Zengin çocuklarını bir çatı altında toplayan AGİAD'dan geçtiğimiz günlerde servis edilen bir basın bültenini görselindeki kişiler dikkatimi çekmişti..
Habere göre, fotoğraftaki kişiler jüri üyeleriydi ve AGİAD'ın 25'inci yılında vereceği ödülleri sahiplerini belirliyorlardı.. Bültene göre, birbirden yaldızlı isimlere sahip ödülleri kazananlarını belirleyecek jüri Çukurova Üniversitesi Rektörü Mustafa Kibar, Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Atilla Menevşe, Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Başkanı Bekir Sütçü ve AGİAD Başkanı Gülümsün Adalı Özelköse'den_'dan oluşuyordu.. Görsel de, bu jüri üyelerinin tamamanın katıldığı son toplantıyı yansıtıyordu..
Ben, fototrağda o kadar aramama karşın, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar'ı göremedim… Ama, o fotoğrafta jüri üyesi olmayan üç kişi bulunuyordu.. Bunlardan biri de, Başkan Gülümsün Adalı Özelköse'nin yanında oturan eşiydi..
Jüri üyesi olmayan Aytaç Özelköse, eşi başkan hanımefendiyle birlikte baş köşede oturduğuna göre ya jüri başkanı ya da jüri yazmanı falan diye düşündüm, ama bültende o konuda bilgi olmadığına göre, herhangi bir görevi yoktu diyebilirim...
Hiç bir görevi bulunmuyorsa, jürinin ödül sahiplerini belirlediği toplantıda ne işi vardı?..
AGİAD'ın haber sorumluları, herhangi bir görevi olduğunu belirtmediklerine göre, geriye kalan tek seçenek, eş kontenjanından o toplantıda bulunduğu sonucu çıkıyor..
Ha bir de şu durum var tabii ki; 6 jüri üyesine üç yardımcı görevlendirilmiş, fotoğrafta bulunan başkanın eşi de dahil diğer üç kişinin her biri, ikişer jüri üyesinin yardımcılığını yürütüyorlar, jüri üyelerinin işlerini kolaylaştırıyorlardır!…
***
Durak ne yapmak istiyor?
Adana Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aytaç Durak, son bir kaç gündür, yaptığı açıklamalarla yeniden gündeme oturmaya çalışıyor.. Gündeme gelmek için hedefine aldığı isim ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.. Durak'a göre, kendisini FETÖ görevden aldırmış, cezaevine göndermiş; Devlet Bahçeli de FETÖ'nün önünü açmış..
Bütün bunlardan dolayı da Bahçeli'nin kendisine ve Adana halkına özür borçlu olduğunu idda ediyor.. "Adana halkı" adına özür beklediğini söylüyor..
Burada, Durak'a dur deyip bazı şeyleri anımsatmak gerekiyor.. Hakkındaki iddialar üzerine, Bahçeli'nin MHP'den istifasını istediğini, "önemsemediğini" dile getiren Aytaç Durak'ın kendisiydi..
16 Mart 2010 tarihinde, Bahçeli'nin kendisine yaptığı istifa çağrısını soran gazetecilere, "Önemli değil. Etsen ne olur, etmesen ne olur" diye yanıt vermişti.. Yani, Bahçeli'nin açıklamasının kıymet-i harbiyesi olmadığını söylememeye çalışmıştı.. 27 Mart 20110 tarihinde, Yeniçağ Gazetesi'ne verdiği söyleşide, hakkındaki iddiaların mimarının AKP Adana Milletvekili ömer Çelik olduğunu iddia etmişti.. Çelik'in kendisiyle uğraşmasının mükafatı olarak Genel Başkan Yardımcılığını kaptığını ileri sürmüştü..
Dönemin Başbakanı Erdoğgan'ın kendisine seçimlerden bu yana özel operasyonlar yaptığını savunmuştu.. MHP içerisinde bazı kişilerin de Ömer Çelik ile birlikte hareket ederek kendisi yıkmaya çalıştıklarını ileri sürmüştü.. FETÖ'nün Zaman gazetesi için ise, 10 Nisan 2009 tarihinde, dönemin MHP İl Başkanı Ahmet Erdoğan ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, "islami değerlere ve dolayısıyla dürüstlüğe saygılı olduğuna inanırdım" şeklinde değerlendirme yapmıştı..
Yani, o zamanlar, Aytaç Durak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin istifa çağrısını önemsiz bulmuştu..
Erdoğan'ın özel operasyon yaptığını savunmuştu.. Ömer Çelik'in hakkında bazı MHP'lilerin de "içerden" desteğini alarak kendisine linç girişimi başlattığını söylemişti..
Ağzını gelen her şeyi söylemiş ama Fetullahçı yapılanmadan hiç bahsetmemişti.. Peki, Durak'ın bugün kendisine kumpas kurduğunu iddia ettiği FETÖ'nin gazetesini Zaman ve onun bugün kaçak olan temsilcisi Bilal Öğütçü'nün 2012 yılında Şubat ayında cezaevinden çıktıktan sonra ilk ziyaret ettiği gazete ve gazeteci olduğunu nereye koymamız, nasıl okumamız gerekiyor..
Durak'ın, günümüzde FETÖ'ye kaynak aktarmadan yargılanan Zihni Aldırmaz'ı onlarca yıl yanında taşımasına ne demeliyiz.. Durak'ın, daha MHP'den aday olmadan, sonraki yıllarda FETÖ'den yargılanacak bir kişiyi çalıştığı kurumdan koparıp, Büyükşehir Belediyesi'ne üst düzey yönetici olarak almasını nasıl görmeliyiz..
Durak ne yapmak istiyor, dedik ama, aslında ne yapmak istediği belli.. Görevden alınmasını sürekli birilerine bağlayarak, sütten çıkmış ak kaşık olduğuna halkı inandırmak ve tabii ki gündemde kalmak… Hadi onu da yaptın ama, bari bizleri bulaştırma..
Bizim adımıza, şahsen benim adıma kimseden özür dilemelerini isteme..
***
Atilla Menevşe hangi odanın başkanı?
Evet, Atilla Menevşe, kendini hangi ilin ticaret odasının başkanı sanıyor..
Biz Adana Ticaret Odası başkanı sanıyoruz sanmasına da, asıl Menevşe'nin kendini hangi ilin ticaret odası başkanı sandığı önemli.. Menevşe, ABD'nin görevine yeni başlayan Ekonomi ve Vatandaşlık İşleri Konsolosu Kara Babrowski'yi Adana Ticaret Odası'nda ağırlamış.. Konsolosa, Adana ticareti hakkında bilgi vermiş..
Adana'yı anlatmış, ulaşım ağı, enerji bölgesi, yeni yapılması düşünülen tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi hakkında bilgi vermiş.. Bütün bunlardan sonra, Mersin'e yapılan uluslararası nitelikteki Çukurova Bölgesel Havaalanı'ndan bahsetmiş.. Yani, sayın Konsolos'a Adana'nın artıları olarak Mersin'daki bir yatırımı anlatmış..
Bir anlamda, görevine yeni başlamış bir konsolosu, daha koltuğuna oturur oturmaz yanıltmış.. Konsolos hanımefendi şimdi, Çukurova Bölgesel Havaalanı'nın Adana'da olduğunu sanacak.. ülkesine de öyle bilgi aktaracak.. Oysa bizim havaalanımız var..
Menevşe'nin ballandıra ballandıra anlattığı Çukurova Bölgesel Havaalanı, bizim havalanımızın katili olacak.. O havaalanı açıldığında, Adana havalanını yitirecek..
Tabii, bunlardan konsolos hanımefendinin haberi olmayacak.. O, kapatılan havaalanını başka bir kentte, Çukurova Bölgesel Havaıalanı'nın Adana'da olduğuun sanmaya devam edecek….
Şimdi, insanın aklına gelmez mi: Atilla Menevşe, Mersin'e yapılan ve tamamlandığında Adana'daki havaalanını öldürecek bir yatırımı böylesine sahiplendiğine göre, kendisini Adana Ticaret Odası'nın mı yoksa Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın mı başkanı olarak kabul ediyor?…