Son yıllarda, bir çok arkadaşımızın iyi niyetle destek verdiği aşiret, oymak dernekleri ülkemizde, kentimizde cirit atmaya başladılar..
Yüzde 99'unun iyi niyetli olduğundan hiş kuşkum olmayan Türk Milliyetçisi kardeşlerimiz, içinde bulundutkları, destek veerdikleri bu tür derneklerin, Türk Milliyetçiliğinin karşısında olduğunun, AB'nin Türkiye'yi bölme planlarına su taşıdığının maalesef farkında değiller.. aşiret derneklerinin kurulması 80'li yılların sonu ile 90'lı yılların başında denk geliyor..
O dönemlerde, AB, Türkiye'de 49 etnik kimlik olduğunu iddia ediyordu.. Avşarları, Varsakları, Karakeçilileri, Çepnileri, velhasılı aklınıza gelen her Türk aşiretini, oymağını ayrı bir etnik kimlik olduğunu söylüyorlardı.. Hatta, aşiret yetmeyince, Aleviliği de etnik bir kimlik olarak eklemişlerdi.. o kara propaganda sırasında, Karen Fogg diye birisi Türkiye'ye örevli olarak gelmişti.. Karen Fogg, Türkiye'yi dolaşarak, Türklük bilinci yerine Avşar, Çepni, Karakeçili, Varsak, Karapapak, Terekeme gibi kimlikleri öne çıkarıyordu..
Siz Türk değil, falanca isimli eknik grupsunuz diyordu.. Kandırabildiği kişilere sonraları "Karen Fogg çocukları" denmişti.. İşte o çalışmaların sonrasında, ülkede aşiret dernekleri mantar gibi çoğalmaya başladı.. Kurucuların tamamı Karen Fogg'un rahle-i tedrisatından geçmiş kişilerdi.. Aynı dönemde Alevi yapılanmaları da aşiret yapılanmalarıyla yarışır hale gelmişti.. Bu tür derneklere ilerleyen yıllarda, maalesef Türk Milliyetçilerinden katılanlar, hoşgörüyle bakanlar oldu.. Türk Milliyetçilerini, aşiret derneklerine olumlu bakmaya sevkeden unsurlar arasında, Karen Fogg'un talimatıyla aşiret derneklerini kuran bazı isimlerin kamuoyunda Türk Milliyetçisi olarak bilinmesinin de etkisi büyüktü.. Ve büyük bir tesadüf eseri, aşiret dernekleri yapılanmalarında ve etkinliklerinde MHP'nin güçlü olduğu yerleri seçiyorlardı.. Günümüzde de durum aynı.. MHP'nin güçlü olduğu yerlerde mantar gibi aşiret dernekleri oluşturuluyor..
Hiç biri "Türk" demiyor.. Öne çıkardıkları şey Türklük bilinci değil; avşarlık, varsaklık, çepnilik, karakeçililik, sarıkeçililik, karapapaklık gibi alt kimlikler oluyor… Alt kimliklerin öne çıkarıldığı etkinliklerini de MHP tabanın ve MHP'li belediyelerin desteğiyle gerçekleştiriyorlar.. Bu tür derneklerde yer alan ve bu derneklere maddi ve manevi destek veren Türk Milliyetçileri, bilmeden, farkında olmadan AB'nin değirmenine su taşıyor; Türkiye'yi 49 etnik kimliğe bölme projesine destek oluyorlar.. Dediğim gibi, hem o oluşumların içinde yer alan kişilerin büyük bir bölümünün, hem de o tür yapılara olumlu bakan MHP'lilerin ve MHP'li belediye başkanlarının iyi niyetli olduğunu biliyorum..
Etnik milliyetçilik yapmayı, Türk Milliyetçisi olmanın bir gereği sanma yanlışına düşüyorlar.. MHP'lilerin ve MHP'li belediye başkanların, Türk Milliyetçiliğinin tarihini şöyle bir düşünmelerini istiyorum.. Türk Milliyetçiliğinin önderleri nasıl davranmış.. Türklüğü mü öne çıkarmışlar, aşiret ve oymak mensubiyetini mi? Türkçülük hareketinin başlatanlar, kurdukları derneklerin adları Türk Derneği, Türk Yurdu ve Türk Ocakları gibi "Türk" adını, Türk'e mensubiyeti vurgulayan adlar.. Hiçbiri, birer Türk milliyetçisi olarak yörük, türkmen, avşar derneği kurmamış..
Bilge Kağan, binlerce yıl öncesinden "Ey Türk! senin ilini töreni kim bozabilir" derken, aşiret oymak değil Türklük bilinciyle seslenmeşti Türklüğe.. 1915 yılında Yeni Hayat Dergisi'nde yazdığı Millet adlı şiirinde Ziya Gökalp,"Sorma bana oymağımı, boyumu/ Beş bin yıldır millet gibi yaşarım/ Sorma bana ailemi, soyumu/ Soyum Türk’tür, soy büyüğüm hünkârım./ Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı/ Türk’üm, bu ad her unvandan üstündür/ Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı/ Türk milleti bir bölünmez bütündür./ Ey Türkoğlu, artık ne ben, ne sen, ne o bir şey yok/ Uluslar yok, uruklar yok, ancak büyük Turan var" derken o günlerden bugünleri görmüş ve etnik milliyetçilik yanlışına düşülmemesi için uyarıda bulunmuş.. Ziya Gökalp, bu hatırlatmayı bizlere yaparken, 1900'lü yılların sonunda, 2000'li yılların başında Karen Fogg çocuklarının çıkacağını hesap etmiş mi bilmem ama, geçmişte Ruslarla Çin'in Türk kavmini benzer yolla böldüklerini de kulaklara küpe olarak eklemişti.. MHP'de siyaset yapan Türk Milliyetçisi kardeşlerimiz ve MHP'li belediye başkanlarına buradan sesleniyorum.. AB'nin oyununa düşmeyin..
Bir Türk Milliyetçisi olarak kendi ayağına, kendi fikirlerinize sıkmayın… Türk Milliyetçiliğini ve Türklüğü zayıflatmaya çalışan aşiret, oymak, uruk mensubiyetini öne çıkaran oluşumlara prim vermeyin.. Halkın parasıyla, Türk Milliyetçilerinin katılımıyla AB'nin ideologlarını sevindirmeyin!…
*
Levon Amcayı da yitirdik
Türk Milliyetçileri, dev çınarlarından birini daha kaybetti.. Hayatını Türk Milliyetçiliğine ve MHP'nin ideolojik gelişimine harcayan isimlerin başında gelen Levon Panos Dabağyan'ı pazar günü yitirdik.. Türk Milliyetçilerinin Levon amcasıydı o.. İlk gençlik yıllarından bu yana Türk Milliyetçiliği için mücadele eden Levon Panos Dabağyan, MHP'nin "Üç Hilal"li amlebimde de tuzu olan birisiydi..
Adından dolayı soracaklar çıkacaktır, hemen yanıtlayalım: Levon Panos Dabağyan Ermeni kökenli bir vatandaşımız idi.. Ermeni konsunda ciddi araştırmaları vardı.. Ermenilerin Türk kökenli olduğunu bilimsel kanıtlarla iddia ediyordu.. Ermeni Tehciri konusunda gerçekleri ortaya çıkan araştırmalar yapmıştı.. Her platformada, Ermenilerin Türk kökenli olmalarını ve Ermeni Tehciri'nin yalan olduğunu savunduğu için Ermenistan ve Ermeni Diasporası tarafından hiç sevilmiyordu. Levon Panos Dabağyan'ın Ermenilerin Türklüğü ile ilgili araştırmaları başka bilim adamlarına da öncü olmuştu..
Antpologların ve genetik bilimcilerin yaptıkları araştırmalar, Dabağyan'ın haklı çıkarmıştı.. Ermenistan'ın isteğiyle yine Ermeni genetik bilimcilerin bir kaç yıl önce yaptığı araştırmada, bilinen Ermeni ailelerinin Türk kökenli çıkması üzerine, bissat Ermeni hükümeti tarafından durdurulmuştu.. Ermenilerin Türklüğü, Ermeni Tehcirinin yanında, Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi, İstanbul'u, Alparslan Türkeş'i anlatan kitapları da vardı.. 1969 genel seçimlerinde MHP'den milletvekili adayı olmuştu.. Sonraki yıllarda, Alparslan Türkeş'in basın danışmanlığını yapmıştı... Atatürk ve Türkiye'yi çok seviyordu..
Kendisini "Türk Ermenisi" olarak tanımlardı.. Hatta çoğu zaman doğrudan doğruya "Türk" olarak nitelerdi.. Ölene ksadar sade bir MHP üyesi olarak yaşadı.. MHP'nin iktidara yürümesi için mücadele etti.. İlerlemiş yaşına rağmen, gazetelerde MHP'yi, Türk Milliyetçiliğini, Ermeni yalanlarını anlatan yazılarına ara vermeden sürdürmüştü..
84 yaşında yitirdiğimiz Levon Amcanın son vasiyeti ölünce Türk bayrağı ile gömülmekti.. Işıklar içinde yat Levon Panos Dabağyan… Mekanın Tanrıdağı olsun!….
*
ÇYDD'nin acı kaybı
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Adana'da güzide bir mensubunu yitirdi.. ÇYDD Adana Şube Başkanı, Cumhuriyetçi kadınlarımızın öncüsü Cumhure Mülazımoğlu, yaşama veda etti… Cumhure Mülazımoğlu, aktif ve çalışkan bir insandı.. Cumhuriyet için yapılan her etkinlikte ön saflardaydı..
Ani ölümü, tüm Adana'da şok etkisi yapattı.. Ölümü, Adana'daki Cümhuriyetçi, Atatürkçü kadınlar arasında büyük üzüntü yaratan Cumhure Mülazımoğlu, dün ceyhan Asri mezarlığında, ikindi namazından sonra ebedi istiratgahına defnedildi.. Cumhure Hanıma, Tanrı'dan rahmet diliyorum…