Sahte pandemi döneminde hem bu sütunlarda, hem sosyal medya paylaşımlarımda insanlara aşı diye dayatılan kimyasalların, gariban SAS virusundan daha tehlikeli olduğunu deflarca yazdığımı anımsayanlar mutlaka çıkacaktır..
Özellikle şimdi adını META yapan facebook ve bağlantıları, sahte pandemi ve kimyasallarla ilgili paylaşımlarlarım nedeniyle sık sık kısıtlama ve sayfa kapatma cezası vermişti. Gerekçeleri hep aynıydı, Covid 19 ve aşılarla ilgili yanlış bilgiler verdiğim ve topluluk standartlarına uymayan paylaşımlar olduğu idi.
Benim gibi bir çok insan aynı gerekçelerle engellenmiş, kısıtlamalara maruz kalmıştı..
Bunlardan birisi da Prof.Dr. Serhat Fındık’tı..
Oysa biz çok biliyorduk ki, tek dertleri ilaç kartellerinin ve tetikçilerinin yalanlarının ortaya çıkarmamızın engellenmek idi..
Yasaklarına aldırmadan, yalanlarını yüzlerine vurmaya, sahte pandemi ve adına “covid 19 aşıları” dedikleri kimyasalların kalıcı olumsuz etkilerinden bıkmadan anlatmıştık..
Şimdi Avrupa ve ABD’de bizim kimyasallarla ilgili tezlerimizin doğru olduğu itiraf ediliyor, önlemler alınıyor, kimyasal pazarlamacılaraı yargılanıyor, Almanya gibi kimi ülkeler sahte pandemic ve kimyasal mağdurlarına tazminat ödüyor, emekli maaşı bağlıyor..
Hani Türkiye’de iki Türk’ün geliştirdiği aşı diye reklamı yapılan ve herkese dayatılan malum mRNA kimyasalının tamı tamına1277 ayrı hastalığa yol açtığı ve yan etkisi olduğu bizzat kimyasalın üretici ve pazarlama şirketinin belgelerinde girmiş bulunmaktadır.
Küresel sahte pandemi ve sözde Covid 19 aşıları gerçeğini bilimsel verilerle anlatan Prof. Dr. Serhat Fındık artık, gerçekleri haber yapmak isteyen medya kuruluşlarının ve gazetecilerinin ilk başvurduğu bilim insanı oldu.
Bunlardan biri de Yeni Günaydın Gazetesi..
Gazete 24 Temmuz’da Özlem Uçar’ın Fındık ile yaptığı geniş röportajı yayımladı.
“Aşılar binlerce hastalığa yol açıyor!” başlığıyla yayımlanan röportaj çon önemli bilgiler içeriyor.
O nedenle, sözkonusu röportajı sizlere aktarmak istiyorum.
İşte o röportaj:
ÖZEL: ‘Aşılar Binlerce Hastalığa Yol Açıyor!’
Prof. Dr. Serhat Fındık, Özlem Uçar’a Konuştu
‘KOVİD AŞILARI İLE İLGİLİ UYARILAR YAPTIĞIM İÇİN AŞI KARŞITI OLMAKLA SUÇLANDIM.’
‘AŞILAR KANSER VE ANİ ÖLÜM DAHİL 1277 HASTALIĞA YOL AÇIYOR.!’
Koronavirüs salgınında kullanılan aşılara karşı yaptığı uyarılarla dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık, “Covid 19 aşılarının şu ana kadar tespit edilmiş olan bin 277 yan etkisi var. Bu yan etkiler içerisinde ani ölüm, her türlü kanser, alerjik hastalıklar, kalp hastalıkları, bulaşıcı hastalıkları, felç, pıhtı atması, romatizmal hastalıklar” dedi. Prof. Dr. Serhat Fındık’ın Yenigünaydın.com’a verdiği çok özel röportaj...
“Ne kadar çok bu aşı adayları (biyolojik sıvılar) yapılırsa vakalar da o kadar çoğalır varyantlar da ölümler de” açıklamasında bulunmuştunuz? O dönemlerde bunu açıkladığınız da nasıl tepkilerle karşılaştınız?
Bir salgının nedeni sürekli mutasyona uğrayan bir virüs ise, “aşı adayları” ile salgına müdahale ederseniz o virüsün mutasyonunu hızlandırır ve neticede “etkili” olduğunu iddia ettiğiniz “aşı adayının” etkisini azaltırsınız, çünkü virüs mutasyon ile kendini değiştirmiştir. Ancak bu temel gerçeğe sırtını çevirenler gazete, tv ve sosyal medyada sürekli yer alarak insanları yanılttılar. Aynı zatlar bana “bilim düşmanı, aşı karşıtı, gerici, yobaz, katil vb” iğrenç iftiralar ile saldırıp karalama kampanyası başlattılar. Ama her ne hikmetse canlı yayında bir araya gelelim görüşlerimizi tartışalım dediğimde hiçbiri bu davetimi kabul etmedi. Bu bile onların ne derece bilimsel !! olduklarını göstermek için yeterli.
KOLDAN YAPILAN AŞI BEYİN DAHİL TÜM ORGANLARA YAYILDI
2021 yılında “Çok değil 6 ay sonra en değerli kişiler aşı olmamış insanlar olacak” demiştiniz... Bugüne baktığımız da durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Aşı adaylarının” içeriğini, farmakokinetiğini (vücutun aşı üzerindeki etkisi) ve farmakodinamiğini (aşının vücut üzerindeki etkisi) çok iyi inceleyip analiz ettiğim için bu söylemde bulunmuştum. Koldan yapılan enjeksiyonla vücuda giren “aşı adayının” kana karışarak beyin dahil tüm organ ve dokulara yayıldığı gösterilmiştir. Elbette bu da çok tehlikeli içeriği olan “aşı adaylarını” vücuduna almayan insanların daha sağlıklı olacaklarının ispatıdır. Özellikle ABD, Avrupa Birliği, İngiltere gibi ülkelerde “aşı adaylarının” sebebiyet verdiği hastalık, yan tesir istatistiklerine bakıldığında bu daha net görülür.
ÜLKEMİZDE AŞISIZ KAN BANKALARI AÇILMALI
Birçok Avrupa ülkesinde “Aşısız kan bankaları açılmaya başlandı” iddiaları var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde de açılması gerekli mi?
“Aşısız olanlar için kan bankaları” ilk olarak İsviçre’de gündeme gelmiştir. Bu çok doğru bir uygulamadır. Çünkü “aşılılardan” aşısızlara kan yolu ile “aşı adaylarının” tehlikeli içerikleri geçebilmektedir. Ülkemizde de bir an önce bu konuda adım atılmalıdır.
“Aşı araştırmalarında ve üretiminde fetal hücre dizileri kullanılıyor” açıklamasını yapmıştınız... Bunun açılımı nedir?
Evet, prospektüslerinde de yazar. Bunlar içinde kızamık, çiçek, polio, hepatit A, B, kuduz vb aşılar sayılabilir. Etik olarak doğru bir uygulama değildir.
AŞIDAN SONRA ANİ KALP KRİZLERİ ARTTI
Aşılar uygulanmaya başlandıktan sonra beklenmedik kalp krizine bağlı hayatını kaybeden kişilerde bir artış yaşanıyor mu?
Evet. Ani kalp krizleri çok arttı. Özellikle ABD, AB ülkeleri ve İngiltere başta olmak üzere istatistiki bilgilere ulaşabildiğimiz ülkelerde beklenenden yüksek ölüm sayıları bildirilmektedir. “Aşı adayı” firması Pfizer’in kendi belgelerinde “aşı adayına” bağlı sadece kalp krizleri değil, myokardit (kalp kası iltihabı), kanser, turbo kanser, düşükler, menstrüel bozukluklar, yeni doğanlarda gelişme geriliği, alerji, astım, solunum yetmezliği, HIV/AIDS, enfeksiyon, pıhtı, felç, MS, Alzheimer, ensefalit (beyin iltihabı), işitme kaybı, körlük, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aort yırtılması, kalıcı yarım yüz felci, zona, kızamık benzeri viral hastalıklar, sarkoidoz, akciğer fibrözisi (akciğer sertleşmesi), kan kanserleri, lenfoma vb. 1277 ayrı hastalık, yan tesir bildirilmiştir.
Aşıyı yaptıranlar nasıl tedbirler almalı? Hangi gıdalarla dost olup hangi gıdalardan uzak durmalılar?
Aşılılar öncelikle güvendikleri bir hekim kontrolüne girmeli, tam kan tahlilleri (troponin ve d-dimer ilave edilmeli), eko ve ekg, akciğer grafisi çekilmelidir. Elde edilen bulgu ve düşünülen teşhise göre hekim kontrolünde olmak üzere:
1- Günde 2 litre su
2- D vitamini
3- C vitamini
4- İvermectin
5-Magnezyum
6-N-Asetil Sistein
7-Quercetin
8- Çinko
9- Doğal takviyeler (zencefil, zerdeçal, ısırgan otu, sarı kantaron yağı, çörek otu yağı, karahindiba çiçeği çayı, deve dikeni ekstraktı, hint leylağı, nattokinaz, çam iğnesi çayı, mavi yeşil alg, yeşil çay, akgünlük ekstresi vb)
10- Zeolit veya bentonit
11- Hidroksiklorokin
Ve aralıklı açlık (“intermittant fasting”) ve hacamat kesinlikle tavsiye edilmektedir.
AŞILI HAMİLELERİN BEBEKLERİNDE KALICI HASAR GÖRÜLDÜ
Aşı yaptıranlarda özellikle hangi yaş gruplarında sıkıntı olabilir? Kalıcı hasarlar yaşarlar mı?
Her yaş grubu etkilenir. En çok 31-50 yaş grubu ve kadınlar. Kalıcı hasarlar özellikle beyin ve sinir sistemi ile ilgilidir. İlaveten “aşılanan” hamilelerin bebeklerinde kalıcı hasarlar rapor edilmiştir.
Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin kurduğu ve mRNA bazlı Covid-19 aşısı sayesinde bütün dünyanın tanıdığı şirket BioNTech, yargı karşına çıkacak.. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BİLL GATES'İN AÇIKLAMALARI AŞININ AMACINI AÇIKLIYOR
Çok normal. Almanya ve İngiltere “aşılananlarda” görülen yan tesirleri telafi amacı ile tazminat ödemeye başladı. ABD’de pandemi yönetiminden sorumlu kişiler senato önünde ifade vermeye başladılar, CDC, FDA vb sağlığı yönlendiren kuruluşlar mercek altına alındı. Kanada Alberta eyalet başbakanı “aşı olmayanlardan” özür diledi.
Bu aşıların asıl amacı neydi, peki?
2016 yılında Dünya Ekonomi Forumu’nun Davos’taki toplantısında Bill Gates : “Bugün dünya nüfusu 6.8 milyar. Dokuz milyara doğru gidiyor. Yeni aşılar, genel sağlık sistemi ile üreme ile ilgili sağlık hizmetlerinde gerçekten harika şeyler yaparsak belki nüfusu %10-15 azaltabiliriz.” Bill Gates Pfizer-BioNThec firmasının en büyük hissedarı ve aynı zamanda DSÖ’nün en yüksek ikinci fonlayıcısı (birinci sırada ABD var). Başka söze gerek var mı...
SERHAT FINDIK KİMDİR?
Serhat Fındık 8 Mart 1969 yılında dünyaya geldi. 1986 yılında Hacettepe Tıp (ingilizce) Fakültesi’ni kazandı. 1993 yılında mezun olan Serhat Fındık Hacettepe Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda ihtisasa başladı ve 1997 yılında uzman unvanını kazandı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Chicago ve Nashville'de akademik kariyerini sürdürdü. 2004 yılında American College of Chest Physicians’ta “Fellow” unvanı aldı. 2005 yılında Doçent 2012 yılında da Profesör unvanlarını aldı. Serhat Fındık, göğüs hastalıkları, alerji ve uyku tıbbı American College of Chest Physicians-Fellow European Respiratory Society-Altın Üye American Academy of Sleep Medicine - Onur Üyesi
******
Halk TV’yi bizzat Kılıçdaroğlu silmiş
Son günlerin ana gündem konusu, CHP’ni Halk TV ile olan sözleşmesini iptal etmesi, kaynak aktarmayoı kesmesi..
Halk TV’nin ekran yüzlerinin her gün televizyondan CHP’nin kararının eleştiren ve Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem’i hedef tahtasına koydular.
Kararın ardından Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek kanala karşı yapılan baskının kaldırılması gerektiğini dile getiriyordu..
Açıklamalarında Eren Erdem’e de yüklenen Mahiroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısına yönelik, “Yetişkinlik evresine ulaşamamış bir ergen aklının CHP’ye ihanet etmesine, kurumsal kimliği aşındırmasına lütfen izin vermeyin” ifadelerini kullanıyordu..
Halk Tv ekran yüzlerinin ve yönetim kurulu başkanının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na çağrı yapmalarına karşın, kararı bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı söyleniyor..
Protokulu çekme talimatının bizzat Kılıçdaroğlu vermiş..
Halk TV – CHP arasındaki protokol iptal olayında en çarpıcı iddia ise, Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi toplantısında ve belediye başkanları ile yapılan toplantıda protokol olayına değinerek, “Yeni A Haber’e gerek yok” şeklinde sözler söylediği iddiası.
Bir başka iddia ise Halk TV’de “Görkemli HatıralarA adlı programı yapan Serhan Asker ile ilgili.
Serhan Asker, Antalya Döşemealtı’nda daha once belediye ile anlaşılan yerdeki programa, Belediye Başkanı Turgay Genç’in programı belirlenen yapılmasısı istediği ancak parti talimatı gereğince katılmayacağını söylemesi üzerine, prgramı belirlenen yerde yapmadığı, belediye başkanına da, “Biz oraya gitmeyeceğiz. Surların yanında yayın yapacak ve bunu bir direniş programına çevireceğiz” ddediği ifade ediliyor.. Yayında da bu gerçekleri izleyicilernden saklıyor..
Antalya Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç Serhan Asker’i ’arayarak; “programınızı size ayırdığımız Kırkhan’da halıları serdiğimiz yerde yapabilirsiniz. Ancak ben partinin talimatı gereği protokolü bozduğumuz için yayına katılmayacağım. Siz belirlenen yerde programı yapın” diyor. Asker ise “Biz oraya gitmeyeceğiz. Surların yanında yayın yapacak ve bunu bir direniş programına çevireceğiz” diyerek belediyenin kendilerine verdiği mekana gitmiyor. Yayınlarda ise bu gerçeği saklıyor.
Serhan Asker’in programına CHP’den verilen destekle ilgili önemli bir iddia da, programının yapımcısı Serhan Asker’in program başına 300 bin lira aldığı, bu paranın 100 bin lirasını kendisine 50 bin yayına katılan sanatçılara 150 bin lira kanala ödendiği iddiası.
Şimdi Görkemli Hatıralar programının müdavimleri, Serhan Asker’in kulislerde dile getirilen parasal kaynakla ilgili yapacağı açıklamayı merakla bekliyor..
Ankara kulislerinde, protokolun CHP’nin her yıl Halk TV’ye 70 milyon TL aktarmasının öngördüğü konuşuluyor..
Protokol krizi, yıllardır karşı mahallenin AK Parti – A Haber arasında idida ettiği yandaş medya olayının, aslında kendi mahallelerinde de yaşandığı, ancak farkında olmadıklarını bizlere gösteriyor..
İnasının aklına, şimdi tarih olan Osmanlı Bankası’nın zamanında dillere pelesenk olan sloganının getiriyor:
Yok aslında farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız..”
Durum tam da Osmanlı Bankaı gibi..
İkitdar mahallesinin de, muhalefet mahallesinin de aslında birbirinden farkı yok!..
MHP’de değişim sürüyor
MHP Genel merkezi seçimlerden sonra önemli ibr karara almıştı..
CHP’nin bazı örgütleri görevden almasının benzer bir süreci MHP’de yaşanıyor..
Ankara ve Kayseri’den sonra MHP Mersin İl’de başkan görevden alınıp, yerni başkan ve yönetim atandı.
MHP’deki durumun CHP’den tek farkı..CHP’denk görevden almalar partied tartışmalara yol açarken, MHP’de görevden alınan başkanlar, Bahçeli’ye teşekkür ederek, parti için çalışmaya devam edeceklerinin açıklamaları oluyor..
Örneğin, Kayseri’de hem MHP’dei hem CHP’de il başkanları görevden alındı..
MHP’de görevden alınan ve göreve atanan Genel Başkana ve partiye bağlılıklarının açıkladı..
CHP’de ise il başkanının görevden alınması parti içinde tartışmalara yol açtı. Genel Merkezi suçlama ve eleştirme yarışı başlattı.