Bu sütunlardan, aktif siyasete dönmek isteyen bilumum eski DYP, DP, ANAP'lıların umudunu Meral Ablaya bağladığı şeklinde dile getirdiğim görüşümü doğrulayan bir gelişme de hafta sonu Adana'da yaşandı..
Atamayla, Demokrat Parti Seyhan İlçe Başkanlığı'na geldikten sonra il başkanı adayı olan ve AK Parti'ye üye olduğu için kendine oy kullanamayan Muhammed Emin Atasever'in organize ettiği toplantıya kakılanların tamamının ortak özelliği eski DYP'li, DP ve ANAP'lı olmalarıydı.. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'ndeki toplantıya, eski AK Partili bir meclis üyesinin de katılması dikkati çekti..
Katılımcılardan ikisi ise, Adana'da parti değiştirme rekortmeni sayılacak isimlerdi..
Örneğin, bir tanesi 12 Eylül darbesi öncesi MHP'de başladığı siyasete, darbe sonrası ANAP'ta, MHP'nin yeniden yükselişe geçtiği 1994'lü yıllarda yeniden MHP'ye dönen, daha sonra DYP'ye geçen çok renkli bir siyasetçiydi.. Bir başkası ise, DYP'de politika yaptıktan sonra, bir ara MHP'den milletvekili aday adayı olmaya çalışmış, arkasından 17-25 Aralık olayından sonra kurulan ve kamuoyunda cemaatin partilerinden biri olarak bilinen bir partinin Adana kurucuları arasında yer almıştı..
Bu iki kişi başta olmak üzere, katılımcıların hemen tamamı uzak geçmişte DYP, ANAP, DP'de görev almış, sonraları partilerinden makam ve koltuklarını kaybetmiş, aktif siyasetin dışına itilmiş kişilerden oluşuyordu.. İşte, bu parmakla sayılacak kadar kişi, yaptıkları toplantıda, Meral Akşener'e tam destek kararı almışlar.. Katılımcılar, Meral Akşener'in kuruluşu yılan hikayesine dönen partisinin daha şimdiden geniş kitlelerde heyecan yarattığı fikrinde birleşmişler..
Halkta değil ama, katılımcılarda aktif siyasete dönme, yeniden ilçe başkanlığı, il başkanlığı, kadın kolları başkanlığını kapma yolunda büyük heyecan yarattığı kesin..
Aslında, Adana'daki toplantıdan, Meral Akşener'i Türk Milliyetçiliğine hizmet edecek biri olarak gören ve umut bağlayan Türk Milliyetçisi, MHP'li, Ülkücü dostlarımızın alacakları çok ders var..
Akşener'in görevinin, tıpkı geçmişte bazılarının Turgut Özal'ın ANAP'ına, Turgut Sunalp'in MDP'sine, Tansu Çiller'in DYP'sine stepne yapmak istemeleri gibi, Türk Milliyetçileri, özellikle de MHP'lileri ve ülkücüleri, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulların baş sorumlusu Merkez Sağ'a stepne yapmak, yamamak..
Ancak, bunun için uğraşırken, "Merkez Sağ" denen ucubenin çoktaaan siyasi mevta olduğunun farkında değiller.. Ya da, MHP ve Ülkücüleri Hazreti İsa gibi ölüyü dirilten bir güce sahip olduğunu sanıyorlar…
Tabii, bir de, asıl amaç olan, Türk Milliyetçileri iç kavgaya, kardeş kavgasını sürükleyerek pasifize etmek, enerjisi Türkiye ve Türk halkı için değil boşa harcatmak, Türk düşmanlarına dikensiz gül bahçesi sunmak da var…
***
Alman Milliyetçileri parlamentoda Almanya'da önceki gün yapılan seçimler, Alman Milliyetçi Hareketi'nin büyük başarısına tanık oldu..
Muhafazakar CDU/CSU blogunun yıllardır baskıladığı Alman milliyetçileri, 4 yıl gibi kısa bir süreçte Almanya'nın üçüncü büyük partisi konumuna geldiler..
Alman milliyetçileri 2013 yılında Almanya İçin Alternatif (AfD) adlı bir parti kurdu.. Aynı yıl yaplan seçimlerde yüzde 4,7 oy aldı ancak, yüzde 5 barajının kılpayı altında kaldılar...
AfD, 2013'ten 2017'e gelindiğinde oy oranını yüzde 4,7'den yüzde 13,5'a çıkardı.. Bu oy onları 89 milletvekiliylye Alman Parlamentosuna taşırken, ülkenin de kökllü partileri CDU/CSU ve SPD'nin ardından üçüncü partisi yaptı.. AfD, Alman milliyetçiliğini temel alan politikalar yürütüyor..
AB'ye karşı, kuşkuyla yaklaşıyor..
Avrupa'nın Araplaşmasına ve sığınmacılara sınırların açılmasına açıkça karşı çıkıyor.. 2013'ten bu yana da bu politikaları dillendirdi.. Sonuçta, yıllardır CDU/CSU'ya oy veren seçmenin önemli bir bölümünün oyunu almayı başardı..
Alman Miliyetçilerinin yükselişi aslında, Avrupa'daki milliyetçi hareketlerinin yükselişinin Almanya'daki izdüşümü.. Seçimler öncesinde, Hollanda Milliyetçi Hareketi'nin lideri Geert Wilders ve Fransız Milliyetçi Hareketi'nin lideri Marine Le Pen, Almanya'ya giderek, AfD'ye ve onun genel başkanı Frauke Petry'ye açık destek vermişlerdi..
Yani, Avrupalı milliyetçiler, kendi ülkelerinin dışındaki milliyetçi hareketleri de desteklediler.. AfD, milliyetçiliğin yanısıra kendisini "Alman Irkçısı" olarak nitelendiren bir siyasi oluşum.. Aldığı oylar bana göre, yüzen gezen oylar değil, bilinçli oylar..
Bir daha başka partiye gitme ihtimali olmayan oylar.. AfD'nin ülkedeki yabancılara bakışı, CDU/CSU'nun büyük ihtimalle Hür Demokratlar ile kuracağı koalisyonu, yabancılarla ilgili yeni yaptırımlar almaya zorlayacaktır.. Koalisyon, AfD'nin önünü kesmek için en az AfD kadar ırkçı ve milliyetçi nitelikte kararlar alacaktır..
Bu durum ise Almanya'daki yabancılar için zor günlerin geldiğini gösteriyor..
Bu kapsamda, Almanya'daki Türkler için de zor günler başlayacak..
Çifte vatandaşlıkların iptali, özellikle Türkiye'de referandum sürecine aktif olarak katılanların sınırdışı edilmeleri çok kısa sürede gündeme gelecek, hatta uygulamaya geçilecek..
Zira, CDU/CSU bloğu ve lideri Merkel, tabanının AfD'ye kaçmasının önüne geçmek için AfD'den daha katı bir yabancılar politikası izleyecektir…