Türkiye Kamu Sen ve Türk Haber Sen, değerli bir yöneticisine daha veda etmeye hazırlanıyor.. Türk Haber Sen Genel Başkan Yardımcısı Kemal Öztoprak, 2018 yılıyla birlikte emekli olacak..
Yıllarca Türk Haber Sen Adana Şube Başkanı olarak, siyasal iktidarın ve kurum yöneticilerinin kamu çalışanlarını hükümet destekli sendikaya üye olmaya zorladıkları, o sendikaya gitmeyenlere baskı ve zulüm uyguladığı bir dönemde çok başarılı çalışmalara imza atmıştı..
Onca baskıya karşın, sendikasını dimdik ayakta tutmuştu.. Sonrasında, başarısı dikkati çekti ve Türk Haber Sen Genel Başkan Yardımcılığına getirildi.. Uzun süredir Ankara'da Genel Başkan Yardımcısı olarak sadece Türk Haber Sen üyelerine değil, sektöründeki tüm kamu çalışanlarına hizmet etti.. Sendikasına bakmadan sorunlarına koştu..
Haklarını aradı.. Ocak 2018 itibariyle de emekli olarak hem memurluk hem de sendikacılık yaşamına veda edecek.. Kemal Öztoprak meslektaşlarına v e Sendika üyelerine ilk vedasını da Adana'dan yaptı..
Türk Haber Sen Adana Bölge Şubesinin 6. olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 57 gün sonra emekli olacağını belirterek veda etti..
Çalışma arkadaşlarından helallik istedi.. Evet, Ocak 2018 itibariyle Kemal Öztoprak artık emekli olacak, yeni bir yaşama başlayacak..
Ama, Türkiye Kamu Sen ve Türk Haber Sen'in tarihine iz bırakan bir kişilik olarak, Türkiye Kamu Sen ve Türk Haber Sen var olduğu müddetçe kamu çalışanlarının gönlünde başkan olarak yaşamaya devam edecek..
***
Nereden nereye geldik?
Bugünlerde imllet olarak hükümetin aldığı Sırbistan'dan et ithalini tartışıyoruz.. Vatandaşın tartıştığı konu ne hazindir ki, bir tarım ülkesi olan Türkiye'ni et ithal etmesi değil, etin nereden ithal edildiği…
Kimilerine göre, it ithali normal da, normal olmayan Sırbistan'dan ithal edilmesi..
Vay efendim, müslümanları kesmiş Sırplardan et niye alınıyormuş.. Ülkemiz için hazin, bir o kadar da trajikomik bir durum..
Daha düne kadar tarımda ve hayvcancılıkta kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olan Türkiye, siyasi iktidarların panlış politikaları yüzünden samanını, etini, yağını, ayçiçeğini, kavununu, karpuzunu, nohutunu, mercimeğini ithal eder duruma gelmiş kimsenin umurunda değil..
Niye Sırbistan'tan et ithal ediliyormuş.. Halbuki, Türkiye, 1970'li yıllarda o zor ekonomik ve siyasi koşullarda kendine yetmenin ötesinde et ihraç eden ülke konumundaydı.. 1971 yılına ait gazete küpüründe olduğu gibi, Rusya dahil et ithal ediyorduk.. Onu kimse hatırlamıyor...
Ne zaman ki, Turgut Özallı vahşi kapitalizm yılları başladı, tersine döndü.. Onun zamanında, ilk kez Türkiye, Amerika'dan buffalo, Avustralya'dan deve kuşu eti ithal etti..
Halkımız, o zamanlar Sırbistan'dan ithal edilmediği için olacak, et ithalatına karşı çıkmamıştı..
Turgut Özal ve televizyon ekranlarında ithal etlere övgüler düzen "Otel Ayısı" gibi evanelerine hiç bir eleştiri getirmemişti… Türk halkı, hafıza kaybından bir an önce kurtulmalı..
Geçmişi hatırlayarak, et ihraç eden Türkiye'nin et ithal eden Türkiye'ye dönüştüren politikaları enine boyuna değerlendirmeli, bu olumsuz gidişattan kimlerin sorumlu olduğunu bulmalı..
Bundan sonraki tavrını da ona göre göstermeli.. Yoksa, Sırbistan'dan et ithalini eleştirmenin hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur..
Ha Sırbistan olmuş, ha amerika ya da Avustralya.. İthal edildikten sonra, hangi ülke olmuş ne farkeder!….
***
Aleksandr Dugin'e kulak verilmeli
Rusya'daki "Avrasyacılık" hareketinin lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanlarından Aleksandr Dugin, Türkiye ile ilgili çok önmli bir değerlendirme yaptı.. Dugin, 15 Temmuz süreci de dahil, Türkiye'yi uyaran açıklamaları zaman zaman yapmış bir siyasetçi ve ideolog..
Rusya'da "Putin'in kara kutusu" olarak da bilinir.. Bugüne kadar Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinde hep haklı çıktı..
Son değerlendirmesi o nedenle, bence çok önemli ve dikkate alınmalı.. Ne diyor Dugin? ABD'in Türkiye'ye saldıracağını savundu..
Amerika'nın sürekli bir saldırı Türkiye'ye karşı sürekli bir saldırı içinde olacağını ve Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulayacağını ileri sürdü ve uyarılarda bulundu.. Ekonomik yaptırımlar, etnik çatışmalar, sosyal tehditler..
Bu nedenle, Türkiye'nin ekonomisini kurtarmak için B planı yapması gerektiğini belirtti..
Dugin'in bu önemli açıklamasını aynen paylaşalım: “Pek çok faktörü bir araya getirecekleri bir strateji izleyeceklerini düşünüyorum.
Mesela etnik çatışma, ekonomik-sosyal tehditler, siyasi ve askeri elit içerisinde Erdoğan karşıtı huzursuzluk yaratmak. Amerikalılar bütün zayıf noktaları kullanmaya çalışacaktır.”
Dugin, daha önce de özellikle, ABD'nin Suriye üzerinden Türkiye'ye kurduğu kumpasları dile getirmişti.. Söyledikleri bir bir çıktı..
Dugin, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunamazsa Türkiye ve Rusya’nın toprak bütünlüğünün de sağlanamayacağını vurgulamıştı…
Türkiye'nin ABD kumpaslarından kurtulmasının yolunu da 2016 yılında bir Türkiye gezisi sırasında göstermişti: “Amerika kendi müttefiklerinden hiçbirinin toprak bütünlüğünü temin etme noktasında değil. Aksine kaos, ülkelerin bölünmesi ve faciaları görüyoruz.
Bu senaryo Türkiye için de yazılmıştır. Türkiye’nin bu zor durumdan kurtarılması Atatürk’ün politikasına dönmekle mümkündür. Bu durumda da Rusya ile stratejik işbirliğinin sağlanması gerekir. Suriye’de yaşananların tekrarlanmaması için ortak hareket etmeliyiz.
***
NATO karşıtı partilerimiz
Meral Akşener'in "İyi Partisi"nin NATO'cu programı tartışmalara neden olmuştu… Programındaki NATO eleştirileri ise "Nato üzerinden İyi Parti'ye vurmak" olarak değerlendirdi..
Topu yine AKP'ye attı.. İyi Parti'de dahil, AKP, CHP, MHP, HDP, Saadet Partisi partilerin programlarında NATO karşıtlığı ile ilgili ifadeler yok.. Hatta bazılarında, NATO ile ilişkilerin güçlendirilmeasi bile var.. Peki, küresel bela NATO'ya karşı olan partilerimiz yok mu?..
Elbette var..
Topu topu 4 parti açıkça NATO'ya karşı olduğunu programlarına koydular..
Vatan Partisi (VATAN), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) ile Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP). Bu partilere belki bir bir kaç tane daha ekleyebiliriz.. Henüz programını incelemediğimiz Büyük Turan Hareketi Partisi (TURAN), Milliyetçi Türkiye Partisi (MTP), Ulusal Parti, Türk Birliği Partisi (TBP( gibi Türkçü- ulusalcı partiler ile Türkiye Sosyalist işçi Partisi (TSİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), İşçi Kardeşliği Partisi (İKP), Devrimci işçi Partisi (DİP(, Türkiye İşçi Köylü Partisi (TKİP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Toplumcu Kurtuluş Partisi 1920 (TKP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Komünist Parti, Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP), İşçi Demokrasisi Partisi (İDP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Birleşik Devrimci Parti (DEVRİMCİ PARTİ), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) gibi sosyalist partiler var.
Onlarında bir bölümünün, NATO'ya karşı olduklarını programlarına koymuş olma olasılıkları yüksek..