Bir siyasetçimize yakın televziyon kanalında iki gazeteci dostumuz, Hüseyin Sözlü'nün Adana Büyükşehir Belediyesi'ni Türkiye'nin en borçlu belediyesi haline getirdiğini iddia ediyorlardı..
Tesadüfen denk gelince biraz dinleyeyim dedim..
Sözlü'nün Adana Büyükşehir Belediyesi'ni en borçlu belediye haline getirdiğini söyleyen dostumuz, geçmiş yıllarda _Adana Büyükşehir Belediyesi'nde ve başkanın televizyonunda görev yaptığı, dönemin başkanına yakın olduğu için Adana Büyükşehir Belediyesi'nin borç yükünü ve nereden kaynaklandığını iyi bilmesi gerekenlerden birisiydi..
Ama, dostumuz Aytaç Durak ve vekili Zihni Aldırmaz'ın dönemini es geçip tüm suçu Hüseyin Sözlü'ye yükledi..
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin en borçlu belediyelerden olduğu doğruda, bu borcun sorumlusunun Sözlü olduğu kısmı gerçek değil..
Adaha Büyükşehir Belediyesi'nin borç kamburu Aytaç Durak'ın adına metro denilen hafif raylı sisteminden kaynaklandığını yedi cihan biliyor..
Durak, dış kaynaklı hazine garantili 553 milyon dolarlık krediyi, hiç bir işlevi olmayan sözde metroya gömerek, Adana'yın geleceğini de ipotek altına soktu..
16 Şubat 2015 tarihinde Durak'ın Genel Sekreter Yardımcısı Memduh Kurtulgan yaptığı açıklamada, borcun anılan tarih itibariyle inşaatın harcanan 278 milyon Yeni Türk Liralık kısmının maliyetinin faiziyle birlikte 771 milyon liraya ulaştığını açıklamıştı..
Yani, Durak, metroya çivi çakmadan Adana'nın borç yükünü artırdıkça artırmıştı..
2014 yılında Adana'nın sırtındaki metro kamburu 800 milyon dolara yükselmişti..
Kur artışları dikkate alındığında bu borcun şimdilerde 1 milyar 800 milyon civarında olduğunu tahmen etmek de kehanet olmaz..
Metronun bir de çalıştırıldıkça her ay Büyükşehir Belediyesi'ne yüklediği zarar bulunmaktadır..
Durak'ın görevden uzaklaştırılmasından sonra yerine gelen çırağı Zihni Aldırmaz da 4 yıllık vekilliği döneminde Adana Büyükşehir Belediyesi'ne toplamda dönemin parasıyla 175 trilyon 633 milyar 750 milyon lira ekstra borç yüklemişti..
Yani bugünkü ifadeyle 175 milyon 633 bin 750 lira parayı Adana halkının sırtına yıkıp siyaset kabristanına gitmişti..
Durak ve çırağı Aldırmaz'ın bıraktığı bu borçların vadesi de hep kendilerinden sonra gelecek başkan dönemine yani Sözlü dönemine ötelenmişti..
Bildiğim kadarıyla, metronun borcunun büyük bölümü Sözlü döneminde olmak üzere 800 milyon liralık kısmı ödenmiş, hala 1 milyar 200 milyon liralık ödenmesi gereken kısmı bulunuyor...
Durak'ın hafif raylısı bugün bile her ay Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 20 milyon lirasını yemektedir..
Sözlü ya da gelecek bir başka Büyükşehir Belediye Başkanı 2023 yılına kadar Durak'ın buraktığı devasa metro borcunu ödemeye devam edecek..
Aytaç Durak ve çırağı Zihni Aldırmaz'ın bıraktığı borcun miktarını düşün, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Sözlü döneminde yapılan borcunun özellikle Durak'ın bıraktığı borcun yanında devede kulak kaldığını görecekseniz..
Televizyon ekranlarından milletin gözünün içine baka baka gerçekleri ters yüsz etmek isteyenler ancak gülünç duruma düşerler..
Bu tür trajikomik suçlamalara seçimler yaklaştıkça daha sık tanık olacağız..
Buradan Hüseyin Sözlü'ye de bir görev düştüğünü belirteyim..
Sözlü, en kısa zamanda, Aytaç Durak'ın ve Zihni Aldırmaz'ın bıraktığı borçlar ile kendi döneminde yapılan borçlanmaları kalem kalem açıklamaları..
Kimin Adana'yı ne kadar borçlandırdığını bütün Adanalılar'ın bilmek hakkıdır…
*******************
Sata sata bitiremediler
Dünkü manşetimizi görmüşsünüzdür..
Çukobirlik Yönetim Kurulu, bir zamanlar Adana ve Türk sanayisine yön veren devasa tesislerin bulunduğu arazilerini "kapalı zarf açık arttırma" yoluyla satışa çıkardı..
Çukobirlik yöneticilerinin ilk arazi ve tesis satışı değildi elbette bu satış..
Ehil olmayan ellerde çöken Çukobirlik'in son dönemdeki yöneticileri, birliğin gayrimenkullerini satmaktan başka iş yapmaz oldular..
Satışta büyük maharet sahibi olan yöneticilerin sattığı yerlere bir bakalım..
Örneğin, Çukobirlik yönetimi borçları ödemek ve özsermayesini arttırmak gerekçesiyle 2004 yılında iplik dokuma ve boya basma fabrikasında bulunan makina ve techizat ile 60 parça gayrimenkulu satışa çıkarmıştı..
Bir gazete haberine göre de yine 2004'te değişik kentlerdeki fabrika, arsa, depo ve tarla gibi taşınmazlardan oluşan 64 varlığı satışa çıkarmıştı..
Bu satıştan 50 trilyon (yeni para ile 50 milyon) lira gelir bekleyen Çukobirlik yönetimi bu parayı da öz serame olarak kullanacağını açıklamıştı..
2016 yılında, bu kez Tarsus'ta bulunan gayrimenkullerini 21 milyon TL muhammen bedelle satışa çıkarmıştı..
Tabi büyük olasılıkla satış gerekçesi yine borçların ödenmesi ve özsermaye artışıydı..
Ve 10 Eylül 2018 tarihinde, yani önceki gün 7 parseldeki arazi ve tesisle ile gayrimenkullerin içinde bulunan makina ve techizat ve demirbaşları satışa çıkardı..
Satışa çıkarılan arazilerin yüzölçümünün toplamı ise 558 bin 554,78 metrekare..
Bugüne kadar gerçekleştirilen satışlara bakınca, insan "sata sata bitiremediler" demekten kendini alamıyor..
Arazi, tesisler ve makine tachizat satışını nerdeyse tek iş olarak yürüten Çukobirlik yöneticileri, bir taraftan birliğin asli iştigal alanından pamuğun yeniden gözde olduğunu söylüyorlar..
Sata sata Birlik yönetenler, Çukobirliğin tesislerindeki makine ve techizatı yenilemeyi ise düşünmüyorlar..
Üretimi olmayan Çukobirliği yönetenler, Osmanlı'nın Maarif Vekili'nin okullar olmasa eğitimi ne kadar güzel yönetirim" sözünü anlaşılan kendilerine şiar edinmişler..
Tesisleri geliştirmek ve çalıştırmak yerine satmayı yeğliyorlar..
Ne olsa arazileri, binaları satılmış, sadece adı kalmış birliği yönetmek, binlerce işçinin çalıştığı tesislere sahip birliği yönetmekten daha kolay!
90'lı yıllarda tüm tarım satış kooperatifleri birlikleri sıkıntıya girmişti..
Bugün bakıyorum, Tariş'i, Fiskobirlik'i, Marmarabirlik'i ayağa kalkmış durumdalar..
Bu birliklerin ürünlerini marketlerde görüyoruz..
Tek ayağa kalkamayan birlik ise bizim satmayı seven yöneticilerin elindeki Çukobirlik oldu..
Ne diyelim..
Diğer birliklerin yöneticileri çalışsın, birliklerini geleceğe taşısınlar..
Bizimkilerde sata sata sonunda birliğin kapısına kilit vursunlar..
Kader utansın diyeceğim ama, kaderin ne suçu varki!…
*****************
Hayırlı olsun da görev alanı nedir?
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Kültür Şube Müdürü Yusuf Delikoca sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Sözlü tarafından "Daire Başkanlığı"na getirildiğini açkıladı..
Hayırlı olsun..
Adana Büyükşehir Belediyesi sadece kendi alanında değil, başka alanlarda da çalışmayı seven cevval bir daire başkanına kavuşmuş oldu..
Yusuf Delikoca'nın paylaşımında daire başkanı olarak görev alanı ile ilgili bir bilgi bulunmuyordu..
Dün sabah, Yusuf Delikoca'nın paylaşımını anımsayınca görev alanını anlamak için Adana Büyükşehir Belediyesi'nin resmi internet sitesine girdim..
İnternet sitesinde, Yusuf Delikoca'nın hala Kültür Şube Müdürü olarak görülüyordu..
Anlaşılan internet sitesi ile ilgili görevliler görevlerini yerine getirmekte gecikiyorlar..
Görev alanını öğrenemezsek de Yusuf Delikoca'ya daire başkanlığında başarılar diliyorum..
****************
Şarap ve bağ tanrısı kendini gösterdi
Anadolu, bağcılığın ve şarabçılığın merkezi..
İlk yerleşim dönemlerinden beri Anadolu, bağcılığa ve şarapçılığa anavatan olmuştur..
Anadolu'dan başlayıp şimdiki Yünunistan ve İtalya yarımadasına uzanan şarap ve bağcılığın bir de tanrısı vardı: Dionysos..
Antik yapıtlarda bol bol Dionysos'u görmek mbümkündü..
İlerleyen süreçte, bağcılık hala önemini korusa da Anadolu insanı dinsel düşünceler nedeniyle şaraptan uzaklaştı..
Arada, 2. Abdulhamit gibi şarapçılığın gelişimi için formüller arayan padişahlar çıksa da genelde şarap ve şarapçılık dışlanmıştı..
O dışlama ile Anadolu insanı Dionysos'u da unutmuştu..
Mersin'in Erdemli ilçesideki Akkale Antik Liman Yarleşiminde yapılan arkeolojik kazılarda Anadolu insanının unuttuğu Dionysos kendini yeniden anımsattı..
Adeta, "Bin hala buradayım" dedi..
Kazılarda kazıbilimciler M.Ö. 160 yıllarına tarihlenen Şarap Tanrısı Dionysos'un saçları asma yaprağı ve üzüm salkımıyla tasvir edildiği heykel başını buldular..
Dionyssos binlerce yıl öncesinde bağların bereketli, şarabın kaliteli ve bol olmasını sağlıyordu..
İnsanlar bol üzüm ve şarap için Dionysos'a adaklar sunuyordu..
Ondan bağ bozumunun bereketli olmasını istiyorlardı..
Yeniden hoşgeldin Dionysos!..