Tarladan aldığımız arpamızı, buğdayımızı emanetçiye veriyoruz. Fiyatı belli olunca parasını alıyoruz. Bu caiz midir?
Hayır, caiz değildir.Emanet ile alım-satım akdinin hükümleri sonuçları itibariyle farklıdır. Emaneti istediğinizde geri alabilmelisiniz. Emanet olarak verdiğiniz mal zayi olduğunda emanetçinin ihmali yoksa sorumluluk sizdedir ve emanetçi tazmin etmez. Ama siz ürününüzü satıyor ve akit yapıyorsunuz.
“Parasını belli olunca veya 5-7 ay sonra değeri kaç lira ise ondan alırım” diyorsunuz. Bu caiz değildir. Çünkü ücreti meçhul (belirsiz) bırakılmıştır. Bu her ürün için böyledir. Elma, armut, fındık, fıstık gibi kilosu, cinsi, kıymeti vs. bilinmelidir. Ancak şöyle yaparsanız caiz olur. Emanet verirsiniz. (Kaynak: Hasan Çınar)
Fiyat belli olduktan sonra buğdayınızı isterseniz emanet verdiğiniz tüccara, isterseniz bir başkasına satma hakkınız olduğunu da bilerek dilediğiniz kişiye satabilirsiniz. Yani emanet akdiyle satış akdini birbirinden ayırmalısınız.
xx
Nikâhımız kıyılınca Hocamız otuz iki farzı sorarmış. Bilemezsek nikâhımız olmaz mı?
Evet, olur. Nikâh akdinin şartları arasında otuz iki farzı bilmek yoktur.Bilinmese de kıyılan nikâh sahih ve geçerlidir. Ancak otuz iki farzı bilmek erkek / kadın her Müslümana farz - ı ayın’dır. Yani her bir Müslümanın ayrı ayrı bilmesi gerekir.
xx
Ramazan’da belirli şartlarla, kasden bozduğu orucun 60 gün keffaretini tutması gereken birisi, oruç tutamıyor. 60 fakire vereceği fitreyi bir fakire bir defada verse olur mu?
Hayır, olmaz. Kendisine *keffaret* gereken birisi oruç tutmaktan aciz ise, 60 fakire sabah ve akşam yemek yedirmesi gerekir. Bu bir fitre miktarıdır. Buna da gücü yetmezse dua eder. 60 fitre miktarı bir fakire bir defada verilirse, bir günün yerine geçer.Ya 60 fakirin her birine, birer fitre vermek ya da bir fakire 60 gün birer fitre miktarı vermek gerekir. Ramazan’da belirli şartlarda, kasten bir kaç gün orucunu bozan kişi, hepsi için bir keffaret orucu tutar. Ayrıca kaç gün kasden bozmuşsa, o kadar orucu kaza eder.
*Yemin keffareti* de bu konuda oruç keffareti gibidir. Yani 10 fakire birer fitre veya bir fakire aralıklarla 10 gün birer fitre vermektir. Bir fakire bir günde 10 fitre verilirse bir günün fitresi verilmiş sayılır. Maddi durumu müsait olmayan üç gün aralıksız oruç tutar.
*Fidye* ise farklıdır. ( Fidye; kronik hastalıktan veya yaşlılıktan dolayı tutamadığı oruçlara karşılık verilen bedeldir. ) İstediğin kadar fakire istediğin kadar fidye karşılığı fitre verebilirsin. 1 günlük fidyenin karşılığı 1 fitre miktarıdır.
*
Üzerinde Allah lafzı, Ayet-i Kerime yazılı veya Kâbe resmi olan seccadede namaz kılınır mı?
Allah ( cc ) lafzı, Ayet-i Kerime vb. yazılı seccade, halı ve buna benzer sergilerin yere, ayakaltına serilmesi caiz değildir. Kâbe-i Muazzama vb. resimli seccadeler üzerinde namaz kılmak mekruhtur. Kılınan namazın iadesi gerekmez. Ancak, huşu içerisinde ibadet yapmak isteyenin dikkati dağılabilir. Şüphesiz namazda ayakta iken secde mahalline bakarız. Secde mahallindeki her türlü resim vb. namazda huşûya mani olabilir. Onun için, seccadeler sade olmalıdır.
*
Koyun kurban adayan bir kimsenin, onun yerine keçi kesmesi caiz midir?
Koç, koyun veya keçi bu konuda aynıdır. Bu küçükbaş hayvanlar kurban olma konusunda birbirlerinin yerine kesilebilirler. Koç adanmışsa onun yerine koyun veya keçi kesmek caizdir. Hatta büyükbaş hayvana hisse olmak bile caizdir. Bir kimse adak, akika, hedy ( hacda kesilen kurban ), velime ( düğün ziyafeti için kesilen kurban ) veya udhiye ( kurban bayramında kesilen kurban ) kurbanlarını ibadet manası taşıdıkları için büyükbaş hayvanda toplayabilir. Yalnız adak kurbanını ayırıp fakirlere dağıtması vaciptir.
Kalın sağlıcakla.