Sizi bilmem ama biz öyle bir dönemde yetiştik ki; Bizim küçüklüğümüzde “Ayıp olur” kelimesi çok geçerdi..
Mesela;
Ayıp olur diye baba çocuğunu kucağına alamazdı. Ayıp olur diye baba büyüklerin yanında çocuğunu sevmezdi. Çocuk şımarmasın diye arasına mesafe koyardı. Çocukları ile baba göz göze gelmezdi.. Kısaca otoriter bir baba vardı.
*
Ya şimdi;
Doğar doğmaz çocuk babanın kucağında.
Eşinin hamile kaldığını duyan baba, o andan itibaren internete girip çocuğuna nasıl bakacağını öğrenmeye çalışıyor. Yani şunu da yazmak gerekiyor ki; Uzmanlar, Hem anne, hem babaları tarafından sevildiğini bilen ve hisseden çocuklar kendilerinde daha güvende hissediyor.
*
Eskiden insanlar birbirlerine “Ahval nasıl “ yani gidişat nasıl derlerdi..
Gidişat biraz iyi değil gibi. Doğan büyür, Büyüyen ise bir gün gelir ölür. Gidişatla ilgili; Kışsa yağmur, kar, dolu olur, fırtına beklenir.. Yaz ise, sıcaktan kaçacak yer ararsınız.
*
Biz insan olarak yaratılmışız. İnsanında bir gayesi var. Gayemizde imtihan da var. Birileri yaratılış gayesini bilmese de, biz ve yetiştirdiğimiz evlatlarımız yaratılış gayesini bilmesi lazım. Halimize bir bakar mıyız, yetiştirdiğimiz çocuklarda namaz, oruç, sevgi ve saygı yok. Hatta gidişat o hale geldi ki, hocaların çocukları bile Agnostik oldu. Gidişat o hale geldi ki, Amentüyü bile bilmeyen bir nesil var.
*
Umutsuz olmayalım ama Dünkü nesil ile bugünkü arasında gidişat ortada. Bahaneler uydurmadan özümüze dönelim..
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…