Yüreğir Belediyesi ilçede yaptığı ilk kına konağına büyük Türk kadını Hayme Ana'nın adını verdi..
Güzel ve Türk tarihe sahip çıkan bir uygulama..
Şimdilerde Hayme (Hayma) Ana dediğimiz büyük Türk kadınına yaşadığı çağlarda aynı zamanda "Devlet Ana" deniyordu..
Hayme ya da devlet ana, bugün bize Süleyman Şah diye yutturulmak istenen Gündüz Alp'in eşiydi..
Bilge bir kadındı..
Gündüz Alp, Moğolların Abbasiler ve Selçuklular üzerine düzenlediği seferler nedeniyle başında bulunduğu Karakeçili aşiretini Erzincan - Ahlat - Van yönelerinden daha güvenli gördüğü yerlere yeşreştirmek için güneye doğru ilerleyerek bugünkü Suriye topraklarına varır. Gündüz Alp, Fırat Nehrini geçerken atının tökezlemesi sonucu düşer ve boğulur.
Gündüz Alp’in oğullarından ikisi Sungur Tekin ve Gündoğdu bu olayı uğursuzluk sayarak geri dönerler. Diğer kardeşlerden Ertuğrul henüz 12 yaşında , Dündar ise daha küçüktür. Aşiretin ileri gelenleri törelere uyarak Gündüz Alp’in eşi Hayme Ana’yı aşiretin başına geçirirler. Hayme Ana, aşireti kocası ile beraber idare ettiği için engin bilgi, tecrübeye sahiptir ve 400 çadırlık aşireti ile Anadolu’ya geçer.
Burada Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, aşireti Ankara civarında Karacadağ eteklerine yerleştirir. Hayme Ana, aşireti ile uzun zaman orada kalır. Yöreye kendi adı (bugünkü HAYMANA) verilir. Oğlu Ertuğrul’u büyütür ve yetiştirir. Aşiret reisliğini ona devreder. Genç aşiret reisi Ertuğrul, Selçuklular safında savaşlara katılır ve büyük kahramanlıklar gösterir. Ertuğrul’a Beylik ünvanı verilir ve Uç Beyi olarak batıya gönderilir. Ertuğrul Gazi liderliğindeki Kayı Aşireti Söğüt’ü kışlık , Domaniç Yaylası’nı yazlık olarak kullanmaya başlar. Hayme Ana torunlarının yetişmesi için çalışır.
Hayme Ana bir yayla dönüşü Çarşamba Köyü’nde vefat eder. Ertuğrul Gazi, "Devlet Ana" diye de anılan annesi "Hayme Ana"yı vefat ettiği Çarşamba’da her yıl çadır kurduğu bir tepenin üzerinde defnettirir. Hayme Ana´nın vefatından sonra, gömüldüğü yerin etrafı duvarlarla çevrilmiştir. II. Abdülhamit devrinde, Çarşambalı bir köylü evinde sakladığı dedesinden kalma deri üzerine yazılmış bir vesikayı köye gelen birine okutur. Vesikanın Hayme Ana´ya ait olduğu ortaya çıkar. Görevli İstanbul´a giderek Yıldız Sarayı´na varır ve vesikayı padişaha ulaştırır. II.Abdülhamit vesikayı inceletip bir heyeti buraya gönderir. Büyük ninesi Hayme Ana´nın kabrini buldurarak üzerine bir türbe ve külliye yaptırır.
Hayme Ana'nın adı bugün Ankara'nın Haymana ilçesinde, Kütahya Domaniç'deki türbesi ile birlikte Türkiye'nin değişik illerindeki okullarda yaşamaktadır..
Şimdi bunlara bir de Yüreğir Belediyesi'nin kına evi eklendi..
Hayme ana, devlet yönetme yetisine sahip Türk kadınları arasındadır.. Tıpkı, Tomris, Terken Katun, İlbilge Katun gibi..
Belki de o büyük Türk kadınlarının sonuncusudur..
Devlet yönetme yetisi nedeniyle halkı ona sağlıığında daha çok Devlet Ana diye seslenmişti..
Yüreğir Belediye başkanı Mahmut Çelikcan'ı bu büyük Türk kadını anımsadığı, adını bir hizmete verdiği için kutluyorum..
Ayrıca, Tomris, Terken Katun, İlbilge Katun gibi müstesna Türk kadınlarının adlarını da başka tesislerde, hizmetlerde yaşatmasını bekliyorum…
Devlet Ana'ya da tini şad olsun diyorum..
*****************
Hayme Ana'nın öğüdü
Hazır Hayme (Hayma - Devlet) Ana'dan bahsetmişken onun oğlu Ertuğrul'a verdiği öğütten bahsetmemek olmaz..
Hayme Ana'nın her kadın erkek her Türk insanının bilmesi gereken oğulu Ertuğrul'a öğüdü şöyle:
"Oğul, Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgarlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, son konağımız olsun.
Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dallan gökyüzünün yüceliklerine uzansın.
Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardık da Kadir Tanrı gözüpek yiğitlerimizi korusun.
Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile; kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız Kutlu Kayı Boyu’muza gürbüz evlatlar versinler.
Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün.
Kayı’nın ve diğer bütün bayların oğullarını Ertuğrul’umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Tanrı'nın Kutsal birer emaneti bilirim.
Oğul, boyundan-soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin.
Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur.
Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur.
Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dallan gökyüzünün yüceliklerine uzansın.
Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardık da Kadir Tanrı gözüpek yiğitlerimizi korusun.
Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile; kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız Kutlu Kayı Boyu’muza gürbüz evlatlar versinler.
Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün.
Kayı’nın ve diğer bütün bayların oğullarını Ertuğrul’umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Hakk’ın Kutsal birer emaneti bilirim.
Oğul, boyundan-soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin.
Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur.
Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur."
****************
Varlık Fonu gerçeği
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Varlık Fonu başkanlığına kendisin, yardımcılığına ise damadı Berat Albayrak'ı atamıştı..
ilk okuduğumda ben de tepki gölterenler arasındaydım..
Tıpkı CHP ve İP'li siyasetçilerin yaptığı açıklamalar gibi düşünüyordum..
Sonra, şu varlık fonu nedir bir araştırayım dedim..
Gördüm ki, Cumhurbaşkanı yasal bir zorunluluğu yerine getirmiş..
Nasıl oluyor dediğinizi duyar gibiyim..
Anlatayım.
Varlık Fonu 2016 yılında Başbakanlığa bağlı olarak kuruluyor..
Yasal düzenlemesine göre, o günkü sisteme göre Varlık Fonu'nun başkanı Başbakan, yardımcısı da ekonomiden sorumlu bakandı..
Biliyorsunuz, Anayasa değişti.. Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti.. Türkiye'de artık "Başbakanlık" diye bir makam yok..
Anayasa değişikliğinden sonra bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşların yeni sisteme uyumu için yasal düzenlemeler yapıyılor..
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Varlık Fonu'na yaptığı atamalar tamamıyle yasal düzenleme içerisinde yapılmış atamalar..
Başbakanlık kalktığı için Cumhurbaşkanlığına bağlanan Varlık Fonu'nun başkanlığını yasal hüküm gereği Cumhurbaşkanı üstleniyor..
Yardımcılığını da ekonomiden sorumlu bakan yapıyor..
Erdoğan ve Albayrak'ın atanmaları da bu çerçevede yapılmış bir düzenleme..
Yani öyle, devletin varlıklarının bir ailenin eline geçmesi gibi bir durum yok..
Eğer, seçimleri Muharrem İnce kazanmış olsaydı, yasa gereği bugün Varlık Fonu'nun başkanlığına kendini atayacaktı!…