Ahlak, insanların toplum içindeki davranışlarını birbirleriyle ilişkilerini düzenlemede etkin bir rol oynayan bir değerler sistemi olarak görülür. İnsan varsa ve yaşıyorsa, orada siyaset vardır.
Çünkü siyaset, İnsanlar arasında bir mücadele ve çatışma halidir. Bu çatışma ise iktidar gücüne sahip olmak için toplumdaki değerlerin paylaşılması çabasıdır. Yani oy alma ve toplamadır.
*
Burada siyasette yönlendirme var. Çünkü oy alması lazım. Sorun çözmede var ki, sorunu çözülen vatandaş, seçmen o tarafa doğru yönelmiş olur. İşte burada siyaset, kendine mahsus bir dil ile insanların kanaatlerini etkilemek. Bu etkileme ise siyaset yapana göre değişiyor.
*
Burada ise yönlendirmede belki en önemlisi, sorun çözme öne çıkıyor. Sorun o an çözülmüyorsa bile seçmeni ikna etme becerisi öne çıkıyor.
Siyasetçi, seçmeni, vatandaşı dinler, sorunu çözer veya ikna edilirse kendine o siyasetçiyi yakın görüyor. Ve böylece siyasetçi, seçmenini bu hareketinden dolayı yönlendiriyor.
*
Birde ahlak var ki, siyaset insanların kıyasıya eleştirdiği bir meslek haline gelmiştir. Siyasetçi bu kadar, seçmen ve vatandaş tarafından eleştirilirken ama çözümü de yine o eleştirdiği kurumdan bekliyor.
İşte burada şu sonucu gözden kaçırmamız lazım. Eleştirende, eleştirilende ahlaklı olacak. Burada şu sonuçta var ortada. Siyasetçi, sadece kendisinin değil, kendisini destekleyenlerinde sorumluluğunu taşıyor. Ahlaklı seçmen ve siyasetçi olmak, en güzel yaşam bu değil mi?
Kalın sağlıcakla..