İyi Parti’nin 81 ilde ve ilçelerinde kendi adaylarıyla yerel seçimlere katılma kararı, CHP içerisinde bir kesimde ciddi endişe doğurmuş durumda..
Onlara göre, İyi Parti’nin aday çıkarması demek, CHP’nin İstanbul, Ankara, Eskişehir, Adana, Mersin, Antalya gibi büyükşehirlerde belediye başkanlıklarını kaybetmesi demekmiş..
Yakın aylarda CHP’den kaynak sağlayan ancak, 28 Mayıs’tan sonra CHP ile maddi bağlantıları kesilen televizyon kanalı, ile bir zamanlar Amanoslar’da araçları “anarya” yürüten, Adanalıların da Çamlıca arsalarındaki yayınlarından tanıdığı “duayen” gazeteci/ televizyoncu/ siyasetçi, İyi Parti’nin aday çıkarması halinde CHP’nin belediye başkanlıklarını kaybedeceği haberlerini yaymaya, CHP’de umutsuzluk yaratarak İyi Parti’yle yeniden ittifak yapılmasını sağlamaya çalışıyorlar..
Onlara göre, CHP, İyi Parti olmadan büyükşehirleri kazanamazmış..
Buna CHP tabanından çok, yönetici takımından inananlar çıkıyor..
Yani taban algı operasyonunu yemiyor, ama yöneticiler etkisi altında kalabiliyor..
Felaket tellalarının unuttuğu bir şey var..
O da İyi Parti’ye giden oyların yapısı..
İyi Parti’nin yüzde 9.8’lik oyunun bir bölümü CHP’lilerin oyu..
CHP’den kendini dışlanmış hisseden ulusalcılar, Atatürkçüler, Kemalistler son iki genel seçimde İyi Parti’ye oy verdiler..
Türk milliyetçilerinin laik, seküler kesimi ,Türkçü Turancıların bir bölümü de, MHP’nin içinde bulunduğu ittifak nedeniyle İyi Parti’yi MHP’ye göre daha laik çizgide buldukları için İyi Parti’ye geçici bir yönelim yapmışlardı..
Yine MHP içerisinde genel başkan dahil yönetimdeki isimlere, belediye başkan adaylarına karşı duruşu olanlar da kısmen İyi Parti’yi tercih etmişlerdi..
Şimdi İyi Parti aday çıkardığında, bu oylarını tümü İyi Partili adaylara mı gidecek?..
Laik, Attatürkçü, Kemalist, ulusalcı, laikliğe önem veren ülü-kücüler, Türkçü ve Turancılar’ın 31 Mart 2024’de sandığa gittiklerinde tıpış tıpış İyi Parti’nin adaylarına oy vereceğini mi düşünüyorsunuz?..
Eğer öyle düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz..
Saydığım bu grupların hepsi laiklik, Atatürk ilkeleri, devletin siyasal islam zemine oturması konusunda son derece hassaslar ve oylarını da bu haassasiyetler ışığında kullanıyorlar..
Nitekim, Türk milliyetçilerinden bir çoğunun 2019’daki yerel seçimlerde CHP adaylarına oy verdiklerini yakından biliyorum..
Hata, bu kişiler, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Zeydan Karalar da, CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu da kime be neden oy vereceklerinin açıklamışlardı..
Karalar ve Kılıçdroğlu bazı Türk milliyetçilerinin CHP adaylarına oy vereceklerinin nedenleriyle biliyorlardı..
Zira, Türk milliyetçilerini temsil yetkisi alan arkadaşlarımız her ikisine de kime oy vereceklerini belirtmişler, sonra da özellikle şunu vurgulamışlardı:
“Bizi oyumuz şahsınıza. Sakın İyi Parti’nin oylarıyla karıştırmayın. Bizim oylarımızı İyi Parti’nin oyu sanmayın.”
Ama. Maalesef, ilerleyen süreçte bu ifadelere muhatap olanlar, Türk milliyetçilerinin oylarını İyi Parti oyu sayma yanlışına düştüler..
Ancak, her şeye rağmen, İyi Parti’ye oy veren Atatürkçü, ulusalcı, Türk milliyetçilerinin 31 Mart 2024’deki tercihlerini yine yukarıda saydığım laiklik ve Atatürk ilkelerine olan hassasiyetleri belirleyecektir..
Hiç biri “İyi Parti aday çıkarmış haydi gidip oy verelim” demeyecektir..
Bu kişilerini büyük çoğunluğnun oyu yine CHP adaylarına yönelecektir..
Bir kesimin oyunun rengini ise Cumhur İttifakı’nın adayının kimliği beilrleyecektir..
İyi Parti istediği kadar aday çıkarsın..
Seçmende karşılığı olmayacaktır..
Laikliğie daha çok önem verenler CHP’ye, Türk İslam Sentezi’ne önceleyenler ise Cumhur İttifakı’ına yönecektir..
Çok az bir kısmı da Zafer Partisi adaylarını tercih edecektir..
Tavanda yapılan zoraki ittifaklara prim vermeyen yurttaşlar, 31 Mart’ta bizzat kendileri ittifak yapacaklardır..
Tabii, bunun adı Millet ittifakı, Cumhur İttifakı falan olmayacaktır. Siz buna “Taban İttifakı” diyebilirsiniz..
Taban İttifakında da İyi Parti’nin oylarının büyük bir kısmı CHP’li adaylara gidecektir..
CHP adaylarının şansının artıracak “taban ittifakı”, sadece İyi Parti’ye oy verenlerle de sınırlı kalmayacak..
HDP (Yeşil sol) tabanı da kendi adaylarının kazanma şansının olmadığını gördüğü yerlerde tercihini CHP’den yana kullanacaktır..
İyi Parti nedeniyle Millet İttifakı’na soğuk bakan HDP seçmeni de taban ittifakı içerisinde yerinin alacaktır..
Kısacası, İyi Parti’nin kendi adaylarıyla seçimler katılması, CHP’ye seçim kaybettirmeyecek aksine, hem mevcut belediye başkanlıklarını korumasına, hem de yeni belediye başkanlıkları kazanmasında olumlu etkisi olacaktır..
CHP yöneticilerinin, İyi Parti olmadan seçimler kaybedilir algısından uzaklaşıp en kısa zamanda taban ittifakının oluşumuna katkı koyacak çalışmalara başlaması gerekmektedir..
Hanım Çerkes olunca!..
MHP’li Toroslar Belediyesi’nin internet sayfasında bir haber vardı:
“YILIN EN İYİLERİ TOROSLAR’DA BULUŞTU
SADİYE MAHALLESİ, YILIN ÖRNEK KÖYÜ SEÇİLDİ”
Haberin konusu, bir Kafkas derneğinin verdiği ödüllerle ilgili.
Habere göre, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çerkesleri ağırlamış..
Haberi görünce MHP’li Atsız Afşın Yılmaz’ın bir çerkes etkinliğinin ortasında ne işi var diye düşünmekten kendimi alamadım..
Başkanın adı Atsız Afşın..
Bu adın özelliği ne diyeceksiniz..
Herkesin oğluna vereceği adlar değil bunlar..
Oğluna Atsız ve Afşın adını vercek baba, Türkçü Turancı mücadeleden gelmiş, ömrünü Türkçülüğe adamış birisi bir baba demektir..
Bu ismi ilk duyduğumda, işte Türkçü bir aday demiştim..
Başkanın birinci adı, bütün Türkçülerin önderi Atsız’ın adı..
İkinci adı Atsız Ata’nın çok sevdiği yeğeni, kardeşi Necdet Sançar’ın genç yaşta kaybettiği oğlu Afşın..
Adı hem Atsız hem Afşın olunca babası tam bir Atsızcı, tavizsiz Türkçü diye düşündüm..
Oğlu da mutlaka aynı çizgidedir dedim kendi kendime..
Kazanmasına da çok sevinmiştim..
O nedenle, haberi görünce, Atsız Ata’nın ve yeğeni Afşın’ın adının taşıyan Başkan’ın cerkes toplantısıyla nasıl bir bağı olabilir diye düşündüm..
Haberin içinde gördüm ki, eşi çerkes imiş..
Hanım çerkes olunca böyle oluyormuş demekki..
Oldum olası, etnik yapıları öne çıkaran derneklere soğuk bakarım..
Türk milliyetçiliğinin ruhuna aykırı bulurum..
Hepimiz birleştiren “Türk” adı varken Türkmen, Yörük, çerkes, Kırgız, Kazak demeyi anlamsız ve Türkçülük fikriyatına aykırı bulurum..
Eminim ki, Atsız Afşın Başkan’ın babası da benim gibi düşünüyordu bu konularda..
Adından dolayı Atsıa Ahfşın Başkan’ın da Türkçü bir düşünceyle alt kimlikleri öne çıkaran derneklere prim vermeyeceğini düşünürdüm..
Yanılmışım…
AFŞIN’A AĞIT
Hazıe yeri gelmişken Atsız ata’nın genç yaşta yitirdiği yeğeni Afşın’ın ardından yazdığı Afşın’a Ağıt şiirini yer verelim.. Böylece hem Atsız, hem Necdet sancar, hem Afşın’ı bir kez daha analım..
Ne ümitlerle gelip dünyaya
En güzel ismi takındın: Afşın!
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı seda...
Bir vedadır o seda, sade veda’
ATSIZ
6 Kasım 1960, Pazar
Atsız Ata bu şiiri, yeğenini cenaze töreninie katılmak üzere İstanbul’dan Ankara’ya giderken yolculuk sırasında yazmıştı.
Üçünün de yeri Tanrıdağı olsun..