Yağmur berekettir;
Yağmur olmazsa ot bitmez, Kiraz çiçekleri açmaz.
Yağmur olmazsa hayat olmaz..
Bazen insan dalar gider yağmur sesine.
Yağmurun kıymetini en iyi toprak anlar, o çok bekler yağmasını. Yağmur yağıyor ıslanıyor etraf ve her tarafı temizliyor..
*
Yağmurlar zambakları büyütür, onlar gök gürültüleri ile değil yağmurla büyür.
Yağmurdan sonra gelen toprak kokusunu nasıl insana haz verir.
Yağmur yağarken insanların yüzü ıslak ve başı eğik olur.
Her yağmur damlası seni seviyorum demez mi..?
Çünkü yağmur “Su” ları olmazsa ne yaparız..?
Bir an “Su” yun olmadığını düşünelim..
*
Bu kadar bereketli bir yağmur su nasıl oluyor da bize zarar veriyor..
Çün kü;
İnşaatlarla, betonlarla boğduk aziz şehirleri..
O kadar boğduk ki, ortada toprak kalmadı.
O toprak kalmadığı için toprak kokusu da kalmadı..
İşte yağan yağmur suları hasretle beklediği toprağı bir türlü bulamıyor..
Yağmur mu suçlu, yoks; , Yağmurla, toprağı buluşturamayanlarmı..?
*
Toprakla buluşmayan su ne yapacak..?
Nemi yapar;
Sel olur, felaket olur ve taşar binaları vurur..
Peki suçlu kim..?
Toprağı yok eden idareciler değilmi..?
*
Belediye Başkanları, Meclis üyeleri ve diğerleri, İnşaat ruhsatı verirken neden düşünmezler..
Neyimi..?
Yağmurun yağacağını,
Selin geleceğini,
Milletin evinin içine su dolacağını.
Milletin kendileri için dua değil beddua edeceğini..
Beyler yani idareciler ve bizler;
Hatamız çok, vebaliniz çok ve günahınız çok..
*
Ey idareciler, yöneticiler bari bundan sonra tedbir alın.
Önce şehri düşünün.
Su ile toprağın arasına girmeyin..
Milletten beddua almak için değil dua almak için çalışın..
Bu millet işini güzel ve düzgün yapanı unutmaz..
Unutmuyor da..
Kalın Sağlıcakla..