MHP İl Başkanlığı önceki gece uzun sayılacak bir meşaleli yürüyş düzenledi.
Saat yirmibirde İller Bankası önünden başlayan yürüyüş Şehitler Bulvarı Kavşağında son buldu..
Meşaleli yürüyüşe MHP İl Başkanı Yusuf Kanlı’nın yanısıra, Cumhur İttifakı MHP Çukurova Belediye Başkan Adayı Firdevs Cingözler, MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy MHP MYK Üyesi Mustafa İzgioğlu, Ülkü Ocakları Adana Başkanı Cem Tutsoy ile binlerce yurttaş katıldı..
Çok coşkulu yürüyüşe AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Parti Sözcüsü Adana Milletvekili Ömer Çelik, AK Parti İl Başkanı Ozan Gülaçtı da destek verdi..
Yaklaşık bir sat süren “Vakit Tamam! Beklenen Değişime Adım Adım, Bizimle Yürü Adana” temalı meşaleli yürüyüşe kadınları ve gençlerini ilgisi dikkat çekiciydi..
Ülkü Ocaklı gençler, kalabalığa karşın yürüyüşün düzenini ve güvenliğini başarıyla sağladılar..
Yürüyüşte her yaştan insanın olması, kadımnların yoğun ilgisi ynaında katılım açısından dikkati çeken bir başka durum, Türk milliyetçiliğinin tüm tonlarının, Türkçü gençlerin de destek vermeleriydi..
Yürüyüşte atılan sloganlarda Firdevs Cingözler’in Cumhuriyet ve Atatürk kadını vurgulandı..
Türkçü gençler ise daha çok “Türküz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz” sloganının yürüyüşün uzun bölümünde atarken, zaman zaman Firdevs Cingözler’in Cumhuriyet ve Atatürk kadını olduğu vurgusu yapan sloganlara da eşlik ettiler..
MHP’nin yürüyüşü bana, 1980 öncesi MHP’nin yürüyüş etkinliklerini anımsattı..
Aynı coşku, aynı disiplin vardı..
Yani, MHP’nin o ateşli ruhu bugün de aynı biçimde devam ediyor…
8-9 Şubat 1969 Adana Kongresi öncesindeki yürüyüş ile 1978 Cebeci’de başlayıp Tandoğan Meydanında biten Ankara Yürüyüşündeki ruh, 1980 sonrası yaşanan ayrılıklara karşın hala aynı dirilikte yaşıyor..
Firedevs Cingözler yarın sandıkta nasıl bir sonuç alır bilemem ama, meşaleli yürüyüşü MHP tabanı ve ülkücüler üzerinde bir silkelenme yaratacağı, yeniden harekete geçirmesi ile başarılı ve amacına ulaşmış bir etkinlik olarak MHP ve Türk siyasal tarihinde yerini şimdiden almıştır..
Yürüyüş gösterdi ki, Ozan Arif’in dediği gibi ölmez bu hareket, ölmez bu dava..
Bu vesileyle büyük ozanımzı o meşhur şiiri ile bir kez daha analım:
Gardaşım bu iman oldukça sende,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Evel Allah, sonra senin sayende,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Allah’a kılınçlık yapmış bir ırkın,
Bu dâvâ son şansı Müslüman-Türkün.
Ey felek; tersine dönsede çarkın,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Duysun yedi iklim, duysun dört köşe!
Bu imandır ziyâ veren güneşe,
Bu imân kuzgunu kondurmaz leşe,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Fıransa, Belçika, Hollanda, oy… oy…
Avusturya’yı da üzerine koy,
Ülkü çiçekleri yetişmiş boy boy,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Almanya’yı nakış nakış işlemiş,
İsviçre’yi git gör hep karışlamış,
Bir haber var Libya’da da başlamış,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Avusturalya’da, İngiltere’de,
Türk’ün bulunduğu her bir yörede,
Sökülmez kök saldı bütün kürede,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Kim demiş ki dünya büyük yetmiyor,
Dünya artık bu dâvâya yetmiyor,
Vallahi üstüne güneş batmıyor,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Beş kıtada kaç bin ocak tütüyor,
Kim bilir kaç milyon nabız atıyor,
Çünkü temelinde nabız yatıyor,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Ülküdaşım; hicret denen göç budur.
Bu dâvâ ki devlet budur, tac budur.
Bizi böyle birleştiren güç budur.
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Küfür gıyabetinde, küfür kastında,
Susma gardaş, ne kazandın sustun da?
Evliyalar duası var üstünde,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Türkiye de bu dâvâyı görmemiş
Köy kaldı mı hangi köye girmemiş?
Bir vilâyet var mı şehit vermemiş?
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Anadolu adlı bahçeye varsan.
Şehit çıkar şehit toprağı yarsan.
Şehit kanı damlar bir yaprak kırsan,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Vatanında mahkûm edilse bile,
Çok kalmadı Muhammedî menzile.
Bunda da hayır var hele dur hele…
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Biz zindana evveldende düşerdik,
Tabutluktan çıktık? Mamağa girdik.
Güneş görmez zindanlarda yeşerdik,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Ülküdaşım hiç canını sıkma sen!
Elem çekme, gam, kasefet çekme sen!
Kara kara bulutlara bakma sen,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Zaten hep hilâlin kaderi budur.
Arada önünde bulutlar durur.
Bir rüzgâr esti mi hilal kurtulur,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Bin çiçek açıyor biri soldukça,
Daha da gürleşir küfür yoldukça.
Yer yüzünde tek ülkücü kaldıkça,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Değiş-tokuş olur bir gün külâhlar!
Önünde eğilir bütün silâhlar.
Senin gardaş senin nurlu sabahlar,
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ.
Kâdir Mevlâm Başbuğ’umu sakla Sen!
Çilesini bu Arif’e yükle Sen!
Arif’in ömrünü Ona ekle Sen!
Ölmez bu hareket, ölmez bu dâvâ
MHP Kozan, Karaisalı ve Pozantı
MHP’nin Kozan, Karaisalı ve Pozantı’da yaptığı seçim çalışmaları, MHP’li adayların bu ilçede kazanmaya yakın olduklarının gösteriyor..
Kozan’da Tufanpaşa Mahallesinde gerçekleştirilen açık hava toplantısı, Pozantı ve Karasialı’daki iftar ve açık hava toplantıları, bu durumu net biçimde ortaya koymakta...
Her üç ilçedeki etkinlikler de, iddialı olduklarının hatta seçimi kazandıklarını ilan eden rakiplerinin etkinliklerine ilgi bakımından fark atmakta, atletizm ve bisiklet sporunda çok kullanılan bir deyimle tur bindirmekte..
Ayaç Durak’tan Akay’a destek
Adana Büyükşehir Belediye eski Başkanlarından Aytaç Durak, durdu durdu seçime bir kaç gün kala sosyal medyada ortaya çıktı ve attığı sms’lerle İyi Parti Seyhan Belediye Başkan Adayı Akif Kemal Akay’ı desteklediğinin açıkladı ve kefil olarak Akay’a oy istedi..
Aslında, buna benzer bir hareketi bir gazeteci olarak bekliyordum..
Ancak beklentim sosyal medyadan değil de, Karaisalı yurttaşların yoğun olarak bulunduğu Fatih ve Yeşilyurt gibi mahalleleri gezerek oy istemesi şeklindeydi..
Bu beklentinin nedeni de, Durak’ın her zaman çok yakınında bulunan eski bir bürokratının, “Aytaç Bey, sokağa inip gezemeye başlarsa Akay ve Çetin kesin kazanır” şeklindeki sözleriydi..
Çünkü, o dostumuz ile Aytaç Durak’ın yakın ilişkisini en azından yirmi yıldır biliyordum..
Bu sözleri de, Durak’ın sağlığı elverdiği ölçüde sahaya ineceği biçiminde yorumladım ve böyle bir hareketi beklemeye başladım..
Ancan, Durak, hemşehrilerinin kapılarını çalmayı değil, sosyal medyadan çağrı yapmayı yeğledi..
Durak’ın açıklamasından Aytaç Durak ile Akif Kemal Akay’ın akraba olduğunu öğrenmek benim için yeni bir bilgi oldu..
Çağrısında söylediği gibi beş, dönem belediye başkanı seçilen Durak, başkan olarak icraatlarıyla Adana’nın bugün yaşadığı sorunların yaratıcısı olmuştu..
Kentin göbeğine yaptığı Celal Bayar Kavşağı Üst Geçidi’nin tepesine kırmızı ışık koyarak hem trafiği kiltlemesi ile belleklere kazınmış, hem yaptığı üst geçit dünya çapında vizyonsuzluk ve iş bilmezliğinin simgesi olmuştu..
Sonra trafik ışıklarının kaldırmak için milyonlarca lira harcayarak, yeni düzenleme yapmıştı..
Bir anlamda bir üst geçidi iki kez yaparak, Adana halkının parasının çarçur etmişti..
Plansız prograsmsız, bir A4 kağıdını karaladığı planımsı bir şeyle başlattığı, hiç bir yere gitmeyen, kent trafiğine olumlu en küçük katkısı olmayan hafif raylısı ile Adana’yı ve Bütyükşehir Belediyesi’ni borç batağına sürüklemişti..
Şimdi, bu denli basiretsiz işlere imza atan, Adana’yı borç batağına sürükleyen bir siyasetçi olarak bir başka siyasetçiye kefil oluyor..
Başarısız icraatları ortada olan birinin kefaletine nasıl güvenelim..
Ya kefalet, aynı ölçüde başarısız yeni icraatlara ise ne yapacağız..
Aytaç Durak, keşke Adana’yı borç batağına sürükleyen vizyonsuz bir siyasetçi olarak, Akif Kemal Akay’a destek açıklaması yapmasaydı, Akay’a daha çok destek vermiş olurdu!..