklersiniz.
Başka birikiminiz yoksa alacağınız para 80.18 gr. altın kıymetine ulaşacak kadar ise zekatını vermeniz gerekir.
*
Değerli okurlarım şu an Askerlerimiz sınır dışında terör ve terör örgütleri ile mücadele etmekte.
Onlar için dua edelim.
Bu konuda Peygamber Efendimiz (sav) şu şekilde bize tavsiyesi var.
Rasûlullah (sav) Şöyle buyurdu:
“Ey kitab’ı (Kur’an’ı) indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allahım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl!” (Buhârî, Cihâd ,112)
*
Sabah namazına dikkat edelim.
Sabah Namazında İnsanın Başına Gelen Manevi Ahval..
Sabah namazı çok muazzam bir vakittir, çünkü içerisinde Sevgilinin nurunu ihtiva eder..
MEVLA'da bu yüzden, ta o günden bugüne deveran eden bir nur koymuştur o vakte.
O vakitte uyanık olmak birçok hayra ve berekete sebeptir.
Evinde 'rızık sıkıntısı' çekenler, öncelikle sabah namazını vaktinde kılmaya, dolayısıyla o vakti uyanık geçirmeye gayret gösterdikleri takdirde, sıkıntılarından kurtulurlar.
*
Her şeyi hikmetle yaradan Rabbim, koyuna rızık olarak dağları ovaları vermesine rağmen, köpeğe de, çöplükleri vermiştir. Çünkü köpek, akşamdan uyanık kalır, tam seher vaktinde uyur, bu yüzden rızkı dardır, fakat koyun ise, akşamdan uyur seherde uyanıktır, bu yüzden rızkı çok geniştir.
İnsanlar içinde bu böyledir. Her sabah namazı vakti her kulun başına bir melekle bir şeytan gelir,
Melek der ki şeytana, "sana bur da yer yok, var git bu kul kalkıp namazını eda edecek" şeytan da mukabelede bulunur, "hayır sen git, ben onun üzerine bir sıcaklık ve uyku vereceğim, uyku ona tatlı gelecek sıcacık yatağından çıkmak istemeyecek" der.
*Şayet kul namaza kalkarsa, şeytanın boynu kırılır ve oradan adeta kaçarcasına uzaklaşır...
*O esnada, kişinin yatağından kalkıp ta giydiği terlikler, hatta bastığı yerler, aldığı abdest suyu dahi 'o kula dua eder...'
*Fakat gaflete dalar da kalkmazsa, o zaman melek üzgün bir şekilde oradan ayrılır.
*Şeytan ise gayet mutlu bir şekilde, o kimsenin kulağına idrarını yaparak oradan uzaklaşır.
*Artık o kimse hak ve hakikati duyamaz, anlayamaz bir duruma gelir...
*
Hani bazen deriz ya..
"Falanca kimse o kadar sohbet meclislerine gidiyor fakat hiç tesir etmiyor."* diye ya..
Böyle şeylerin altında mutlaka manevi sebepler yatıyordur...
Namaza kalkmamak, o vakti uykuda geçirmekle, o kimsede rızık darlığı başlar, hatta bu minval üzerine devam ederse, artık evinde çoluk, çocuğunun rızkını yemeye başlar.
Üstelik o vakit, vücudumuzdaki meleklerin nöbet değişim vaktidir.* İnsan vücudunda her eklem yerinde olmak üzere vazifeli melekler vardır ve bu melekler, bir sabah namazı vaktinde bir de ikindi vaktinde nöbet değişirler.
Mevla'nın huzuruna vardıklarında Mevla sorar, "kulumu nasıl buldunuz, nasıl bıraktınız?"
Şayet o kul, sabah namaza kalkmış, ikindide namaz ve taat ile meşgul olmuş ise, melekler
"Ya rabbi, senin huzurunda bulduk, senin huzurunda bıraktık." diye cevaplar melekler
Fakat o kul, namaz vakti uyursa, ikindi vaktinde de dünya koşuşturmacası içerisindeyse,
Mevla'mızın sorusuna "Ya Rabbi, gaflet üzerine bulduk, gaflet üzerine bıraktık."* diye cevaplar melekler.
Mevlam muhafaza buyursun...
Ve cümlemizi meleklerin hakkımızda şikayetçi değil de, şefaatçi olduğu kullardan eylesin.