Sarıçam Belediyesi gelişime açık tek ilçe olmasına karşın, belediye hizmetleri yönünden maalesef çağdaş şehircilik hizmetlerini almakta zorlanan bir ilçemiz..
Kendilerine sorsanız, çok iyi belediyecilik yapıyorlar ama, bir ayağım orada olduğum; ilçenin toz toprak içinde, caddelerin araçlara slalom yaptıracak kadar çok ve büyük çukurlarla dolu olduğun gördüğüm için rahatlıkla diyorum, Sarıçam'ın belediyecilik hizmetleri açısından sınıfta kaldığını..
Bakmayın siz, süslü sözlerin havada uçuştuğu sünnet düğünleri, futbol turnuvalarına.. Onlar, işin kolayına kaçmak ve yapamadıkları hizmetlerin üstünü örtmeye çalışan siyasetçilerin klasik atraksiyonlarından başka bir şey değil.. Çok sayıda imar düzenlemesinin yargıdan döndüğünden hiç bahsetmezler mesela..
İlçenin merkezi sayılacak yerlerin toz toprak içinde, yolların mevcut yönetim işbaşına geldikten sonra asfaltla tanışamadıklarından da hiç bahsetmezler..
Bu kadar yapılmayanlar arasında, bütçenin nerelere harcandığın doğrusu herkes çok merak ediyor.. Ağır aksak yürüyen belediye hizmetlerine karşılık, paralar suyunu çekmiş olmalı ki, Başkan ve ekibi yeni kaynaklar bulma yoluna gittiler..
Buldukları kaynaklar yine halkın cebine dokunan türden..
İlk buldukları yöntem, 2017 için 45 milyon lira borçlanma yetkisini almak olmuştu..
Alınacak 45 milyon borç da bunları kesmemiş olacaklar ki, geçtiğimiz hafta apar topar gayrimenkul satmak için yetki aldılar.. Sarıçam Belediye Meclisi'nde sadece AK Partili üyelerin karşı çıktığı gündem maddesiyle, Sarıçam Belediyesi mülkiyetindeki tam ve hisseli ne kadar arsa varsa tamamının satış yetkisi alındı…
Borçlanma ve arasından tüm arsaları satma yetkisi ne kadar doğru..
Her ikisi de, henüz emekleme döneminde olan Sarıçam Belediyesi'ni bataklığa sürükleyecek kararlardır..
Sarıçam Belediyesi, bugüne kadar harcadığı paraların üstüne borçlanacağı 45 milyon ile halka ait arsaları satarak 1,5 yıl daha sadece harcamaya yönelik belediyecilik anlayışını sürdürmeye çalışacaktır.. 2019 seçimlerine geldiğimizde elinde arsa kalmamış, borç batağında bir belediyeyi bırakacaklardır..
Mevcut yönetim, bu anlayışıyla sadece halkın kaynaklarını har vurup harman savurmuyor.. Gelecek başkan ve yöneticilerin de elini kolunu şimdiden bağlıyor…
Öyle ya, gelecek kişi, müflis belediyede nasıl hizmet verebilsin!…
***
Halk sözleri unutmuyor
UKOME, Adana'da toplu taşıma ücretlerine zam yaptı..
Toplu taşıma araçları, zamla yetinmediler, olayı bir adım daha ileriye taşıyıp, Büyükşehir Belediyesi'nin üniversite öğrencilerine verdiği pasoları tanımdılar.. Pasoları geçersiz sayıp, tam ücret uygulaması yaptılar..
Gelen tepkiler karşısında sorumlu olarak Büyükşehir Belediyesi'ni gösterdiler.. Zam ve paso sorularına muhatap olduklarında "Hüseyin Reis emir verirse" uygularız diyerek, çaktırmadan halkla Hüseyin Sözlü'yü karşı karşıya getirmek iztiyorlar..
Halkımızın bir özelliği de geçmişte söylenenleri unutmamamısı.. Kulağına küpe yapması, yeri geldiğinde kullanması..
Toplu taşımacıların Hüseyin Sözlü ve Büyükşehir Belediyesi'ni hedef gösteren sözlerinden sonra, bazı insanlarda haliyle bu yönde bir algı oluşuyor..
Sorumluluğu, Sözlü'ye atıyorlar.. İşte o aşamada, halkımızın geçmişte verilen sözleri unutmaması devreye giriyor.. Hemen, geçmişte söylenen sözler ile zammı birleştiren, aradaki çelişkiyi gösteren paylaşımlar yapmaya başlıyorlar..
Çağrım Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına..
Yetkili bürokratlar, televizyonlara çıkıp, gazeteleri ezip zam ve paso olayındaki gerçekleri anlatmaları, halk ulaştırmaları gerekiyor.. Yoksa, fatura Sözlü'ye kesiliyor bilesiniz!….
***
Nice 94 yıllara
Türk demokrasisisinin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi 9 Eylül'de 94'üncü yaşını kutladı..
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, demokrasiye geçişi gerçekleştiren parti olmak gibi dünyada başka hiç bir partiye nasip olmayacak hizmet ve berata sahip CHP'nin, kuruluş ilkeleri doğrultusunda demokrasi mücadelesini sürdürmesi Türkiye ve Türk insanı için çok önemli..
Kurucu ilkeleri ışığında politikalar üreten CHP, Türkiye'de eksen kayması yaşanmasının önündeki en büyük engeldir.. Sistemi değiştirme sevdalılarını, amaçlarını uygulama sokmaktan vazgeçirecek tek caydırıcı güçtür.. Laik demokratik düzenin, laik milli eğitimin yegane garantörüdür..
CHP yönetimi, halka yeniden, "CHP varsa demokrasi var", CHP varsa adalet var", "CHP varsa eğitim var", "CHP varsa sanayi hamlesi var", "CHP varsa köycülük var" dedirtecek politakalar üretmek zorundadır..
Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte iki eserinden biri olarak gördüğü CHP'ye Türkiye'ye, Türk halkına, Atatürk ilkeleri doğrultusunda nice 94 yıllar diliyorum…
***
Dugin'den önemli mesajlar
Rusya Dış Politika Danışmanı Aleksandr Dugin, bir dergiye yaptığı açıklamada Türkiye açısından son derece önemli bilgi ve mesajlar paylaştı..
Dugin, 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında Türkiye'de "Darbeyi haber veren" kişi olarak biliniyor.. Dugin, Amerikan Silahlı Kuvvletler Akademisi'nin Türkiye ve Rusya'da iç savaş çıkma olasılığı ve ABD'nin buna bir askeri müdahalesiyle ilgili raporunu değerlendirirken, ABD'nin geçen yıl 15 Temmuz'da zaten Türkiye'de darbe yapmaya kalkıştığını vurguluyor..
Dugin'in, bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor: Rapora Türkiye açısından bakacak olursak zaten geçen yıl 15 Temuz’da Gülen’ci bir darbe girişimi yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet, CIA ve önceki Başkan Obama tarafından devrilmek istendi.
Türkiye’de yaşanan bu darbe girişimi gerçekçi bir iş savaş örneğiydi. Eğer Gülenci darbeciler başarılı olsalardı sadece rejim değişikliği yaşanmayacak; isyanlar başlayacak ve bunu fırsat bilen bazı Kürt vatandaşlar da batı yanlısı kantonlara ayrılmak isteyeceklerdi. Bunun sonucunda Vatansever güçlerle bölünmek isteyen güçler arasında bir iç savaş başlamış olacaktı.
Yani ABD geçen yıl Türkiye’de bir iç savaş başlatmayı denedi. Bu raporun bize gösterdiği bu iç savaş denemelerini Türkiye’de devam ettirecekleridir. Bunun sonucunda özgürlük ve demokrasi adı altında bir ABD askeri müdahalesi amaçlanmaktadır…
Amerikalılar dikkatlerini iç savaş başlatmak istedikleri bu iki ülkeye yoğunlaştırmışlardır. Bir iç savaş başlatmak istiyorlar. Türkiye’nin ve Rusya’nın iç siyasetlerine de müdahale etmek istiyorlar…. "u raporla Türkiye ve Rusya üzerinde psikolojik bir baskı yaratılmak istenmiştir. Bizde Türk ve Rus uzmanlar olarak özgürlüğümüzü korumalıyız, müşterek huzurumuzu sağlamlaştırmalıyız."
Dugin'in bir uyarısı da Kürtlere.. dugin, ABD'nin Irak'ı, Türkiye'yi, İran'ı ve Suriye'yi mahvetmek için Kurtleri bir bomba gibi kullandığını söylüyor ve sürecin sonunda "Kaybedinin Kürtler olacağını" ifade ediyor.. Barzani'nin bağımsızlık referandumunu "çok tehlikeli bir hareket" olarak değerlendiren Dugin'e göre, Kürtlerin ayrışması savaşı meşru kılacak..
ABD'nin Kürtlerin dostu olmadığını sadece bir entrüman olarak kullandığını ifade eden Dugin'e göre, "ABD bölgeyi ele geçirmek için Kürtleri kurban ediyor. Bu Büyük Ortadoğu Projesi'dir.
Kürtlere yardım adı altında bütün bölgeyi mahvedecekler" diyor..
Dugin'in bu konudaki görüşlerinin son bölümü de şöyle: "Ama bu sürecin sonunda asıl heba olan Kürtlerin kendisi olacaktır.
Hatalarının bedelini hayatları ile ödeyecekler. Bunu engellemek için yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Bu yüzden Kürtlerin çok dikkatli olması gerekmektedir.
Çünkü dış güçler tarafından bir enstrüman olarak kullanılmaktadırlar. Onlara Atlantik tarafından bir rol biçilmiştir. Bizim için yapılabilecek en önemli adım bu problemi çözmektir.
Referandumun ne anlama geldiğini, nereden yönetildiğini iyi anlamalıyız. Aslında bu jeopolitik savaşta Kürtler Avrasya cephesindedir ve Kürt halkı Avrasya halkıdır; ancak şu anda Atlantik tarafından kullanılmaktadırlar. Bizim yapmamız gereken Kürt halkının Avrasya’nın bir parçası olduğunu göstermektir.
Şu anda Kürtler Ortadoğu’da ulusal varlığı olan devletlere karşı ABD tarafından yıkıcı bir silah gibi kullanılmaktadır.
Bu bir Amerikan planıdır. Biz bu planın uygulanmasına izin vermemeliyiz.
Bu tamamen yok edici bir stratejidir ve biz bu plana karşı gelmeliyiz.”