Adana Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü namı diğer ASKİ, son zamanlarda tuhaf bir kurum oldu..
Su parası ödemek için neredeyse ASKİ'nin sayaç okuma memurlarının peşinden koşacağız..
Malum, ASKİ'nin su sayacı okuma görevlileri gelir sayaçları okurlar, kapıya bıraktıkları makbuzla da gidip ASKİ'ye su borcumuzu ödenir....
Ama öyle olmuyor..
ASKİ'ye su borcumuzu ödemek için çabalıyoruz ama nafile..
Sarıçam'ın Beyceli Mahallesinde bir kaç dönümlük bir bahçemiz var..
Annem de orada ikamet ediyor..
ASKİ'nin su sayacı okumakla görevli çalışanları aylardır uğramıyor..
Bizim bahçe biraz aşağıda kalıyor, ASKİ görevlileri de tepe inip çıkmaktan yorulmaktan kaçındıkları için tepedeki evleri okuyup bizim orayı es geçiyorlar..
En son Cuma gün, ASKİ'nin görevlileri yukarıda su sayaçlarını okuyorlardı..
Komşularımızın aşağıda da ev var şeklindeki sözüne çalışanların "oraya kim inecek" tarzındaki ifadelerinden haberim olunca, bir gazeteci olarak ilk temas kuracağımız kişi olarak basın işlerine bakan kişi olacağını düşündüğüm için Cuma günü saat 10.34'te ASKİ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdür Vekili Bekir Uzel'i cep telefonundan aradım..
Uzun uzun çaldırmama karşın açmadı ve sonrasında da dönüş yapmadı..
Hal böyle olunca da, ASKİ görevlilerini yölendirme mümkün olmadı..
Anlayacağınız, ASKİ'nin su sayacı okumakla görevli çalışanlarına görevlerini yaptırabilmek mümkün olmuyor..
Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Daire Başkanlığı'na bağlı sinekle mücadele ekiplerinin ayırımcılık yapmasına alışmıştık, şimdi de başımıza ASKİ çalışanları çıktı..
Bahçemiz adı her ne kadar mahalle olsa da aslında bir köy yerleşimi olduğu için ağaçlığı, yeşilliği bol bir yer..
Zİhni Aldırmaz'ın başkanvekilliği döneminde, sinekle mücadele ekipleri mahallenin diğer kesimleriyle birlikte kod olarak çok altta kalan bizim oraları da gelip ilaçlama yaparlardı..
Sağolsun, oyumuzu verdiğimiz Hüseyin Sözlü'nün göreve geldiği günden bu yana sinekle mücadele ekipleri bizim oralara uğramaz olmuştu..
Çeşitli defalar, özellikle Çelebi Akkuş'un daire başkanı olduğu dönemlerde aynı partili olmanın verdiği cesaretle bir kaç kez durumu bildirmeme karşın bir değişiklik olmamıştı..
Sinekle mücadele bize kalmıştı..
En yakın, Sarıçam Belediyesi'nin bir bankamatikçisinin oturduğu evinin önüne gelip ilaçlama yaptıktan sonra geri gittikleri için, yıllardır yaz aylarında kendi olanaklarımızda sinekle mücadele etmeye çalışıyoruz..
Sinekle mücadele ekiplerinin tutumunu kanıksamışken şimdi de başımıza ASKİ ekiplerinin görevlerini ihmal etmeleri çıktı..
Gününde gelmeyen görevliler üç beş aya bir gelip sayaç okurlarsa, belki de o anda ödeme güçlüğü yaşayacağız..
Olayın bu boyutunu düşününce, ASKİ çalışanlarının vatandaşa tezgah kurduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum..
Şimdi, ASKİ çalışanları, "gittik evde yoklardı" türünden savunma yapabilirler..
Ona da yanıtım hazır..
Bahçe ve evin her tarafı gece görüşlü kameralarla 7/24 izlenip kayıt yapılıyor..
Geldik dedikleri saati söylerler, açıp kayıtlardan bakarız gelip gelmediklerini, kimin yalan söylediğini anlarız...
Unutmadan ekleyeyim..
Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü olmak üzere, MHP'li siyasetçiler bugünlerde yanılıp şaşırıp bizim oralara oy istemeye gelirlerse, ASKİ'nin su sayacı okuma çalışanları ile Çevre Koruma Daire Başkanlığı'nın sinekle mücadele ekiplerini de yanlarında getirsinler..
Hem oylarını istemiş olurlar, hem su borcumuzu ödememize vesile olmuş olurlar..
Sinekle mücadele ekiplerini de bizim için değil kendileri için istiyoruz..
Sinek kovalamaktan propagandaya vakit bulamazlar sonra!..
*******************
Muhalefet oylarını İnce'de birleştirmeli
CHP seçmenine aylardır algı operasyonu yapılıyor..
Maalesef bu algı operasyonunu yapanların başında da CHP'nin kendi yönetimi geliyor..
CHP Genel Merkezi, İnce'yi tamamen safdışı etmenin hesabıyla mı bilinmez verdiği açık ve subliminal mesajlarla CHP tabanını İP'in Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'e oy vermeye yönlendirmeye çalışıyor..
CHP'li olarak bildiğimiz bir televizyon kanalı ile CHP'li belediyelerde algı operasyonunun başarılı olması için çanak tutuyorlar..
Algı operasyonunu yürütenlere göre, Meral Akşener yükselişte, Muharrem İnce inişte..
İkinci tura Meral Akşener kalırsa daha şanslı..
Algı operasyonu başarıya ulaşmak üzereyken, Muharrem İnce'nin adaylığının açıklanmasıyla hesaplar şaştı..
CHP tabanından Meral Akşener'e oy kayması durdu..
Hatta, Muharrem İnce, CHP'den Meral Akşener ve İP'e kaymaya eğilimli tüm oyları toparladı..
İnce, bugün anketlerde yüzde 25 - 29 bandında gidip geliyor..
Muharrem İnce'nin adaylığı açıklanmadan önce, Meral Akşener'in yüzde 20'lerde olan oy oranı jet hızıyla indi..
Bugün, yüzde olarak tek rakamlı oranlarda..
İnce'nin yükselişi, Akşener'in inişini miting meydanlarına bakarak da çok net anlayabilirsiniz..
Akşener'in mitinglerinde meydanı süsleyen bayrakların sayısı katılımcıların sayısından fazla..
Muharrem İnce'nin minitglerinde meydanlar dolup taşıyor..
Bu durumda, hala Meral Akşener'e oy vermek; eğer seçim ikinci tura kalırsa, o tura kalacak olan Muharrem İnce'nin konumunu zayıflatmaktan başka işe yaramayacaktır..
Yüzde 30'un üzerinde bir oy oranıyla sandıktan çıkan Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekten korkulu rüyası olacaktır..
Hala, Meral Akşener propagandasının küçük de olsa etkisinde kalan CHP'li varsa en zaman geçirmeden İnce etrafında bütünleşmeye başlamalılar..
CHP'li belediyeler Meral Akşener'in değirmenine su taşımaya son vermeliler..
Hepsinden önemlisi, seçimin ikinci tura taşınmasını isteyip, Meral Akşener'e oy vereceğini söyleyen "sağ" seçmen kararının bir kez daha gözden geçirmeliler…
Yüzde 30 barajına hızla yaklaşan Muharrem İnce'ye destek vermeleri halinde amaçlarına ulaşacaklardır..
Millet İttifakı için vakit, Meral Akşener ve Temel Karamollağoğlu ile vakit kaybetme değil, oylarını Muharrem İnce'de birleştirme vaktidir!..
*****************
Satmaktan başka bir şey bilmiyorlar mı?
Seçimlere bir ay kala muhalefetin adaylarının söylemleri vatandaşa bir umut vermekten yoksun..
Buradaki kastın Muharrem ince değil elbettte..
Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu'ndan bahsediyorum..
Muharrem İnce bayşından bu yana projelerini, seçildiğıinde yapacaklarını tane tane anlatıyor..
Ama diğerleri öyle değil..
Meral Akşener, ağzını bir açıyor, maşallah ne varsa satacak..
Hızını alamıyor TRT'yi bile satacağını söylüyor..
Demek ki, Meral Akşener kaza ile devletin başına gelse, elimizde kalan son kurumlarda satılacak..
Kamu cıscıplak ortada kalacak..
Temel Karamollaoğlu, hangi siyasal görüşten olursa olsun tüm yurttaşların katliam olarak gördüğü 33 aydının can verdiği Madımak olayını katliam olarak görmediğini söyleyebiliyor..
Temel Karamollaolğu'na göre, 33 kişiyi öldüren "Kahrolsun Laiklik", "Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak" diyen kitlenin oteli ateşe vermesi değil, yanan insanların percereleri açmamaları olmuş..
Otele ateşe veren güruha "Gazanız mübarek olsun" diyen bir siyatçi, kendi siyasal anlayışına uygun konuşmuş olabilir ama toplumdan ne kadar uzak olduğunu da göstermiştir..