Adana’nın o zaman Bucak olan İmamoğlu ilçesinde gözlerimi açmıştım.
Nedir Bucak?
Bir yerleşim alanının ismi.
Yani nüfus olarak Köyden Büyük İlçeden küçük yerleşim alanlarının adı idi.
*
Köy, en küçük yerleşim alanı orada; köy muhtarı ve azalar devlet ile vatandaş arasında işleri yapar ve yürütür.
Bucak ise, yerleşim olarak köyden büyük İlçeden küçük olan yerleşim alanı ve oradaki işleri de “Bucak Müdürü” devlet adına yürütürdü.
*
Hani yazdım ya Bucak’ta doğdum. Orada bir bucak müdürü vardı. Şimdi muhtemelen ahiret âlemine göçmüştür.
Çünkü o zaman ben 6,7 yaşlarında iken sayın müdürün yaşı biraz vardı.
*
İşte o yaşlarda iken Muhtemelen babamın bir işi vardı. Bende babamla gitmiştim.
İlk defa büyük bir adam görecektim. Heyecanlı idim. Mazur görün çocukluk işte.
İçeride masada şaşalı bir odada (Belki bana öyle şaşalı geliyor, çünkü benim doğduğum ev kerpiçten yani çamurdan ve üzeri de kiremit idi) Bir sarışın adam oturuyordu.
Babam rahmetli şapka giyerdi, şapkayı çıkardı koltuğunun altına aldı, ceketinin düğmesini ilikledi ve kapıyı çalarak içeri girdik.
Ya içerideki kişi hiç istifini bozmadan bir hoş geldin ibaresi bile olmadan babamı dinledi. Ama inanın babam rahmetli devlete ve devleti temsil eden müdüre o kadar saygılı idi ki; o müdür beyin karşısında konuyu anlatırken iki büklüm olmuştu.
Ve yine mübalağa yapıyor demeyin rahmetli babam tabir caizse inanın anarya gider gibi arka arkaya çıktı O, Oda ve Müdürün makamından.
Rahmetli Babam mütevazı, saygılı ve kibar bir insandı.
Ama o gün gördüğüm müdür beni hayal kırıklığına uğratmıştı.
Ya demek ki devlet ve devlet adamları böylemi diye düşünmüştüm..
*
Bu yazıyı niçin yazdım?
Adana Valisi Sn Mahmut Demirtaş’ı n hesabından yapılan bir paylaşımı görünce bu olay geldi aklıma.
Sayın Vali ve eşi Hanımefendi bir şehit evinde aile ile hemhal oluyordu.
Bu resme bakınca dün geldi aklıma, benim kibar ve saygılı babama değil bir çayı o şaşalı makamda olan odada bulunan sandalye veya koltuğa neyse işte oturmayı bile çok görmüştü o zamanın Bucak Müdürü.
Biz alışık değildik o günlerde o koltuklara, Biz yerde serili olan çul ve üzerinde bir döşek varsa ona otururduk.
Hoşuma gidiyor devlet idarecilerinin fakir fukara ile ilgilenmesi, onları sevmesi okşaması ve birde çocuklara hediye vermesi.
*
Rahmetli Babamı bu vesile ile bir kez daha andık.
Makamın cennet olsun babam. (Bir fatiha okursanız sevinirim)
Bu vesile ile sağ olun Sayın Valim ve Eşi hanımefendi, bana babamı hatırlattınız.
Ve dünün idarecilerinin nasıl olduğunu?
Seviyor çocuklar sizi çünkü onları da siz seviyorsunuz. Seviyor babalar sizi çünkü; sizde o çocukların babaları ile ilgileniyorsunuz..
Ey idareciler, makam sahibi olanlar ne olur benim aklımda kalan Bucak müdürü gibi olmayın.
Öyle olursanız biride çıkar yıllar sonra sizi aklında kaldığı gibi yazar..
Selam olsun makamda güler yüzlü olanlara.
Selam olsun devletin güler yüzünü gösterenlere.
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..