Dilenerek geçimini sağlamak dinimizde normal kazanç yollarından sayılmamıştır.Aç kalmayacak şekilde nafaka temin etmek her Müslüman’a farzdır.Az da olsa, helalinden kazanç elde etmeğe gücü yeten veya bir günlük nafakası olan birinin dilencilik yapması ise haramdır.
Dilenmek, kulun en son baş vuracağı bir ruhsattır.Zaten Müslüman’ın karakteri buna müsaade etmez.Ancak nafaka kazanmaktan tamamen aciz olan birinin dilencilik yapması veya kendisinezekat, fitre, fidye, sadaka vb. yardım yapanın verdiğini alması caizdir.
Bu şekilde aciz olup da başkalarından yardım istemeyip ölen, büyük günah işlemiş olur. Sanki kendisini tehlikeye atmış, intihar etmiş gibi olur ki; bu, dinimizde caiz değildir.Bu gibiler için dilenmek zillet sayılmamıştır.Hayat bize emanettir. Böyle zor durumda olanlara, ölmeyecek kadar kullanmak üzere haramlar helal kılınmıştır. Bu durumdaki muhtaçları bir kısım Müslümanlar yedirmezlerse bütün Müslümanlar mesul olur.
*
Cenaze sol tarafına yatırılmışsa ve kabir de tamamen kapatılmışsa yeniden kabri açmak gerekir mi?
Hayır, kabir bundan dolayı açılmaz. Yani ölü yanlışlıkla sol yanı üzerine yatırılmış ve kabri de kapatılmış ise, sağ yanına yatırmak için kabri yeniden açmak mekruhtur.Hatta cenazenin yüzü kıbleye çevrilmemişse de kabir açılmaz.Ancak kabrin toprağı henüz atılmadan anlaşılırsa tekrar kabre inilir ve ölü, sünnet üzere kıbleye doğru sağ yanına yatırılıp, yüzü de kıbleye çevrilir.Zaruret halinde (otopsi vb.) kabri açmak caizdir. (H.Çınar)
*
Bir tüccara kullanmak üzere şartlı olarak yüz bin Türk lirası verebilir miyim?Şartım; verdiğim paramın tamamını bana geri verinceye kadar her ay bin Türk lirası bana vermesidir. Bu parayı almam caiz midir?
Hayır, böyle bir şartla parayı kullanması için tüccara vermek caiz değildir.Bu faizli bir muameledir ve helal olmaz.Fakat dinimizin helal kabul ettiği bir işle meşgul olan tüccara, kâr-zarar ortaklığı şartıyla para verebilir. Şöyle ki; “ Sana, bu ticari işte kullanmak üzere şu kadar para vereceğim, her ay veya her yıl kârın yüzde on beşini bana ödeyeceksin.” diyen birisi, hissesi oranında zarara da ortak olmak şartıyla, bu parayı alabilir, caizdir. Bu bir şirket ortaklığıdır. Ortak olduğu nispette zarara da ortak olması muameleyi faizli olmaktan çıkarmaktadır.
*
Yatarken dua ve zikir niyetiyle Kur’an-ı Kerim ve dualar okuyabilir miyim?Ne okumalıyım?
Evet, okuyabilirsiniz. Ayakta, oturarak veya yan tarafına yatarak Allah Teâlâ’yı zikretmenin mahzuru yoktur hatta tavsiye olunmuştur. Yatakta, uyumadan önce İhlâs, Felak, Nas surelerini ve duaları, zikir ve dua maksadıyla okuyarak, kendimizi manevi muhafaza altına almamız caizdir.Kur’an-ı Kerim’i abdest aldıktan sonra kıbleye dönerek saygı ve edeple okumak sünnettir. Aynı adapla dinlemek farz-ı kifayedir.
*
Dua sonunda "Âmin İnşaallah" demek doğru mudur? “ Âmin “ demenin hükmü nedir?
Hayır, doğru değildir. Dualarda “Âmin” demek, "Allahım kabul eyle" demektir. Onun için kesin ve azimle dua etmek gerekir. Hz. Peygamberimiz (sav) “İnşallah Allah (cc) beni affetsin demeyin."diye buyuruyor.Fakat gelecekle ilgili ne konuşursak muhakkak “inşallah“ dememiz gerekir. Bu ayetle sabittir.Fatiha Suresi'nden ve dualardan sonra “Amin” demek sünnetle sabittir.
Hz. Peygamber (sav); “İmam Fatihadan sonra “Âmin” dediği vakit siz de “Amin” deyiniz. Zira kimin “Âmin” demesi meleklerin “Âmin” demesine denk gelirse, o kişinin geçmiş günahları affolunur.” buyurmuştur.Tabi namazda Fatiha'dan sonra “Âmin” lafzını sessiz bir şekilde söylemek uygun olandır.