MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin kısa aralıklarla Adana ve Mersin'de gerçekleştirdiği toplu açılış ve temel atma törenleri, Türkiye'de yıllardır estirilmeye çalışılan yalan rüzgarını kesti attı..
Meral Akşener'in tarla kurultayı döneminde başlayan algı operasyonuna göre, MHP ve Devlet Bahçeli öldü bitti, tüm ülkücüler Meral Akşener'in ipine tutunup gitti..
Adana ve Mersin mitingleri gösterdi ki, o söylenenler, okyanus ötesinden üfürülen yapay bir esintiden başka bir şey değil..
Adana'daki toplantıyı birçoğumuz çıplak gözle gördüğü için onu es geçip Mersin Mitingine dikkat çekmek istiyorum..
MHP ile organik inorganik hiç bir bağı olmayan Türkçü Turancı kardeşlerimiz Mersin Atatürk Meydanı'ndaki mitingi gözlem amacıyla izlediler..
Sütundaki fotoğrafı da, Bahçeli alana gelmeden saatlerce önce o Türkçü turancı ülküdaşımızdan biri çekti..
Mersin'da ilk kez miting düzenlenen ve hiç bir partinin dolduramayacağı iddia edilen Atatürk Meydanı MHP'liler tarafından tıklım tıklım dolduruldu..
Mersini ve ilçelerini yakından tanıyan Türkçü Turancı kardeşlerimiz, miting öncesine yaygınlaşan AKP kanadından yoğun katılım olacağı yolundaki iddiaların gerçeklik payını özellikle araştırdılar..
Mitingin havasını görmek için gelen bir kaç kişi dışında AKP cenahından kimsenin olmadığını gördüler..
Miting alanı tamamen MHP'liler tarafından doldurulmuştu..
Türkçü Turancı bir yoldaşım, mitinge AKP'den ya da AKP'ye yakın derneklerden katılım olmadığını, "Bütün faşistler olarak Atatürk Meydanı'nda toplanmıştık" diye esprili dille getirdi..
Katılımcılarda da büyük bir heyecan ve coşku vardı..
MHP'nin önceki mitinglerinden çok farklı atmosferdeydi..
MHP'nin ve Devlet Bahçeli'nin uygulanan politika yüzünden dibe vurduğu idiasının gerçekleri yansıtmadığını kanıtladı..
MHP'nin ve Bahçeli'nin izlediği politikanın ülkücülerde ve parti tabanında olumlu karşılık bulduğu anlaşıldı..
Evet, Adana ve Mersin'deki mitinge dönüşen toplantılar, MHP'lilerin heiç bir yere gitmediğinin, kimsenin ipine tutunmadıklarını net bir biçimde ortaya koydu..
Ülkücülerin bir "ip"in peşinden gittiklerinin yalan olduğunu belgeledi..
Ülkücülere ip atan, "ip"le bağlamak isteyenlerin ne kadar başarılı olduklarını eğer, o hiçbir parti dolduramaz denilen Atatürk Meydanı'nda miting yapmaya cesaret ederlerse görme fırsatımız olacak..
***
Ailece "iyi" olmuşlar
İyi Parti'de ilçe kongreleri yapılıyor..
Kongrelerin başlamasıyla, İP içinde tartışmalarda başladı..
Bize de, olanları dikkatli bir şekilde izlemek düştü..
Sosyal medyada, yönetimlerde yer alanlarla, dışlananlar arasındaki tartışma; deyim yerindeyse kirli çamaşırların ortaya saçılmasına dönüştü..
İP yöneticileri tarafından dışlanan Demokrat Parti kökenli siyasetçilerin ortaya attığı iddialardan en önemlisi, İP yöneticilerinin ilçe yönetim kurulu listelerini yakın akrabalarıyla doldurdukları yolunda olanı..
İP'den gelen resmi bültenlerde kongrelerin yapıldığı, ilçe başkanlarının güven tazelediği, atanmışlıktan seçinmişliğe terfi ettikleri ile bir de yöneticilerin konuşmalarından pasajlara yer verilip, yönetim listeleri yayınlanmadığından bu iddialar ne kadar doğru bilmiyorum..
Ama, eğer iddialar doğruysa şu iki şeyi rahatlıkla söyleyebilirim..
Birincisi; İP, akraba-ı taallukun dolduğu partiye dönüşmüş..
İkincisi; İP'in bazı yöneticileri maaile siyasette iyi olmuşlar, ip onlara, kimseye olamayacak kadar iyi gelmiş!..
Haaa unutmadan, ailece iyi olma iddiasını araştırıyorum..
Saptadığım adlar olursa buradan paylaşacağım…
***
Yunanlıların "Makedon" kavgası
Ülkemizde pek dikkat eden var mı bilmiyorum ama, Yunanlılar son 15 - 20 gündür Makedonya ile yatıp Makedonya ile kalkıyorlar..
Yunan devletini ve halkını ayağa kaldıran olay şu:
Yugoslavya parçalanınca ondan kopan parçalardan birisi de "Makedonya Cumhuriyeti" oldu..
Yunanlılar ise en başından beri Makedonya Cumhuriyeti'nin adının "Makedonya" olmasına karşı çıktılar..
Makedonların aslında Bulgar olduklarını, Makedonya adının ise Yunanlılara ait olduğunu iddia ediyorlar..
Hal böyle olunca, Yunanca konuşmayan bir Makedonya oluşmuş oluyor..
Yunanca konuşmayan, Slav dili kullanan bir Makedonya ise tarihdeki büyük kahramanlardan Büyük İskender'in Yunanlıların iddia ettiği gibi Yunan olmayıp, Makedon olduğu anlamına gelecek..
İşte bu durum, yani, Büyük İskender'in Yunan değil Makedon olduğu gerçeğinin ortaya çıkması Yunanlıları çılgına çeviriyor..
Yunanlılar, Yunan olmayan İskender için döşlerini bağırlarını yırtarken, biz Türklerin önemli bir bölümü sırf Arap devletlerini yendiği için Cengiz Kağan'ı, Hülagu Kağan'ı dışlamaya kalkıyoruz..
O büyük kahramanları, o kutsal atalarımızı Türk olarak kabul etmeme eğilimine giriyorlar..
Her şeyi Arap anlayışıyla değerlendiren, kendi atalarını inkar eden bir ulus olarak, kendi ırkından olmayan insanlardan ata yaratmaya çalışan Yunan'a bakıp kendimizden utanmalıyız!…
Yunanistan'da devlet destekli bir tarih bilinci yaratılarak, Yunan olmayan insanlar bile Yunan olarak kabul ediliyor..
Bizde ise, devlet eliyle dünyayı titreten atalarımız dışlanıyor, sırf Türk'ün gerçek dinine inandıkları için Türk halkına, başka ulusların kahramanı oldukları empoze edilmeye çalışılıyor..
Adamlar yaşadıkları coğrafyanın geçmişine sahip çıkıyor, kendileriyle hiç bir bağı olmayan uygarlıklara sahipleniyorlar..
Biz, şanlı geçmişime dirsek çeviriyor, arap tarihine sahip çıkmaya çalışıyoruz..
Komşudan öğreneceğimiz çok şey var...