Dün bu ülkeden bir lider ve Başbakan geçti.O, Türkiye Cumhuriyet’inin 23 Başbakanı idi.O, milli üretim aşığıydı.O, siyaseti toplumla tanıştırmıştı.O, siyasi yaşamımızın en renkli, en azimli biriydi.
O, Siyaset ve dava adamı, örnek ahlak ve nezaket sahibi, âlim abid insandı.O, Merhum Necmettin Erbakan’dı.
*
Merhum Erbakan, milletin nazarında, Türkiye siyasetinin yeniden biçimlenmesini sağlayan bir öncü idi.Kendisinin ismini küçük yaşlar denecek yaşta duymuştum, daha sonraki dönemlerde ise Merhum babam (Ali Özler Allah Rahmet Eylesin) sayesinde tanıdım.
Bu arada Merhum Necmettin Erbakan hocamıza da Allah Rahmet Eylesin.Ama şunu da hemen belirteyim ki,bir kişi hakkında en samimi sözler neden öldükten sonra söyleniyor.Bunu da pek anlayamıyorum.
*
Malum geçen günlerde 28 Şubat’ın yıl dönümü yaşandı.28 Şubat ise Erbakan’sız yazılamaz.Yazılsa da bir tarafı eksik kalır.O, sistem tarafından en fazla haksızlığa uğratılmış bir politikacaydı.
28 Şubat kara bir tarihtir.28 Şubat demokrasi açısından ayıplı bir gündür.
*
Bu millet o dönemde Merhum Necmettin Erbakan hocaya sahip çıkamadı.
O dönemde; Haksızlık, Adaletsizlik, Baskı, Fişleme, İkna Odaları, Ötekileştirme vardı.
*
O yılda soğuk bir ay vardı.Soğuk Şubat ayında, zulmün ve direnişin sembolleri nice öğrenciler mağdur oldu.O yıllarda türbanın üstüne peruk takılırdı.Bu keyfiliğin üzerinde çok uzun yıllar geçse de unutulacak ve unutturulacak bir süreç değildir.
Ateş düştüğü yeri yakmakta, bu ateşte yüzlerce insan haksız ve hukuksuz uygulamadan bir şekilde etkilendi.Kimi, okulundan, işinden, eşinden, kariyerinden ve hatta hayatından vazgeçenler oldu.
Sadece bunlar mı?
Bunların yanında eşleri, çocukları, ana babaları, akrabaları etkilenmedi mi?İşin garibi ise bunlar,çağdaşlık, insan hakları ve demokratik bir hayat için yapılıyordu.
*
O dönemde inanç özgürlüğü yok sayıldı.Hak yok sayılıyordu, başörtülü öğrenci üniversitede derse giremiyordu.Siyaset kurumu ve demokrasiye balans ayarı yapılıyordu.
Kalın sağlıcakla.