Bugün 9 Şubat..
MHP'nin tam 49 yıl önce, Adana'da, CKMP'den MHP'ye dönüştüğü gün..
60 ihtilalinden sonra tasfiye edilen 14'ler diye anılan Kurmay Albay Alparslan Türkeş ve arkadaşları, sürgünden yurtdışına dönüşlerinde Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne girmişlerdi..
Türkeş, kendisiyle birlikte hareket eden bütün Türk Milliyetçilerinin desteğiyle 1965 yılında CKMP'nin genel başkanlığına getirilmişti..
Haliyle ekibini de, Dündar Taşer, Rifat Baykal, Muzaafer Özdağ gibi yol arkadaşları oluşturmuştu..
Atsız gibi Türk Milliyetçiliğinin fikir önderleri de Türkeş'in CKMP'de kadrolaşmasına ve CKMP'nin Türk Milliyetçiliğinin kalesi olması için büyük destek vermişlerdi..
Parti'nin ideoloji Türkçülüğün ilkelere bağlandığı, Ziya Gökalp tarfıdndan yazılmış, Atsız tarafından geliştirilmiş, sonlraları Türkeş imzasıyla kitap halinde yayımlanmış "9 Işık" olmuştu..
Bugünkü Ülkü Ocakları'nın temeli Genç Ülkücüler Teşkilatı ile atılmıştı..
Gençlik içinde ciddi çalışmalar yapılmış, Türkiye Gençlik Birliği, Komünizle Mücadele Dernekleri geride bırakılmış, Ülkücü teşkilatların gençliği çatısı altında toplayan en büyük gençlik yapılanmaları haline gelmişti..
İlerleyen yıllarda, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adının, Türk Milliyetçiliği'ne vurgu yapan bir adla değiştirilmesi, tüzük ve programınının tamamen Türk Milliyetçiliğine uydurulması düşüncesi ağırlık basmıştı..
Ancak, bu arada, parti içinde Türkçüler ile Türk İslam Sentezini benimseyenler arasında da mücadele başlamıştı..
İşte böylesine bir ortamda, 8-9 Şubat'ta CKMP'nin kongresi Adana'da toplandı..
9 Işık'a vurgu yapmak için 9 motosikletli genç Adana caddelerinde tur atmış, Türkeş bu 9 genç ile birlikte Menderes Spor Salonu'na gelmişti..
Kongre toplanmadan 2 gün önce, CKMP Adana İl Başkanı Faruk Akkülah, Adana Teşkilatı olarak partinin adınının "Milli Hareket Partisi", ambleminin de "Üç Hilal" olarak değıiştirilmesi için teklif vereceklerini açıklayarak, CKMP'nin yeni adını ve ambleminin ne olacağı konusunda ilk sinyali vermişti..
Akkülah, kongrenin, yalın ayaklı komandoların katıldığı “milli hedefler yürüyüşü” ile başlayacağını ifade etmiş ve kendisinin “bizim parti çıplak ayaklı partidir” sözünü sembolize eden çıplak bir çift ayak resminin de döviz olarak taşınacağını söyleyerek izlenecek politikaları da açıklamıştı bir anlamda..
Kongrede, CKMP, MHP'ye dönüştü, terazi olan amblemi üç hilal oldu ama Türk Miliyetçileri açısından da derin ve günümüzde de giderek daha da derinleşen ayrışmaya neden oldu..
Kongrenin ilk günü çıkan Türkçüler ile sentezciler arasında çıkan kavgadan sonra Türkçüler, delege ve üye kartlarını yırtarak salondan ayrıldılar..
Türkçü önderimiz Atsız, bu durumu, o zamanlar "Allah Tanrı'yı MHP'den kovdu" olarak açıklamıştı..
MHP'nin adını ve amlebinmin değiştirdiği kongrenin neden Adana'da toplandığı konusu ise hala meçhul..
Kimilerine göre, parasızlık nedeniyle Adana'da yapıldı. Devrin Adana İl Başkanı (Faruk Akkülah) varlıklı bir esnaftır, dükkânındaki halıları spor salonunun zeminine serip, masrafları karşılayınca gerçekleşir kongre.
Kimilerine göre, partinin adının "Milli Hareket Partisi" ambleminin üç hilal ve politikasının Türk İslam Sentezi olmasını isteyenlerin Ankara ve İstanbul gibi gibi kentlerde parti çizgisinin değişmesini karış çıkan güçlü bir Türkçü grup olduğunu bilmeleri nedeniyle Adana'da toplandı..
Hangi gerekçeyle olursa olsun, sonuçta Adana'da MHP'nin kabuk değiştirdiği, yeniden doğduğu kent oldu..
Kişisel olarak, zaman zaman MHP'ye oy versem de, hiç bir zaman MHP'li olmadım ve Atsız'ın yolunda yürümeye devam ettim..
Lise yılarında da, üniversite yıllarında da, sonraki yıllarda da, bugün de büyük önder Atsız'ın onur ve gururla takipçisi oldum. Yolbaşçım belledim..
Ama, MHP'nin biz Türkçü Turancılarla herhangi bir düşünce birliği ve bağı olmasa da, Türk Milliyetçiliğinin değişik tonlarını bünyesinde topladığı bir gerçek..
Kopgreye katılan tüm Türk Milliyetçisi büyüklerimizi, üç hilalin birbirine geçmeli ilk şeklini çizen Levon Panos Dabağyan'ı saygıyla anıyorum..
MHP'nin 49. yaşı, bütün MHP'li kardeşlerimize, dostlarımıza kutlu olsun..
***
49 yıl önceki kongre…
6 Şubat 1969’da CKMP Adana İl Başkanı Faruk Akkülah, “Adana teşkilatı olarak partinin adının “Milli Hareket Partisi” ambleminin de üç hilal olarak değiştirilmesi için kongreye teklifte bulunacaklarını” bildirmiştir. Buradan, kongre safhasına gelinen dönemlerde dahi partinin ismi konusunda bir netliğin sağlanamadığı tespiti çıkarılabilir.
Akkülah konuşmasının devamında kongrenin, yalın ayaklı komandoların katıldığı “milli hedefler yürüyüşü” ile başlayacağını ifade etmiş ve kendisinin “bizim parti çıplak ayaklı partidir” sözünü sembolize eden çıplak bir çift ayak resminin de döviz olarak taşınacağını söylemiştir.
KONGREDE İLK GÜN: 8 ŞUBAT 1969
Kongre günü gelip çatmıştır. Kuruköprü semtindeki parti binasından saat 09.45’te başlayan yürüyüşte, dokuz ışığı temsilen dokuz adet olan mavi gömlekli motosikletli ekip yer alır. Arkasından 43 kişilik Millî Türk Talebe Birliği’ne bağlı mehter takımı ve 500 komando onları takip eder. Komandolar son anda alınan bir kararla yürüyüşe, daha önce belirtildiği gibi çıplak ayakla değil ayakkabılı olarak katıldılar. Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, CKMP Genel Yönetim Kurulu Üyeleri ve 750 delegenin birçoğu bu heyetin en sonunda yer alırlar.
Yürüyüşte sık sık “Bozkurtlar geliyor, Başbuğ geliyor” sloganları atılmıştır. Taşınan dövizlerde ise şu sloganlar vardı:
“Daha az köy, daha çok fabrika”
“Tanrıdağı kadar Türk, Hiradağı kadar Müslümanız”
Felsefemiz hareket… Hareket… Hareket…”
“Kağnı temposundan füze temposuna”
“Hayatımızın milli misakını istiyoruz”
Kurultayın yapılacağı Adana Kapalı Spor Salonu’nda 16 Türk devletine ait bayraklar bulunmaktaydı. Salondakilerden bir kısmı “Türkeş Marşı” olarak da bilinen ve “ceddin deden”in ritmi ile söylenen:
Güvendik biz sana Türkeş
Sensin Alparslanlara eş
Milletimin gözü yaşlı
Kurtar onu Başbuğ Türkeş
Marşını söylüyordu.
Kongrenin açılış konuşmasını Alparslan Türkeş yapmıştır.
“Ülkücü Türk gençleri, sevgili bozkurtlar” hitabıyla başlayan konuşma “Torosların eteğinde, güzel topraklar üzerinde tevekkün eden (sesini duyuran) irade yeni bir Ergenekon müjdeliyor.” girişi ile devam etmiş ve daha sonra dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik sistemler uzun uzun tahlil edilmiştir.
Türkeş, daha sonra sözü “komandolar” konusuna getirmiş ve şunları söylemiştir:
“Aziz arkadaşlarım; Şimdi son aylarda çok konuşulan bir meseleye, gençlik hareketlerine de kısaca dokunacağım. Önce şunu belirteyim. Aşırı solu ve ortanın solunu tutan gazetelerin yazdıklarından hiçbirisi doğru değildir. Gençlerimizin saldırgan oldukları yolundaki iddialar yalandır, iftiradır.”
Kongrede ilk kavga divan başkanlığı seçimlerinde yaşanır. Yumruklaşmaya kadar giden kavgalar sonucunda divan başkanlığına CKMP İstanbul İl Başkanı Orhan Kaleli getirilir. Sekreterliklere aday gösterilmesi esnasında bir delege, başkanlık divanına hitaben:
“Tarafsızlığınızdan şüphe ediyoruz. Ne biçim divan? Delegelere aday gösterme hakkı tanınmıyor” diye bağırır.
İstanbul delegelerinden Bahattin Erman ise “yapılan oylama usülsüzdür” diyerek yapılanlara tepki göstermiştir.
Uyarılara rağmen tartışmalar bazen kavga boyutunu alır. Yükselen ateş bir türlü dinmeyince başkanlık divanı kongreyi iki saat tatil etmek zorunda kalır. Parti taraftarları ile delegeler arasında çıkan kavgaya, bazı partililerin “delege olmayanların oy kullandığı” iddiası da eklenmiştir.
Akşam, CKMP yürüyüşünün ismi yüzünden partililer arasında çıkan kavgada, gazeteler ve bir dönem partililerce kullanılan tabir ile 50 partili karakolluk olmuştur.
KONGREDE İKİNCİ GÜN: 9 ŞUBAT 1969
Kongrenin ikinci gününde çıkan İlk tartışma, hem o dönem komando diye tabir edilen ekipten hem de delege olan bir ismin “gençlik kollarına yapılan yardımın yetersiz olduğunu” söylemesi üzerine başlamıştır. Bu sırada bir başka komandonun “Niye, biz para mı alıyoruz” demesi üzerine devam etmiştir.
Daha sonra bozkurtçular-hilalciler veya komandolar-ülkücüler olarak da tasniflenen, aslında Türkçü-ülkücü tasnifinin daha doğru olduğu iki grup arasında “hangi grubun temsilcisi önce konuşacak” tartışması ortaya çıkmıştır. Osman Yüksel Serdengeçti’den evvel Faik Baysal’ın konuşmasını isteyen grup ile diğer grubun arsında çıkan kavga sonrasında kürsüye Osman Yüksel çıkmıştır.
Kürsüde konuşan Genel Yönetim Kurulu Üyesi Osman Yüksel Serdengeçti’nin konuşması sırasında partililer arasında bitmeyen tartışmalar daha da alevlenmiştir. Bunun üzerine Serdengeçti sinirlenerek:
“İçimizde hilal düşmanları, din düşmanları var. Ben bundan sonra CKMP’de yokum” diyerek başındaki kalpağı fırlatmıştır.
Bu sözlerle kürsüden inmek isteyen Serdengeçti’ye, diğer Yönetim Kurulu üyeleri engel olmuş ve uzun uğraşlar sonrasında onu tekrar kürsüye çıkarabilmiştir.
Uzun tartışmalar sonrasında nihayet seçim safhasına geçilmiş ve Alparslan Türkeş tekrar genel başkan seçilmiştir. Türkeş, Genel Başkan seçildikten sonra da bir konuşma yapmıştır. Kurultayda yaşanan tartışmalarla ilgili yorumu şöyledir:
“Arkadaşlar, sırası gelmişken çok ehemmiyetli saydığım bir hususu işaret edeceğim, pek az olmakla birlikte, bazı kimselerin milliyetçilikle İslamiyet’i çatıştırmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Böyle bir tutum yanlıştır. Abestir, cahilliktir. Şuurlu bir şekilde yapılıyorsa ihanettir, nifaktır. Mücadele farklı, hatta birbirine düşman mefkûreler arasında olur. Hâlbuki Türklükle İslamiyet, bin yıldan beri aynı mukaddes potada kaynaşmış, etle tırnak misali ayrılması imkansız bir hâle gelmiştir.”
“Partinin en yetkili ve sorumlu mevkiine layık gördüğünüz bir insan olarak, bir kere daha açıkça ilan ediyorum; milliyetçiliği reddeden bir dincilik anlayışı ve İslamiyet’e düşman bir milliyetçilik anlayışı bize yabancıdır, bizim dışımızdadır. Aziz Türk milletine ve savaşımıza katılan yiğit yürekli, mücahit ruhlu kardeşlerimize istirham ediyorum, nifak zamanı değildir; birlik günüdür.”
Türkeş, partinin amblemi ile ilgili tartışmalarla ilgili olarak şu yorumu yapmıştır:
“Ayrıca ve nihai olarak şunu belirteyim ki, motiflerde, sembollerde hayatiyet güç ve enerjisini kaybetmiş kalıplarda, mucize gücü yoktur. Türk İslam dünyasının utanç ve ıstırap veren perişan hâli önümüzdedir. Çağın hâkim medeniyetini temsil eden mağrur ve zalim kuvvetler, eski muhteşem medeniyet yurtlarında hüküm yürütmekte ve talihsiz ülkeleri zillet içinde tutmaktadır. Bu ülkeler çocuklarını, yurtlarını, varlıklarını korumak ve devam ettirmek için, bulacakları çare ve yol, ömrünü tamamlamış köhne kurumlara, tozlu küflenmiş motiflere şuursuzca sarılmak değil, hâkim medeniyetin üstünlük sebeplerine nüfuz ederek daha üstün bir hayat nizamı kurmak için çaba göstermektedir.”
Konuşmasının son bölümünde de; “Faşizme, Nazizm’e veya yabancı diğer bir sisteme özentiyi Türk milliyetçileri olarak reddederiz. Bu kabil özentiler dünün ve bugünün iktidarında görülmüştür. Ama milli nizamların yolu değildir.” İfadelerini kullanır.
Amblemin üç hilal mi, bozkurt mu olacağı konusu Genel Yönetim Kurulu’na bırakılmıştır.
1969 yılında değiştirilirken, partinin adı milli kelimesi kullanılamadığı için Milliyetçi Hareket Partisi oldu. Amblemi de Osmanlı’nın donanma bayrağı olan 3 hilal oldu. Gençlik kollarına da bozkurt işareti verilerek bir dengeleme sağlandı.
Üç Hilal'in fikir babası ise geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz Levon Panos Dabağyan idi. Dabağyan, 2013 yılında verdiği bir röportajda "1969 yılında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 1969 yılında Adana'da büyük kongresini topladı. Partinin ambleminin ne olacağı gündeme gelince, Atsızcı kanat 'kurt'un amblem olarak seçilmesini önerdi, fakat ben 'Biz Osmanlıyız! Bize üç hilal yakışır!' diyerek bağırdım. Bu çağrım alkışlarla desteklendi ve partinin amblemi olarak üç hilal seçildi. Böylece üç hilal MHP, kurt ise Ülkü Ocakları amblemi oldu." sözleriyle açıklamıştı, Üç Hilal'in MHP'nin amblemi olmasını..
Alparslan Türkeş, genel başkan seçildiği kurultay salonundan ayrılırken bir grup “kurtar bizi başbuğ” diye bağırıp ona Türk bayrağı uzatmıştır. Bayrağı açıp başına koyan Türkeş,
“100 Milyonluk büyük Türkiye’yi hep birlikte kuracağız” cevabını vermiştir.
Dönemin tanıklarından Yaşar Okuyan’ın anılarına göz atalım:
“1969’da Adana’da partinin kongresi oldu. O kongrede CMKP’nin ismi MHP’ye dönüştü ve çok büyük kavgalar yaşandı.
Partideki gerçek ayrılık tam olarak yüzünü gösterdi. İkiye bölündük.
Gençlerin önemli bir kısmı Nihal Atsız’ı destekliyordu. Atsız grubu, “Amblem bozkurt olsun” önerisinde ısrarcıydı. Biz yani Türkeş’i destekleyen genç ekip ise “üç hilal” olması için bastırıyorduk. Hatta bir ara “Gençlik kollarında, hilal içinde bir bozkurt amblemi kullanılsın” denildi. Kabul görmeyince gerilim tırmandı ve büyük kavgalar çıktı. Sopalarla birbirimize girdik, polis bile müdahale etmekte zorlandı. O gün Türkeş ekibi olarak seçimi kazandık. Partinin ismi MHP olarak değiştirildi. Amblem ise üç hilal oldu.”
24 Şubat 1969’da toplanan Genel İdare Kurulu, 25 Şubat’tan itibaren partinin adının Milliyetçi Hareket olarak değiştirilmesi kararını onamış ve resmî değişimi sağlamışlardır. Parti amblemi olarak üç hilal, gençlik amblemi olarak “hilalli bozkurt” kullanılması kararlaştırılmıştır.