Hep deriz ya. Makamlar gelip geçici. İşte insanlar o geçici makamda o makam bazen insanın iyiliğini, bazen ise kötülüğü meydana çıkarır.
*
İnsan makamdan şeref değil, kendisi işgal ettiği makama şeref katarsa insanların gönlünde taht kurar. Kişi ve kişiler makamla değil de, icraatları ile büyümeli. Zaten büyüklerimizden hep şu sözleri duymuşsunuzdur;
Bir kişiyi tanımak istiyorsanız, onu büyük bir makama getiriniz. İşte onun kişiliği orada ortaya çıkar.
*
Makamla büyümek mi?
Bakınız bu konuyu Merhum Nasrettin Hocanın bakış açısından bakalım;
Nasrettin Hoca’ya, “Kimsin sen” demişler. Hoca yıllar önce cevabında ise,
“Hiç” demiş.
Merhum “Hiç kimseyim” diyerek cevap vermiş. Bu cevaba dudak bükülüp önemsenmedi anlayınca.
Hoca, peki sen kimsin?
Soru sorulan kişi birazda halkımızın tabiri ile kabara, kabara, ben “ Mutasarrıfım” demiş. Hoca efendi sormuş, sonra ne olursun, herhalde vali olurum.
Nasrettin hoca daha sonra ne olursun?
“Vezir” olurum demiş.
Hoca sormaya devam etmiş daha sonra hangi makama gelirsin. Herhalde “Sadrazam “ olabilirim demiş soruyu cevaplayan. Peki ondan sonra ne olursun diye sorusuna devam eden Nasrettin Hoca ;
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp;
“Hiiiiç!” demiş.
Ve hocanın cevabı ise, daha niye kabarıyorsun be adam, demiş.
Nasrettin hoca sözünün devamında ise;
Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğim makamdayım.
Hiçlik makamında!
*
Yüksek, mevki makamlar ve zenginlik bütün insanların arzusudur. İşte bunlara ulaşmakta bunları muhafaza etmekte zordur.
Mevlana diyor ki; Yüce mevkiler elde etsen bile yine de kaybetmek korkusundan can çekişirsin..
Kalın sağlıcakla..