Sarıçam Belediyesi, havalar soğumaya başlayınca vatandaşlara bedava çorba dağıtmaya başlamış.. "Halka bedava çorba dağıtma" benim değil Sarıçam Belediyesi'nin ifadesi..
Öyle olduğunu iddia ediyorlar..
Ancak, fotoğraf başka bir şey söylüyor.. Sanki çorbalar, belediyeciler için dağıtılmış havası veriyor..
Fotoğrafı görende öyle bir duygu uyanıyor…
Tesadüf desem, pek de tesadüfe benzemiyor..
Sabahın o saatinde, o kadar belediyeciyi aynı anda birarada bulmak pek olacak iş değil.. Vatandaşlar da, belediyecilerden geriye kalanı paylaşmak durumunda kalmışlardır herhalde..
Bir dahaki sefere, bu kadar belediyecinn yanında inşallah Bilal Uludağ'ı da görürüz.. Ne de olsa o da sonunda bir halk, bir yurttaş!…
Onun da, halkın birer mensubu diğer belediyeciler gibi bedava çorbadan içme hakkı vardır!...
***
Türkçü önderler anlaşılmadan başarı gelmez
Evet, Türkiye'de Türk Milliyetçileri, Türkçü önderleri anlamadan siyasette başarıyı yakalamayazlar.. Bir çoğu Türk Milliyetçiliğini zemininde siyaset yaptığını sanırken; gider ABD'nin, AB'nin ya da Rusya'nın kontrolünde siyaset yapar ama farkına bile varamaz..
Halbuki, Türkçü önderler, yıllar önce Türk Milliyetçiliğini fikri noktadan hareket noktasına geçirmişlerdi.. Türk devrimini, Türk aydınlanmasını başarmışlardı..
Mustafa Kamal Atatürk, Ziya Gökalp, Sultan Galiyev, İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu gibi Türkçü önderler, uyguladıkları Türk Milliyetçiliği politikalarıyla bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdular.. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Azerbaycan'ın bağımsızlıklarını kazanmalarına önderlik yaptılar… Yani, Türkçü önderler, fikirleriyle, icraatlarıyla bütün Avrasya'yı etkilediler..
Bağımsızlık ateşini yaktılar..
Türkçü önderlerin çizgisinden giderek uzaklaşan, NATO'cu, Amerikancı bir çizgide milliyetçilik yapmaya kalkanlar güdük kaldılar..
Türk haklarıyla aralarındaki bağları kopardılar…
Türk Milliyetçiliği'nin Atatürk dönemindeki gibi yeniden devlet yöneten düzeye gelmesi için mehdi ve mucize beklemeye gerek yok.. İzlenecek, gidilecek yol belli..
Mustafa Kamal Atatürk, Ziya Gökalp, Sultan Galiyev, İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Atsız gibi Türkçü önderleri yeniden okumak, onları anlamak, onların gittiği yoldan gitmek Türk Milliyetçilerini zafere taşıyacaktır..
Mucize, Türk Milletinin kendisidir.. Mucize, milli ruh ve iradedir.. Mucize, kültür bilim ve akıldır.. Türkçü önderleri anlarsak; milli ruh ve iradeye, kültür, sanat, bilim ve akıla sahip çıkarsak başarı gelir.. Yeni Avrasya çağını yine Türkçüler belirler...
****
Et ithalatı Sağ'ın değişmez silahı
Et fiyatlarının jet hızıyla yükselmesi karşısında, AK Parti iktidarının et ithaline başlaması gündemde yerini hala koruyor.. İktidara yakın olanlar et ithalatına övgüler düzüyor..
Mutlak yapılması gereken bir ithalat olduğunu iddia ediyorlar.. Muhalefetin bir kısmı, et ithalatının tamamıyla yanlış olduğunu, bunun yerine besiciliğin desteklenmesi gerektiğini dile getirerek, son derece doğru yerde duruyorlar..
Et ithalatını eleştirenlerin bir kısmı ise, ithalatın yapılmasını değil, ithal etin hükümete yakın 2 markette satılmasına tepki gösteriyor..
İşin ilginci, muhalefet partilerinin yöneticilerinin çoğunda, Türkiye'nin sanki ilk kez et ithalatı yaptığı gibi bir anlayış var.. Bu tür insanları görünce, Türk insanın giderek balık hafızalı olmaya başladığını düşünüyorum.. Geçmişi çok çabuk unutlmaya başladık..
Tekerrür eden olaylar karşısında, bu nedenle, sanki ilk kez oluyormuş gibi şaşıp kalıyoruz.. Halbuki, hafızalarımız bir zorlasak, et ithalatının 12 Eylül sonrası Sağ iktidarların üreticiyi "yola getirme" ve rant sağlamada sık sık başvurdukları yöntem olduğunu göreceğiz..
Hatırlamadığımız yakın geçmişte, et ithalatını ilk kez yapan o dönemin Başbakanı Turgut Özal'dı.. Hani, çok yakın geçmişte, bugünkü iktidarın "Astınız, öldürdünüz, yedirmeyiz" sloganıyla sahip çıktığı, siyasi iktidarın fikri geçmişini bağladıkları Turgut Özal..
Siyasal islamcılar başta olmak üzere sağ siyasetçilerin çok sevdiği Turgut Özal, 1984 yılında et ithalatına izin veriyor.. Yani, Türkiye'yi ve Türk halkını ithal etle tanıştırıyor…
Dev cüsseli bir kaç holding et ithal ediyor.. Aklıselim insanlar bugün olduğu gibi, o ilk et ithalatı sırasında "Bu ithalat serbistisi hayvancılığımızı öldürür" diye haykırıyorlar..
Ama, tıpkı bugün olduğu gibi dinleyen kim…. 1984'de Turgut Özal'ın izniyle dev holdinglerin itkhal ettiği etleri piyasaya süren firmalardan biri, benim İstanbul'da yaşadığım yıllarda çok sayıda şubesi olan Kopuzlar Gıda'ydı..
Kopuzlar Gıda, ayrıca ithal etten, sahibi olduğu bir sucuk firması aracılığıyla sucuk yapıyor ve halka pazarlıyordu..
1984'den sonra yapılan et ithalatlarını çetelesi tutulmaya kalksa bir gazete sayfgasının yetmeyeceğinden emin olabilirsiniz..
Ve bu ithalatının hepsinde, ANAP ve DYP'nin imzaları bulunuyordu..
Et ithlatının gemişini hatırlayınca şunu anlıyoruz: İthal et Sağ'ın değişmez silahı, değişmez rant kapısı….
Bu arada unutmadan, keşke bugün et ithalatına karşı çıkan muhalefet partilerine mensup politikacılar akıl edip, 1984 yılı Tercüman Gazetesi arşivlerini inceleseler..
Et ithalatı ile ilgili ne inanılmaz bilgilere ulaşacaklar!…
***
Bu müdür görevden alınmalı
Adana'da bir okul müdürünün Atartük'ün ölüm yıldönümünde, okulun bahçesinde göbek atması kabul edilebilecek bir durum değil..
Atatürk'ü sevmese bile, ekmeğini yediği Türkiye Cumhuriyeti kurucusuna saygı göstermek zorunda.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti iktidarının, Atatürk'e sahip çıktığı, onu istismar edenlerin elinden kurtarmak için büyük mücadele verdikleri bir dönemde, hem de 10 Kasım günü okul bahçesinde göbek atılması densizlik değil, ihanetin ulaştığı son noktadır.. 10 Kasım günü göbek atan okul müdürünün daha önce AK Parti'den milletvekili aday adayıc olması ise işi daha da vahim hale getiriyor...
Başbakan'ın, Milli Eğtiim Bakanı'nın, Adana Valisinin, İl Milli Eğitim Müdürü'nün, İlçe Milli Eğitim Müdürünün derhal harekete geçip bu densize hak ettiği dersi vermeleri gerekiyor..
Çocuklarımızın böyle bir insandan ders almalarını önlemeleri gerekiyor..
Kısacası, meslekten ihraç etmelerini gerekiyor… Adana'daki okul müdürüne verilecek meslekten ihraç, aynı zamanda bir samimiyet testi olacaktır….