Cumartesi günü Adana, önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Adana Ticaret Borsası’nın Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi, Ulusal Hububat Konseyi ve NİSAD Nişasta Sanayicileri Derneği ile birlikte düzenlediği “Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi”ne önemli isimler katıdı..
Her ne kadar, konuşmacılar ve panelistler arasında üretici yoksa da az sayıda da olsa üretici salonda yerini almıştı.
Açılış konuşmalarını Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı yaptı.
Bence, açılış konuşmalarından birini de salonda davetliler arasında bulunan Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Meryem Tuncel yapmalıydı..
Buğday ve mısırda tohumu geliştirmeye, üretimi artırmaya yönelik çalışmalar yapan kurumlarını arasında Çukurova Üniversitesi ön sıralarda yer almakta olduğunu dünya alem biliyor..
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri ve Toprak ve Bitki Besleme bölümleri ile Biyoteknoloji Enstitüsü bir çok çalışmaya imza atıyor.
Üniversitenin bu çalışmalar kapsamında bir çok buğday ve mısır tohumu geliştirdiğini de biliyoruz..
Nasıl ki, sanayici kuruluşların temsilcileri söz alıp sektörleriyle ilgili bilgi vermişse, Rektör Meryem Tuncel’inde katılımcıları Çukurova Üniversitesi’nin buğday ve mısırla ilgili yaptığı çalışmaları, geliştirdiği tohumları ve bitki besleme yöntemlerini anlatarak, katılımcıları bilgilendirmesi, kongrenin amacına uygun olacaktı..
Yani, Rektör Meryem Tuncel’in konuşmacılar ya da panelistler arasında olmaması büyük bir eksiklikti.
Kongredeki bir başka eksiklikte, konuşmacılar ve panelistler arasında üreticilerin ya da temsilcilerinin olmamasıydı..
Gerçi, bu konuda bir üreticiden gelen eleştiri üzerine, Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru’nun da açılış konuşmacıları arasında bulunduğunu ancak, Adana dışında olduğu için kongreye katılamadığını ifade etti. Ama, Mutlu Doğru yerine Aana Çiftçiler Birliği’nin bir başka yöneticisi ya da ziraat odalarından birisin başkanı kürsüde konuşabilirdi.
Kongre bu haliyle, üreticinin dışlandığı, sadece tarıma dayalı sektörlerin kendilerini ve yaptıklarını anlattıkları bir nitelikteydi. Katılımcıların özellikleri dikkate alındığında tarımın paydaşlarından sanayi ve ticaret sektörleri açısından başarılıydı..
Nişasta sanayicileri, yem sanayicileri, un sanayicileri, makarna sanayicileri bulgur sanayicileri kuruluşları ile sanayicilerin bolca bulunduğu kongrede, sektörün asıl oyuncusu üreticilerin olmaması da büyük bir eksiklikti..
YUMAKLI BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI
Mısır ve Buğday Kongresi öncesinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın buğday taban fiyatlarını açıklaması bekleniyordu. Salonda da beklenti aynı yöndeydi. Bakan Yumaklı, beklentinin farkında olduğunu belirterek, “buğday fiyatlarının ilerleyen günlerde açıklanacağını” söyledi.. Bakan Yumaklı’nın sözleri üretici açısından muğlak ifadelerdi. Nerede ise tahıl hasadını tamamlamış olan Adana/Çukurova çiftçisi için hiç bir anlam taşımıyordu.. Zira Bakan Yumaklı’nın ifade ettiği “ilerleyen günlerin” ne kadar ilerleyen günler olduğu bilinmiyordu..
Halbuki o salonda bulunan herkes, Bakan Yumaklı’dan o konuşmada TMO’nun buğday alım fiyatlarını açıklamasını bekliyordu..
Bu anlamıyla, Bakan Yumaklı’nın buğday fiyatıyla ilgili sözleri, halkın deyimiyle fare doğuran dağ gibi bir şeydi.
YUMAKLI’DAN BAŞARISIZLIK İTİRAFI
Bakan Yumaklı, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bugüne değin sürdürdüğü buğday alımları ile ilgili politikalarını anlatırken de aslında başarısız olduklarını itiraf etti.
Bakan Yumaklı’ya göre TMO piyasayı regüle (düzenleme ve ayarlama) etmesi gereken bir kurumdu. Yani buğday fiyatlarında anormal yükseliş ve düşüşlerinde buğday aarak ve satarak piyasayı düzenlemesi ve ayarlaması gerekiyordu.. Ancak, son bir kaç yıldır TÖO’nun bu görevini yerine getirmek yerine “tüccar gibi” davrandığını belirtti.
İfadesi aynen şöyleydi Bakan Yumaklı’nın:
“Piyasada ürün fiyatları düşer. Görev alanındaki ürünlerle ilgili alımlar yaparak ürün fiyatlarını belli bir dengede tutar. Ya da çok yükselir, elindeki stokunu satarak fiyatları dengeler. Ancak son birkaç yıldır TMO regülasyon kurumu olmaktan çıktı. Bir tüccar oldu. Bu sürdürülebilir bir şey değil, doğru da değil. TMO’nun açıklamış olduğu fiyatların da tavan fiyat değil bir referans fiyat olduğunun tekrar hatırlatılması gerekiyor herhalde. Fiyat politikamızda da bunun gözetileceğinin altını çizmek istiyorum.”
Bu açıklama aslında ve düpedüz siyasal iktidarın TMO eliyle izlediği tarımsal politikaların başarısız olduğunu itirafıydı..
BİLAL BİLİCİ AK PARTİLİ VEKİLLERLE
Kongrede ilginç bir durum da, milletvekillerinin tutumları konusuydu.
AK Parti Adana Milletvekilleri Ahmet Zenbilci ve Abdullah Doğru Bakan İbrahim Yumaklı ile birlikte salona geldi. Salondan da birlikte ayrıldılar. Ancak, ilginç bir durum da vardı. Geçtiğimiz günlerde İyi Parti’den istifa eden ve AK Parti’ye katılacağı iddia edilen Adana Milletvekili Bilal Bilici de salona iddiaları doğrularcasına AK Partli milletvekillleri, Vali Yavuz Selim Köşger ve Bakan İbrahim Yumaklı ile birlikte geldi. Konuşmaları da AK Parti Milletvekili Abdullah Doğru ile birlikte izledi. Salondan ayrılmaları sırasında Bakan Yumaklı ile AK Parti Adana milletvekilleri Ahmet Zenbilci ve Abdullah Doğru ile Vali Yavuz Selim Köşger’i uğurladıktan sonra yeniden salona döndü.
SALONDA MİLLET İTTİFAKI
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut ve İyi Parti Adana Milletvekili Ayyüce Taş da kongreye katılanlar arasındaydı. Barut ve Taş, Bakan Yumaklı ile AK Partili milletvekilleri ayrıldıktan sonra, panel başlamadan salona girmeyi yeğlediler. CHP’li ve İyi Partilil iki vekil, kongreyi birlikte takip etti. CHP’li Ayhan Barut ile İyi Partili Ayyüce Taş’ın salonda girişleri ve izlemeleri bana son iki seçimde tanık olduğumuz “Millet İttifakı”nı anımsattı.. Doğrusunu söylemek gerekirse, neni bir millet ittifakının kurulduğuna mı tanık oluyoruz diye düşünmekten kendimi alamadım…
Her Türkçünün okuması gereken betik
Atsız Ata, dünyanın bneresinde yaşarsa yaaşsın tüm Türkçüler vev Turancılar için yolbaşçısıdır..
Türkiyeli Türkçü Turancılar kadar, Özbekistanlı, Türkmenistanlı, Kazakistanlı, Kırgızistanlı, Azerbaycanlı, Doğu Türkistanlı, Moğolistanlı,Macaristanlı, Finlandiyalı Türkçü ve Turancılar, Filistin ve Lünnandaki Türkçüler ve Turancılar, İsrail’deki Karaim ve Kırımçek Türkleri, Buldar Turancıları, hatta Japon ve kreli Turancılar için de bir önder, bir rehberdir Atsız Beğ..
Adil Özcan, Türkiye’de bir ilk çalışmayı gerçekleştirmiş ve”Açıklamalı- Notlu Atsız Sözlüğü” adlı betiği hazırlamış..
Her Türkçü ve Turancı’nın betikliğinde bulunması gereken Atsız Sözlüğü’nün baskı yılı 2024. 15,5x22 ecatlarındaki betik tam 629 sayfa.
İnternette üçyüz liradan indirimli fiyattan satılan betiği https:/shopier.com/adilozcan07 adresinden ve facebooktan Adil Özcan sayfasından temin edebiliriniz.
Bu önemli ve değerli çalışmanın önsözünden bir bölüm şöyle:
“… Okuyucunun Atsız’ın hemen hemen bütün külliyatını gözden geçirme imkânı bulacağı bu çalışma, Atsız’la ilgili olarak Türkiye’de bir ilktir. Atsız’ın bütün romanlarını, hikâyelerini, şiirlerini, mektuplarını, makalelerini, ilmî eserlerini ve “1944 Irkçılık-Turancılık Davası” tutanaklarını tarayarak oluşturduğum bu sözlükte, hedeflediğim öncelikle Atsız’ın düşüncelerine kolay ve hızlı bir erişim sağlamak; ayrıca Atsız’ın genel bir kalıp olarak topluma takdim edildiği şekliyle yalnızca “Türkçülük, Turancılık, Irkçılık” sınırlarına sıkışıp kalmış bir düşünür olmayıp ekonomiden kalkınmaya, jeopolitikten siyasete, iktisattan devlet felsefesine, çevrecilikten şehirleşmeye, sanattan edebiyata, siyasî tarihten, dış politikaya, kültürden spora kadar uzanan değişik alanlarda düşünüp yazan bir düşünür olduğunu göstermektir. Ayrıca önemle vurgulamalıyım ki, bu eserin Atsız’ın eserlerine başvurma ihtiyacını “ortadan kaldırma” gibi bir iddiası kesinlikle yoktur. Eserde seçilen paragraflar Atsız’ın yıllar içindeki dil ve düşünce akışını fark ettirmek için mümkün olduğunca yayın yılı sırasına göre dizilmiştir. Metinlerde geçen bazı kelimelerin yaşayan Türkçedeki karşılıkları tarafımca köşeli parantez içinde belirtildi. Okuyucu, Atsız’ın Atsız Mecmua, Orhun ve Orkun’da takma isimlerle (müstear) yazdığı yazılardan, Ötüken’deki imzasız yazılarından ve 1947 Türkiye Yıllığı'na yazdığı makalelerden, Atsız Mecmua’da ve Orhun dergisinin 1944 yılı sayılarında yazdığı ancak pek bilinmeyen spor yazılarından, çeşitli gazete ve dergilerde, röportaj ve anketlere verdiği cevaplardan, bazı yazar ve şairlerin eserlerine yazdığı önsözlerden ilk defa bu eserde paragraflar okuma imkânı da bulacaktır. Ayrıca okuyucu Atsız’ın ilmî çalışmalarındaki sabrına, titizliğine, azmine, tarafsızlığına (sözlükteki Dokuz Boy Türkler Ve Osmanlı anlı Sultanları Sultan Tarihi maddesi bizzat tanık olacaktır…”