Demekki neymiş…
Öyle meydanlarda sahte dolar yakmakla doların ateşi düşürelemiyormuş..
Dolar, yatırım ve ticaret aracı olmaktan çıkarılamıyormuş..
Anımsayacaksınız, kısa bir süre önce uluslararası ticaret savaşları karşısında bazı kişiler akıl ötesi bir yöntem uygulamışlardı..
Cadde ve sokaklara çıkap sahte doları yakmışlardı..
Milleti dolar kullanmamaya çağrmışlardı..
Benzer bir olayı 15 Ağustos'ta Adana'da da yaşamıştık..
Bu tür eylemlerle uluslararası ticaret savaşlarında kazanmak mümkün değildi..
Nitekim, devletin resmi verileri, o şovların şov olarak kaldığını gösterdi..
Dolar, en çok kazandıran yatırım aracı olarak yatırımcının gözdesi olmaya devam ediyor..
Doları sırasıyla euro ve altın takip ediyor..
Buna karşılık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) en çok kaybettiren yatırım aracı oldu..
Borsa ve mevduat hesapları diğer kaybettiren yatırım araçları..
Kullanılmaması yolunda kampanya açılan doların en çok kazandıran, devletin senedinin en çok kaybettiren yatırım aracı olması üzerinde çok düşünülmesi gereken bir durumdur..
Büyük olasılıkla, Adana'daki gibi cadde ve sokakta sahte dolarlar yatıranlar da dolara yatırım yaparak en çok kazananlar arasındadırlar..
Devletin resmi istatistikleri, öyle sahte dolar yakmakla doların aşağıya çekilmediğini net bir şekilde gösterdi..
Devletin, kendi sınırları içerisinde yatırım aracı olmasını önlemesi için ise kendi çıkardığı devlet iç borçlanma senedi gibi yatırım araçlarına halkının güven duymasını sağlamak zorunda..
Tüm bunların tek yolu ise, sonuçsuz kalacağı belli şovlardan uzak durmak ve ekonominin kendi kuralları içeresinde hareket etmektedir..
****************
Genel Yayın Müdürünün maaşını kim ödeyecek?
Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin bir başkan vekili, 2 başkana basın danışmanlığı yapan bir danışmanın yerel bir televizyon kanalının genel yayın yönetmenliğine getirilmişti..
O kişiyle ilgili bir kaç gün önce bu sütunlarda, "Büyükşehir'deki danışmanlığı bıraktı mı?" diye sormuştum..
O yazının gazetede yayınlandığı gün ve ertesindeki günlerde Ankara'daydım…
Yazının yayınlanmasından sonra telefonla beni arayanlardan edindiğim izlenim, Aytaç Durak, Zihni Aldırmaz ve Hüseyin Sözlü'nün vazgeçilmezlerinden olan danışmanın hem Büyükşehir Belediyesi'nde çalışmaya devam edeceği, hem de yerel televizyon kanalında çalışacağı yolunda oldu..
Yaygın genel kanı, bu çok marifetli danışmanın Büyükşehir Belediyesi ile televizyon kanalı arasında köprü olacağı şeklinde..
Televizyonda Büyükşehir lehine yayınlar düzenleyeceği, bunun karşılığında televizyon kanalına da maddi olanaklar yaratılacağı şeklinde..
Eğer, hal böyle ise, özel bir televizyona vereceği mesainin parasını Adana halkı olarak bizler vergilerimizle ödeyeceğiz demektir..
Söz konusu danışmanın belediyede çalışırken özel bir kanalda da görev üstlenmesi etik bir durum değil..
Halkın parasıyla özel işletmelerinin çalışanlarının finanse edilmesi gibi bir sonucu vardır..
O zaman, Büyükşehir Belediyesi'nde böyle bir duruma izin verenlerin, Adana'daki tüm işletmelerinin en az birer çalışanlarının maaşını da Büyükşehir'den ödemeleri etiksizlikte eşitliği sağlamak açısından önem kazanmaktadır..
Geçenlerde yazdığım gibi, marifetli danışman televizyon genel yayın yönetmenliği ile birlikte hala danışmanlık görevini de yürütüp maaşını halkın vergilerinden alıyorsa o zaman Hüseyin Sözlü'ye bu haksız duruma son vermek düşüyor…
Bu arada olayın bir başka boyutu da daha var..
Marifetli danışmanın, Zihni Aldırmaz döneminde yaptığı sözleşmeyle dudak uçuklatan bir maaş aldığı yolundaki iddialar, Sözlü'nün Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasından sonra MHP Genel Merkezi'nin bile gündemine gelmiş, rahatsızlık yaratmıştı..
Aynı kişinin, şimdi hem MHP'li Büyükşehir Belediyesi'nden maaş alması, hem özel bir televizyon kanalında çalışmasının MHP genel Merkezi'nde yaratacağı rahatsızlığı siz düşünün…
Danışmanın Büyükşehir'de ve özel televizyon kanalında aynı anda çalıştığı ve Büyükşehir'den maaş verilmeye devam edildiğinin ortaya çıkması halinde, Sözlü'nün Ankara'ya sık sık yaptığı ziyaretlerde bu durumun karşısına çıkacağından, danışmana neden ayrıcalık tanındığı sorulacağından emin olabilirsiniz!…