AKP'nin haftasonu yapılan 6. olağan Kongresi, Adana için dengeleri değiştiren kongre niteliği taşıyor..
AK Parti içerisinde ve kamuoyunda AK Parti'nin yerel seçimdeki adayları, parti yönetimi gibi konularda oluşan bazı algıları yıktı geçti..
Örneğin, Ömer Çelik ile benim gibi düşünenlerin yanlış düşündüğünü ortaya koydu..
Adana'daki genel kanaat, Ömer Çelik'in artık parti üstündeki egemenliğinin bittiği şeklindeydi..
Bu durumun başta İl Başkanı Fikret Yeni olmak üzere çok sayıda yönetici ve belediye başkanı olmak üzere çok sayıda yerel siyasetçiyi etkileyeceğini konuşuluyordu..
Özellikle Büyükşehir Belediye Başkan adayları konusunda bazı isimlerin ön plana çıkacağı iddia ediliyordu..
Ancak, AKP kongresi bu tür beklentileri boşa çıkardı..
Ömer Çelik'in yeni dönemde parti yönetiminde bulunacağını söyleyenleri doğruladı..
Ömer Çelik'in üstlendiği yeni görevler, bundan sonraki dönemde de Adana'da belirleyici isim olacağını işaret ediyor..
Jülide Sarıeroğlu'nun yeni görevi, artık onun da Adana'da AKP içerisinde ve Adana siyasetinde önemli bir figür olduğuna gösteriyor.
Kongre sonrasında, AKP'den büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylığı bekleyenler kartlarını yeniden karacak, hesaplarını yeniden yapacak..
Yeniden Büyükşehir Belediye başkan adaylığı hesabı yapan Mehmet Ali Bilici durumunu yeniden gözden geçirecek..
Fikret Yeni'nin ise elini daha da güçlendirecek, konumunu daha da perçinleyecek…
*********
AKP üst yönetiminde bir Adanalı daha var
Adanalılar, Ömer Çelik ve Jülide Sarıeroğlu'na odaklandılar ama, AKP üst yönetiminde bir Adanalı siyasetçi daha bulunuyor..
Adı, Serap Yahşi Yaşar..
AKP'nin kurucularından ve halen Kurucular Kurulu üyesi..
1965 Adana doğumlu olan Serap hanım, halen İstanbul Barosu'na bağlı olarak serbest avukatlık yapıyormuş..
Önceki dönemde MKYK üyesi de olan Serap Yahşi Yaşar, hafta sonundaki kongrede bu kez Merkez Disiplin Kurulu üyeliğine getirildi..
Evli ve iki çocuk annesi hemşehrimize siyasal yaşamında ve yeni görevinde başarılar diliyorum..
***************
Kosova'da Türk düşmanlığı hortluyor
Kosova'da geçmişte var olan Türk ve Türkiye düşmanlığı son günlerde yeniden hortlama eğilimine başladı..
Kosove ve diğer Balkan ülkelerinde önemli hizmetler gerçekleştiren o ülkelerdeki müslüman halkın Türk olup olmadığına bakmadan yaşamlarını kolaylaştıran Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı TİKA'nın çadırı iki gün üst üste saldırıya uğradı..
Priştine merkezindeki Zahir Pajaziti Meydanında TİKA’nın Türk, Arnavut, Boşnak ayrımı yapmadan kadın girişimcilere destek sunmak için “Birlikte Başarabiliriz” sloganı altında kurduğu çadıra ilk olarak ölüm tehditlerinin yazılı olduğu küçük afişler asıldı..
Sonraki gece ise, çadırın ön kısmında yer alan TİKA logoları ateşe verildi.
Kosova'nın bağımsızlık mücadelesinin başarıya ulaşmasının hemen ardından benzer şekilde Türk düşmanlığını yansıtan olaylar yaşanmıştı..
Almanya'nın kontrolün ve desteğindeki UÇK, aklı sıra hem orada yaşayan Türkleri, hem Türkiye'yi tehdit etmeye kalkmıştı..
Sonrasında, Kosova'daki Türkler ve Arnavutların sağduyulu davranışları, iki toplum arasında düşmanlık tohumu açabilecek olayların önüne geçmiş, iki halkın ortak çıkarları doğrultusunda bir işbirliği dönemi baylamıştı.
Anlaşılan, Kosova'daki Türk ve Arnavutların barış içinde yaşamaları, Türkiye'nin Balkan ülkelerine yaptığı karşılıksız destek birilerini yine rahatsız etmiş…