CHP, büyükşehir belediye başkan adaylarını Ekim sonu, Kasım başı; ilçe belediye başkan adaylarını ise Aralık ayında açıklayacak..
Haliyle bu durum, CHP'de hareketlenmelere yol açtı..
Aday adayları şimdiden dosyalarını parti örgütlerine teslim edip aday adayı olmak için son hazırlıklarını yapıyorlar..
Tabii, başvuru telaşından sonra bu kez hem Adana'da parti örgütünde, hem de Ankara'da Genel Merkez nezdinde kulis faaliyetlerine başlayacaklar..
Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'in gönlünde Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı yattığı biliniyor..
Zeydan Karalar bu konuda ser verip sır vermezken, Soner Çetin geçtiğimiz gün katıldığı bir televizyon programında Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını istediğini açıkladı..
Hatta son derece iddialıydı, ittifaklı ya da ittifaksız başkanlığı alacağını bile iddia etti..
Karalar ve Çetin dışında, uzun bir süredir adaylık çalışmasını sürdüren Av. Azir Erbek ve Orhan Ekici de Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için başvuruda bulunacaklar..
Başka adayların çıkıp çıkmayacağı şimdilik bilinmiyor..
Ancak, şu anda ortaya çıkan adayların hangisi ipi göğüsleyecek derseniz, bence iki ilçe belediye başkanının şansı yüksek diyebilirim..
Diğer adaylar, partei örgütünde ve Genel Merkez nezdinde kulis yaparak kendilerini ve projelerini anlatmaya çalışırken, Karalar ve Çetin 4 yıldır yaptıkları hizmetlerle hem partililere hem Genel Merkez yöneticilerine daha somut referanslar vereceklerdir..
*************
Ağızlarına Türkçülük yakışmıyor
İstanbul'daki provakasyon kokan bir eylemden sonra iki siyasal parti arasında kayıkçı kavgası yaşanıyor..
Partilerden birisi, ana partiden gelecek oylara ve küskünlükler ile gerilim ve mağdur politikalarına umut bağlamış durumda..
Diğeri, ana omurgadan kopup gidenlerin daha fazla darbe vurmasını engellemek arzusunda..
İkisi de kendi amaçları doğrultusunda birbirlerine en ağır ifadelerle yükleniyorlar..
Kayıkçı kavgası yapan iki partiden biri kamuoyuna millliyetçi bir parti olarak tanınıyor..
İkinci parti ise ABD projesi olarak neoliberal bir parti olarak sahaya sürülmesine karşın, en milliyetçi parti olduğunu iddia ederek, milliyetçi kesimi bölmeye çalışıyor..
Bu iki partinin yöneticilerinin ağız dalaşını izlerken, son olarak etkisiz bir il başkanının açıklamasında Türkçülükten dem vurduğunu gördüm..
Milliyetçi diye bilinen partiye hitaben "Biz daha Türkçüyüz" anlamına gelen laflar ediyor..
Doğrusu, ne sentezcilik pençesinde her geçen gün Türk milliyetçiliğinden daha da uzaklaşan partiye de, ABD projesi noeoliberal partiye de Türkçülük iddiası hiç yakışmıyor..
Hele hele Türkçülük ile en küçük bir ilişkisi bulunmayan ABD güdümündeki partinin yöneticilerinin ağzından çıkınca çok daha sırıtıyor..
Başta ABD projesi partini yöneticileri, il başkanları olmak üzere her iki partinin yöneticilerine de seslenmek istiyorum..
Gelin Türkçülük sözcüğünü ağzına almaktan vazgeçin..
Ağzınıza yakışmadığı gibi, neoliberal ve sentezci parti ve siyasetçiler olarak çok komik duruma düşüyorsunuz…
En iyisi siz, kendi neoliberal ve sentez bataklığınızda boğuşmaya devam edin, Türkçülüğü bataklığınıza çekmeye çalışmayın!….
**************
Türkeş'i referans göstermek
Kayıkçı kavgasında son aşama, ABD projesi partinin milliyetçiliğine referans olarak MHP'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş'i referans alması oldu..
Şaşırtıcı bir durum..
Alparslan Türkeş'in siyasal ve ideolojik mücadelesi belli..
Ömrünü, sevelim sevmeyelim bir fikir uğruna harcamış bir kişilik..
Onu milliyetçiliklerine referans gösterenlerin lideri ise maşallah gezmedik parti bırakmamış bir siyasetçi..
Geçmişinde, Fetullah Gülen'e övgüler de var, Çiller'in çantacılığı da var, ANAP'la görüşmeler de var, Erdoğan ve Gül ile diz dize oturup AKP'yi kurma olayı da var..
Tabi bütün bu parti parti gezmeler sırasında, Bozkurt işareti yapan çocuklara Erzurum'da fırça atmak, Fetullah Gülen için "Bir gün gelecek herkes Hocaefendiyi anlayacak. Ben iyi ki önceden anladım" diye konuşmak da var..
En önemlisi, AKP'nin kuruculuğuna soyunduğunda ülkede "Türkiyelilik bilincini yaygınlaştırma" amacını hayata geçirmek de vardı..
"Türkiyelilik bilinci", Türküm diyemeyenlerin ortada attığı bir kavramdı..
Türk yerine Türkiyelilik derlerdi..
Türkiyelilik bilincinde olanların haliyle Türk milliyetçisi olmaları da olası değildi..
Bütün bu gerçekler gözönüne alındığında, milliyetçiliklerine Alparslan Türkeş'i referans gösteren proje partisinin yöneticilerinin, milliyetçilikleri için başka bir referans göstermeleri gerekiyordu..
Öyle yapmayıp, hiç bir ilgilerinin bulunmadığı, kendilerine yanıt verme olanağı olmayan merhum bir siyasetçinin arkasına sığınmayı seçtiler..
Gülen'e övgüler düzen, Bozkurt işaretine karşı çıkan ve Türkiyelilik bilincine sahip bir başka siyasetçiyi referans almalarını beklerdik!…