Dün, Ulu Önderimiz Mustafa Kamâl Atatürk’ü, uçmağa varışının doksansekizinci yıldönümünde bir kez daha özlemle andık..
Atatürk Parkı’ndaki törene katılma şansım oldu.
Resmi törenin ardından, Atatürk Parkı’ndan ayrılmadım, CHP’nin düzenlediği töreni izledim..
Çelen sunma, İstiklal Marşı ve İl Başkanı Anıl Tanburoğlu’nun kısa bir konuşmasından oluşan tören hayli kalabalıktı..
CHP’lilerin yanısıra üç ya da dört Memleket Partili ile iki İyi Parti rozetli kişinin de CHP’nin töreninde hazır bulundukları dikkatimi çekti..
Atatürk Anıtı önünde Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar yanısıra CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut da vardı..
Alanda bulunan CHP’lilerin iki kişiyle fotoğraf çektirme ve sohbet etme yarışına girdiklerini gördüm..
Birincisi, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ikincisi ise Adana eski Milletvekili İbrahim Özdiş idi.
Ayhan Barut, Karalar ve Özdiş kadar partililerden rağbet görmemesi bana çok ilginç geldi…
Kemal mi, Kamâl mı?
Ulu ve ebedi Önderimiz Mustafa Kamâl’in ikinci adı ile ilgili bir kafa karışıklığı var:
Atatürk’ün adı Mustafa Kemal mi, Mustafa Kamâl mı?..
Atatürk’ün nüfus kayıtlarındaki adı “Kemal” değil, “Kamâl”dır..
Atatürk’ün bugün için bilinen en ayrıntılı nüfus belgesinin, Osmanlı saltanatına son verilmesi üzerine TBMM Hükümeti’nin vatandaşlar için düzenlediğini nüfus cüzdanında İsim ve Şöhreti: Müşir(Mareşal) Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ olarak geçmekteydi..
Soyadı Yasası’nın kabul edilmesinden sonra da Ankara Nüfus Müdürlüğü’nce verilmiş iki ayrı nüfus cüzdanı bulunmaktadır.
İlkinde asıl adı olan ‘Mustafa’ ya da ‘Mustafa Kemal’ yerine yalnızca ‘Kemal’, soyadı bölümünde de ‘Atatürk’ yazılmıştır.
İkincisinde ise ‘Kemal’ adının ‘Kamâl’ biçiminde yazıldığı görülmektedir. Atatürk’ün adı nüfus kayıtlarında ‘Kamâl’ olarak kayıtlıdır..
Yani Atatürk’ün tam adı Mustafa Kemal Atatürk değil, Mustafa Kamal atatürk’tür..
Bu nedenle de, ben her zaman Mustafa Kamal Atatürk olarak kullanıyorum..
YENİ DÖNÜŞLERE HAZIR OLUN
Önceki gün, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ziyareti için Demokrat Parti İl binasına gitmişti..
Uysal’ın gelişinden önce, orada olacaklarını hiç tahmin etmediğim kişileri görünce doğrusu çok şaşırdım..
İki üç seçimdir CHP’den belediye başkan aday adayı olanı mı dersiniz, halen CHP’li Adana Büyükşehir Belediyesi’nde görevli olan mı dersiniz, İyi Parti’de politika yapanı mı dersiniz, bir çok insan gördüm bugün başka partilerde politika yapan..
Bu insanların Gültekin Uysal İçin görüşmek için Demokrat Parti binalarına koşmalarının bana göre tek bir anlamı var..
O da 31 Mart öncesi yeni u dönüşleri bolca göreceğimiz!..
CENGİZ KAĞAN’IN BUHARA NUTKU
Kendi öz değerlerinden uzaklaşmış, şimdiki Türk Milletinin yaşadıklarını yaşayan Harzem Türk devletini yenen Cengiz Kağan; Harzemlilerin başkenti Buhara’nın Bayram meydanında Müslüman olan Türk halkını toplar ve aşağıdaki nutku atar:
“Siz kadınlaşmış erkeklersiniz. Yurdunuzu korumak için ölmeyi beceremeyen korkaklarsınız. Sizden iğreniyorum. Siz yılandilli, kahpe yürekli adamlarsınız, birbirinize yalan söylüyordunuz, düzen kuruyordunuz. Padişahınız bayağı, Vezirleriniz bayağı, beyleriniz bayağıydı. Sizde bayağı olduğunuz için onların yaptıklarına göz yumuyordunuz. Hırsızları elini öpüyordunuz, kimi kuvvetli görüyorsanız onun ayağına kapanıyordunuz. Sizden tiksiniyorum. Şimdi istesem hepinizi burada boğazlatırım, leşlerinizi atlarıma çiğnetirim. Bunu yapmıyorum. Çünkü benim elimle ve benim emrimle öldürülmeyi hak etmiyorsunuz. Yalnız şunu bilin ki, günahınız çoktur, Allah'a bakacak yüzünüz yoktur. Ben her şeyi bilen ve gören Tanrının kılıcıyım, sizin boynunuza inmek için kınımdan çıktım, pırıl pırıl parlıyorum. Eğer aklınızı başınıza devşirirseniz belki murdar kanınızı size bağışlarım. Yoksa hepinizi, erkek ve dişi hepinizi üstünden bir alay kağnı geçen çekirge sürüsüne benzetirim.”
Bu sözleri kâfir diye anılan Cengiz Kağan, müslüman olduklarını söyleyen halka söylüyordu.
bugün bu sözleri söyleyecek Cengiz Kağan yok ne yazık ki!
GAZABI MERHAMETİNDEN BÜYÜKTÜ
Cengiz Kağan seferleri sırasında diğer krallıklara çoğunlukla barışçıl bir şekilde kendisinin egemenliğini kabul etme fırsatı sundu ancak direnenlerin hiçbirine acımadı.
Örneğin 1219 yılında Harezmi İmpratorluğu Cengiz Kağan’ın yöneticileriylr yaptıkları bir anlaşmayı bozdu. Cengiz Kağan ortaya çıkan sorunu çözmek için Harezmi Şahı'na İpek Yolu'ndaki malların ticaretinin düzenlenmesi ve kontrolüyle ilgili kıymetli bir ticaret anlaşması önerdi.
Harezmi Şahı ise cevap olarak kendisine bu teklifle gelen elçileri öldürdü. Cengiz Kağan'ın bu harekete cevabı sert oldu.
Bütün ordusunu toplayarak Harezmi İmparatorluğu’na sefere çıktı. Sonuçta Harezmi İmparatorluğu bütünüyle çöktü, fakat Cengiz Kağan bununla da yetinmedi.
Savaş sırasında kendisine asker göndermeyen vasallarından Tankut Devleti'ne karşı da bir sefer düzenleyerek, başkentlerini ele geçirdi ve Tankut hükümdar ailesinin tamamını ortadan kaldırdı.