Adana Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin önceki günkü toplantısında ele alınan borçlanma yetkisi, henüz sıcaklığını koruyan referandum öncesindeki cepheleşme açısından da ilginç bir tabloydu..
Yaklaşık 70 gündür birlikte "EVET" mücadelesi veren MHP ve AK Parti, Başkan Sözlü ve AK Partili meclis üyeleri arasındaki zoraki "Evet birliği", 16 Nisan itibariyle öküz öldü ortaklık bozuldu formatında gelişmiş.. Önceki günkü borçlanma görüşmeleri durumun böyle olduğunu gösteriyor..
70 gün boyunca ülkenin sistem değişikliğini amaçlayan hedef için birlikte hareket eden Evetçi cephe, iş Adana'ya bir eser kazanrdırmaya gelince ortaklığı hiç düşünmediler.. MHP ve Sözlü, Adana için de 'EVETÇİ' olarak kaldılar.. AK Parti ve Meclis üyeleiri ise 'HAYIRCI' oldular..
MHP ve Sözlü'nün yardımına 70 gündür karşı karşıya geldikleri 'HAYIRCI' CHP ve onun meclis üyeleri koştu.. Sistem değişikliğine HAYIR diyen CHP'liler Adana'da bir eser kazandırmak için borç bulunmasına MHP ile birlikte 'EVET' dediler.. Şahsen ben tersini bekliyordum.. Cumhurbaşkananı karşılamalar, Veliahtı ağırlamalar, birlikte CHP'ye yüklenmeler derken, iyici gelişen, ben dahil Türk toplumunun yarısından fazlasının gözünde MHP ile AKP arasındaki can ciğer kuzu sarması ilişkinin, bundan sonra MHP'li ve AK partili belediyelere de yansıyacağını düşünmüştüm..
Evetçi Cephenin belediyelere taşınacacağını; Adana Büyükşehir Belediyesi'nin borçlanma talebinin bunun ilk adımı olacağını tahmin etmişti..
Aksi oldu.. Oylarıyla Hüseyin Sözlü'nün başkanlığa seçilmesibnde büyük katkısı olan CHP'liler, 3 yıllık süreçte hep MHP ve Sözlü ile hareket etmişlerdi.. Sözlü'nün EVET çalışmasındaki performansı, belediye imkanlarını seferber etmesi CHP'de burukluk yaratmıştı..
Bu baraklığın, Meclis'e yansıması ve borçlanmaya destek vermemeleri bekleniyordu.. Ama, CHP ve meclis üyeleri, Adana'ya bir eser kazandırmak için yapılan oylamada burukluklarını bir kenara iterek destek verdiler.. MHP ile birlikte borçlanmanın kabulünü sağladılar.. Yani, EVETÇİ Sözlü, HAYIRCI CHP'nin desteğiyle borçlanma yetkisi aldı.. Özellikle, Evetçi Cephe'nin MHP ve Sözlü kanadı için ibretlik bir olay.. İbrat alırlar mı bilemem, ama en azından CHP'lilere 70 günlük süreç için bir özür borçları orta yerde duruyor…
*
Yeni partinin doğum sancıları
Referandum sonuçları yeni bir siyasi partinin kurulması çalışmalarını hızlandırdı.. Öncelikli olarak MHP'li muhalifler, özelde ise Meral Akşener özerinden yürüyen yeni parti çalışmaları için çalışmalar hızlandırıldı.. Ancak, parti kurma çalışmalarına başlandığının resmen açıklanması için YSK'nın referandum sonuçlarını kesin olarak açıklaması bekleniyor..
Bu hebasa göre, Mayıs başında Meral Akşener'in çıkıp, "Yeni parti kurmak için görüşmelere başladık" açıklaması yapacak.. Ancak, dediğim gibi, aslında çaılışmalar 16 Nisan'ın hemen öncesinde başlamış durumda.. Akşener'in bazı "küçük" partileri ziyareti de bu kapsamdaydı..
Akşener'in ziyaret ettiği bir küçük partinin yöneticilerinin sevinçten ağızlarını tutamamaları ve "Akşener bizim partinin başına geçecek" türü açıklamaları, gizli görüşmeleri afişe etti.. Bu arada, 16 Nisan sonrasında partinin çatısını daha geniş tutma çalışmaları da başladı.. Bazı kesimler, MHP'li muhaliflerin yanına ulusalcıları, CHP'li muhalifleri, milliyetçi nitelikli küçük partileri, Demokrat Parti'yi de katmak istiyor.. Kurulacak partinin bir "merkez sağ" değil, doğrudan "Merkez" partisi olacağını el altından yayıyorlar..
Merkez sağ kavramından kaçınmalarının nedeni, ulusalcı ve CHP'li siyasetçileri ürkütmemek.. Yeni partiye soğuk bakmalarını engellemek.. Aynı çevreler, CHP içindeki muhalefeti de kaşımaya, hareketlendirmeye çalışıyorlar.. Sonnrasındaki hesap ise şimdiden belli.. Mayıs ayı içerisinde CHP'den toplu bir kopuş sağlayın, MHP'li muhaliflerle birlikte yeni partinin çatısını oluşturmak… Yeni partide görev alması planlanan isimler arasında Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan, Metin Feyzioğlu, Ümitç Kocasakal, Muharrem İnce, Sadettin Tantan, Abdulatif Şener, Uğur Dündar gibi isimler bulunuyor.. Yer mi derseniz.. Bana göre seçmen bunu yemez.. MHP'de gidenler gitti.. zaten onlar 1 Kasım seçimlerinde MHP'ye oy vermemişti..
16 Nisan'da da MHP'nin EVET'e "HAYIR" diyerek karşı çıkmışlardı.. MHP tabanı ise genel merkeze kızsa da, partisinden ayrılmayı pek düşünmez.. Tuğrul Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun peşine takılıp partisini terketmeyen MHP'liler Meral Akşener'in kuyruğuna hiç mi hiç takılmazlar!…
*
Siyaset böyle bir şey
Sisayete de siyasetçilere de akıl sır ermez.. Bir gün milliyetçi, bir gün dinci, bir başka gün sosyal demokrat, ertesi gün liberal olurlar.. Bugün başka, yarın başka şeyler söylerler.. Sorsan, "dün dündür, bugün başka şeyler söylemek lazım cancağızım" derler..
Eski Yunanlılar siyaset için Politika demişler.. Yani çok yüzlülük.. Ne kadar haklılar.. İşte Yunanlıları haklı çıkartan siyasetçilerimizden bir kaç örnek: Ertuğrul Günay: Sıkı bir solcuydu. Hatta, bir zamanlar Terzi Fikri ile Fatsa'da adeta ayrı bir devlet kurmuş olan Dev-Yol'un aktif bir mensubuydu. CHP'nin genel başkan adayı bile olmuştu.
Devran dönünce, kendine AK Parti'de yer ve koltuk buldu. Bakanlık yaptı.. Mehmet Bekaroğlu: Atatürk'e hakaret eden AK Parti'nin öncülü Fazilet Partisi'nin Rize milletvekiliydi. Şimdi, CHP Parti Meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekili.. Tuğrul Türkeş: MHP'nin kurucu genel başkanı, Ülkücülerin Başbuğu merhum Alparslan Türkeş'in oğlu. MHP Genel Başkan adaylığından sonra Aydınlık Türkiye Partisi'ni kurdu. DYP'den milletvekili adayı oldu. MHP'ye döndü. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili oldu. 7 Haziran sonrasında Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu seçim hükümetinde Başbakan Yardımcısı oldu.
Şimdi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili… Numan Kurtulmuş: MSP, Refah Partisi geleneğinden yetişen siyasetçi. Refah Partisi'nde çeşitli kademelerde görev aldı. Sonra HAS Parti'yi kurdu.. HAS Parti Genel Başkanı olarak, Tayyip Erdoğan'ı ve AK Partilileri "Harun gibi gelip karun gibi olmakla" suçlamıştı. Şimdi Karun olmakla suçladığı AK Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili.. Süleyman Soylu: Demokrat Parti eski Genel Başkanı. DP'deyken Erdoğan ve AK Parti'den hesap sıoracağını söylüyordu. Sonra AK Parti'ye katıldı, genel başkan yardımcısı oldu.
Şimdi AK Parti'nin bakanı.. Örnekleri çoğaltmak mümkün.. Ama bu örnekler bile gösteriyor.. Siyaset böyle bir şey.. Dün dündür, bugün de bugün.. Yarına Allah kerim!….
*
Fasulyemiz de Çin malı
Son dönemlerde, ahali Çin malından çektiğini hiç bir şeyden çekmedi.. Çakma Çin malları her tarafımızı kuşattı.. Batının ve Japonun teknolojik ürünlerini görüntü olarak taklit eden Çin malları, kalitesiz ve sağlıksız yapıları ile dünyanın başına bela oldu..
Çin malı ayakkabılar bir kaç bsaatte parçalandı.. Çin malı giysiler kanserojen çıktı.. Çin malı çocuk oyunları aynı şekilde kanserojen madde belirlendi..
Dünya, Çin mallarına kısıtlama getirirken, bisde tersi oldu.. Her tarafımızın sağlığımızı tehdit eden çakma Çin mallarıyla dolu olması yetmezmliş gibi mutfağımıza, soframızıa da girdi.. Gümrük vergilerini sıfırlayan devlet Çin'den fasulye ithalatına izin verdi.. Tanrı sonumuzu hayreyleye.. Tabii, Çin fasülyesinden toplu olarak kanser olup ölmezsek…