Adana'da son dönemlerde, MHP'li belediyelerin yaptıkları etkinliklerde, ziyaretlerde ilginç, ilginç olduğu kadar da bana göre tuhaf olan bir durum dikkatimi çekti..
MHP'li belediyelerin etkinliğinde, Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden uzaklaştırılan, bir süre cezaevinde kalan, halen de yargılanması süren bir eski başkan protokolda baş köşede yer alıyor..
Aynı kişiyi, MHP'li belediye başkanlarının gerçekleştirdikleri ziyaretlerde de görüyoruz.. Hal böyle olunca, insanın aklına ister istemez geliyor:
Görevinden uzaklaştırılan siyasetçiye iade-i itibar mı yapıldı da, halkın haberi yok?..
Yargılandığı davandan beraat edip, görevine mi iade edildi di milletin haberi yok?…
Yoksa, protokolda yer vermeler, ziyaretlerde yanıbaşında poz vermeler; siyasi iktidara, yargılamalara rağmen, kendi kendine itibar iadesi mi yapılıyor..
Eğer, öyleyse, bu girişim MHP'yi ve MHP'lileri vatandaş nezdinde ciddi bir sıkıntıya sokacaktır..
***
İthalat pahalı ete çözüm olamayacak Hükümet, et fiyatlarını aşağı çekmek için "ithalat" silahına sarıldı.. Malum olduğu üzere, Sırbistan'tan getiriliecek etler, mevcut fiyatlara göre, biraz daha ucuza satılacak..
Ancak, her ne hikmetse, ithal etler öncelikle BİM ve A101 mağazalarında satılacak..
Şunu şimdiden söyebilirim ki, siyasi iktidarın et fiyatlarını düşürrmek için eline aldığı ithalat silahı, ne iktidarın ne de vatandaşın beklentilerini karşılamaktan uzak kalacak..
Beklenen ya da hedeflenen ucuzluk sağlanamayacak..
Sağ iktidarlarının klasik alışkanlığı haline gelen "ithalatla piyasayı terbiye etme" mantığı geçmişte de etkili olmamıştı.. Özellikle, bugünün siyasi iktidarının idolü olan Özal da sık sık bu silaha başvurmuş ama et fiyatları yine de füze hızıyla yükselmeye devam etmişti..
Bu defe da aynısı olacak..
Peki sorun nedir, derseniz, o da belli.. Besicilere destek sağlanması ve besiciliğin teşvik edilmesi…
Sorunun çözümü burada.. Yanlış politikalar yüzünden Özal ile gerilemeye başlayan, günümüzde artık tamamen yok olmaya yüz tutan besiciliği canlandırmak için destek mutlak koşul..
Hükümet ithalat silahına sarılırken, zaman geçirmeden de besiciliği teşvik eden, vatandaşı yeniden besiciliğe yönlendiren uygulamalara başlamalı, yem fiyatların düşürmeli, besicilik girdilerini ucuzlatmalı..
Eğer bu teşvikler verilmezse, ithalatta et fiyatlarına çare olamayacak..
Çok yakında bugünkü fiyatları mumla arar olacağız!…
***
Aleksandr Dugin'e kulak verilmeli Rusya'daki "Avrasyacılık" hareketinin lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanlarından Aleksandr Dugin, Türkiye ile ilgili çok önmli bir değerlendirme yaptı..
Dugin, 15 Temmuz süreci de dahil, Türkiye'yi uyaran açıklamaları zaman zaman yapmış bir siyasetçi ve ideolog.. Rusya'da "Putin'in kara kutusu" olarak da bilinir..
Bugüne kadar Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinde hep haklı çıktı..
Son değerlendirmesi o nedenle, bence çok önemli ve dikkate alınmalı.. Ne diyor Dugin? ABD'in Türkiye'ye saldıracağını savundu..
Amerika'nın sürekli bir saldırı Türkiye'ye karşı sürekli bir saldırı içinde olacağını ve Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulayacağını ileri sürdü ve uyarılarda bulundu.. Ekonomik yaptırımlar, etnik çatışmalar, sosyal tehditler.. Bu nedenle, Türkiye'nin ekonomisini kurtarmak için B planı yapması gerektiğini belirtti..
Dugin'in bu önemli açıklamasını aynen paylaşalım: “Pek çok faktörü bir araya getirecekleri bir strateji izleyeceklerini düşünüyorum.
Mesela etnik çatışma, ekonomik-sosyal tehditler, siyasi ve askeri elit içerisinde Erdoğan karşıtı huzursuzluk yaratmak.
Amerikalılar bütün zayıf noktaları kullanmaya çalışacaktır.”
Dugin, daha önce de özellikle, ABD'nin Suriye üzerinden Türkiye'ye kurduğu kumpasları dile getirmişti.. Söyledikleri bir bir çıktı..
Dugin, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunamazsa Türkiye ve Rusya’nın toprak bütünlüğünün de sağlanamayacağını vurgulamıştı…
Türkiye'nin ABD kumpaslarından kurtulmasının yolunu da 2016 yılında bir Türkiye gezisi sırasında göstermişti: “Amerika kendi müttefiklerinden hiçbirinin toprak bütünlüğünü temin etme noktasında değil. Aksine kaos, ülkelerin bölünmesi ve faciaları görüyoruz.
Bu senaryo Türkiye için de yazılmıştır. Türkiye’nin bu zor durumdan kurtarılması Atatürk’ün politikasına dönmekle mümkündür. Bu durumda da Rusya ile stratejik işbirliğinin sağlanması gerekir.
Suriye’de yaşananların tekrarlanmaması için ortak hareket etmeliyiz.”