Adana Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aytaç Durak, bir süredir yeniden aday olabilmek için fırsat kolluyordu..
Sonunda, aradığı fırsatı bulmuş olacak ki, kolları sıvadı yoğun bir kulis faaliyetlerine girişti..
Önce, Moskova giderek Nazım Hikmet'in gömütü başında fotoğraf çektirdi..
Bu fotoğrafların bir şekilde Türkiye'de yayılmasını sağladı..
Amaç çok belliydi: CHP ve daha soldaki kesimlere "Ben de sola yakınım" mesajı vermek..
Tabii, bu mesajını vermeye çalışmanın tek bir amacı olabilirdi; o da, CHP'den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterilmek..
Böyle bir durumda soldan gelecek tepkileri minimize etmek..
Durak'ın Nazım Hikmet'in gömütündeki fotoğrafın sosyal medyada yayılmasından sonra çalışmalarını CHP Genel Merkezi nezdinde yaptığı anlaşılıyor..
Geçtiğimiz günlerde Adana'ya gelen bir genel merkez yetkilisinin Aytaç Durak'ın adaylığı ile ilgili olumlu sözler söylediği partililer tarafından biliniyor..
Bugünlerde, bazı medya organlarında Durak'ın CHP'lilerden daha CHP'li olduğu yolunda yazılar da boşa yazılmıyor tabii ki..
Ancak, Durak'ı CHP'nin adayı olmak kesmiyor..
Durak, CHP'nin adayı olarak seçime girmeyi kendince riskli görüyor..
Önlem olarak da CHP'yi İP'e bağlamak istiyor..
Yani, CHP ve İP'in ortak adayı olarak yarışa katılma arzusunda..
CHP tabanı, 24 Haziran seçimlerine CHP'nin kanatları altında giren ancak, seçimlerden hemen sonra CHP'nin aleyhine konuşan, Meral Akşener'in seçim yenilgisinden CHP'yi sorumlu tutan bir partiyle yeni bir işbirliğine, ortak aday çıkarmaya pek olumlu bakmayacağı da bir gerçek..
CHP tabanından hem Aytaç Durak'ın adaylığına, hem de İP'le ortak aday çıkarmaya büyük tepki olacaktır..
CHP seçmeninin bir bölümü de, yaşamı boyunca CHP karşıtı politikalar yapmış, daima sağın her tonunda siyaset yapmayı yeğlemiş olan Aytaç Durak'ın adaylığının, Zeydan Karalar ve Soner Çetin gibi parti örgütlerinden gelen ve bugüne kadar CHP dışında siyaset yapmamış insanlara haksızlık olacağı düşünecek ve tavır alacaktır..
Aynı insanlar, belediye meclis listelerinin yarın seçildiklerinde AKP ve MHP ya da başka sağ partilerle işbirliği yapmayacaklarının hiç bir garantisi olmayacak olan İP'li siyasetçilere yer verilmesine de sıcak bakmayacaklardır..
Yani, Aytaç Durak'ın çok istemesine karşın CHP'den İP'in de desteğiyle aday olması pek olası değil..
Olsa bile, CHP'nin oylarını toplaması da mümkün olmayacak..
Zira, Durak'ın adaylığı, belediye meclis üye listelerinde İP'lilerin varlığı karşısında CHP seçmeni, başka partilerde kendine yakın gördüğü adaylara yönelecektir..
Bu durum da MHP'nin adayı olarak seçime girecek Hüseyin Sözlü'ye yarayacaktır…
****************
AKP'li başkanların çoğu değişecek
AKP mevcut adaylarını sıkı bir incelemeye aldı..
Performanslarını ölçüyor..
Artılarını eksilerini belirliyor..
Malum yapıyla bağlantıların araştırıyor..
Tüm bu incelemelerin sonunda, AKP mevcut belediye başkanlarının en az yüzde 60'ını değiştirecek, seçimlere başka adaylarla gidecek..
Yani, şu anda istifa ettirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in yerine başkalık koltuğuna oturan Mevlüt Uysal ve Mustafa Tuna'nın bile aday gösterileceklerinin hiç bir garantisi bulunmuyor..
Tuna'nın aday gösterileceği yolunda beklentiler yüksek olsa da, AKP Genel Merkezi'nin değerlendirmesi henüz bitmediği için aday gösterileceğinin garantisi bulunmuyor..
Aynı durum, Adana'daki AKP'li belediye başkanları için de mevcut..
Onların da yeniden aday gösterileceklerinin garantisi yok..
********************
Cemal Kaşıkçı
Son günlerde sadece Türkiye değil bütün dünya gazeteci Cemal Kaşıkçı ile katıp kalkılyor..
Trump bile, Cemal Kaşıkçı'nın durumunu merak ediyorum, diye açıklama yaptı..
Bizim televizyon kanallarında hiç bir bilgi içermeyen haberlerden bıkıp, yabancı kanallaı açtığımda da birinci haberin Cemal Kaşıkçı olduğunu görüyorum..
Orada, daha net bilgiler paylaşılıyor..
Türk yetkilileri dayandırılan, bizim televizyon kanallarında görmediğimiz, gazetelerde okumadığımız net ifadeler içeren bilgilerle dolu haberler yayınlanıyor..
Ancak, orada da o bilgileri verdiği iddia edilen Türk yetkililerinn kim olduğunac dair en küçük bir bilgi yok..
Cemal Kaşıkçı'nın akibetini çıok yakında hep bilrilkte öğreneceğiz..
Gelelim Cemal Kaşıkçı'nın kimliğine..
Ünlü silah kaçakçısı Adnan Kaşıkçı'nın yeğeni..
Adnan Kaşıkçı'nın kız kardeşi Samira Kaşıkçı, Prenses Diana ile bilrikte ölen Dodi El Fayed'in annesi..
Adnan Kaşıkçı'nın yeğeni Hasan Kaşıkçı da İstanbul'daki Reina saldırısında ölümden kılpayı kurtulmuş..
Evlilik işlemleri için Konsolosluğa gittiği nişanlısı Hatice Cengiz Türk..
Çok dikkat çekici bir akrabalık ilişkisi..
Ayrıca, Cemal Kaşıkçı'nın Washinton Post Gazetesi'ndeki yazılarının bazılarının başlıkları ve konuları çok ilginç:
-Suudi Arabistan'ın tacı Prensi Putin gibi davranıyor
-Suudi Arabistan, Lübnan’da bir karmaşa yaratıyor
-Suudi Arabis'tan Yemende çocuk ölümlerine vesile oluyor.
Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan'ın Yemen'de çocukları taşıyan bir otobüsü vurduğunu yazıyor ve cenaze töreninin fotoğrafını Washington Post gazetesinde yayınlıyor.
Husilerin füzelerine karşı Suudların 3 Milyon dolarlık ABD'nin Patriot füzeleri attığını yazıyor.
Suudi krallığının İran/Şia "Müslüman Değildir" fetvasını çıkartığını ve Lübnan Başbakanı Hariri'nin neden S. Arabistan'da "alıkonduğunu" vs yazıyor.
Yani, Cemal Kaşıkçı, sadece Suudları değil ABD/İsrail projelerinin bölge için tehlikesini de yazmış.
Cemal Kaşıkçı'nın yazdıklarını okuyan ABD halkı, İnsan hakları, Medya özgürlüğü ve hukuktan bahseden ABD'nin, "Diktatör Suudi Arabistan'ı neden desteklediği" sorusunu gündeme getiriyordu.
Yani ABD halkını uyandırıyordu..
Kaşıkçı ABD halkının gözünde Suudilerin ipliğini pazar çıkartıyordu. Bu aynı zamanda Trump Hükümetini oldukça zor durumda bırakacak bir durumdu..
Eğer katledilmişse akrabalık ilişkisi vee yazdıklarından dolayı susturulmuştur..
Yazmasına müsaade etmek istemişlerdir..
Bundan sonra olacaklara gelince; Cemal Kaşıkçı olayı derinleşir...
Suudi Arabistan'ın arkasında ABD ve İsrail var.
Eğer, Cemal Kaşıkçı öldürülmüş ise Türkiye ile Arabistan arasında "diplomatik kriz" planlayanlar bunu videoya kaydetmiştir ve ifşa edecektir. İ
fşa sonrası ise Suudi diplomatlara karşı "Personal Non Grata" (İstenmeyen Kişi/ler" gündeme gelecektir.
BM, Cemal Kaşıkçı olayının araştırılması için soruşturma açacaktır. BM'de ciddi tartışmalar gündeme gelecek, bu süreçte ABD ve İsrail istihbaratları da suçlanacaktır. Bu olayı tezgahlayanlar bu olayın altında kalacaktır…
ABD'de Trump'un başkanlığı sonrasında Suudi Arabistan'da iktidar değişecek. (Muhtemelen Darbe olur) Bu değişimden sonra da Kral ve oğlu Cemal Kaşıkçı (Öldürüldü ise) cinayetten yargılanacak.
Cemal Kaşıkçı olayında Türkiye temkinli davranacak ve direk Suudi Krallığını suçlamayacaktır ama bu iş Suudi Krallığının üzerinde kalır.
Trump'un ABD'de seçimi kaybetmesi sonrasında, gelecekte Suudi Arabistan Kralı ve oğlu, BM kararı ile; ayrıca- "Yemen'de Savaş Suçu" işlemekten yargılanacak..