Türk siyasetinde son yıllarda, “eski Türkiye’de” görmediğimiz bir duruma sık sık tanık oluyoruz..
Kimi siyasetçilerr ve partiler siyasal nebbaşlığa soyunuyorlar..
Yaklaşık sekiz yıldır tanık olmaya başladığımız siyasal nebbaşlığa, geçmişte rastlamıyorduk..
Hiç bir siyasetçinin aklkına siyasal nebbaşlık yapmak gelmiyordu..
Ancak, neoliberalizmin yükselmesiyle birlikte siyasal nebbaşlık da neoliberal siyasetçi ve partiler arasında hızla yaygınlaştı..
Özellikle, Mayıs 2023 seçimleri öncesinde siyasal nebbaşlık doruğa çıkmıştı..
Alparslan Türkeş, Ozan Arif, Ahmet Vefik Alp gibi değerler üzerinden yapılan nebbaşlığa aslında alışmıştık ama, 2023 seçimleri öncesinde, hiç beklemediğimiz siyasetçilerin bile Sinan Ateş üzerinden nebbaşlığa soyunduklarını görmüştük..
Sekiz yıllık süreç; siyasal nebbaşlığın prim sağlamadığını, halkın siyasal nebbaşlığa tepki gösterdiğini ortaya koymuştu..
Sinan Ateş üzerinden yapılan siyasal nebbaşlık, halkta karşılık bulamayınca, Sinan Ateş adını kullanmaya çalışanların tamamı sandıklar açıldığında hüsrana uğramışlardı..
Otuzdört gün sonra da aynı sonucu göreceğimizden eminim..
Vatandaş nebbaşlığa soyunanlara bir kez daha tokat atacağından, “doğru dürüst siyast yapın. Ölüleri rahat bırakın projelerinizle gelin bana” diyeceğinden eminim..
Yanıtını arayan soru şu:
Sekiz yıldır her nebbaşlığa soyunduklarında halktan tokat yiyenler, ne zaman nebbaşlıkla bir yere varamayacaklarının farkına varacak ve bundan vazgeçecekler?...
Demokrat Parti’den Yumurtalık çıkarması
Bir süredir Adana’da sessizliğini koruyan Demokrat Parti, hafta sonunda yerel seçimler için sahaya indi..
Demokrat Parti’nin Adana’daki önde gelen isimleri, il yönetimi ve partililer, Yıumurtalık’tan seçim çalışmalarına başladı.
Demokrat Parti İl Başkanlığı, Yumurtalık Belediye Başkan Adayı Kenan Deniz’in seçim bürosu açılışına katıldı..
Açılışa, Adana eski Milletvekili İ. Cevher Cevheri, İl Başkanı Ömer Tan, İl eski Başkanı Fırat Özkan, il ve ilçe yöneticileri de katıldı..
Bakalım bier önceki seçimde adayların kesinleşmesinden sonra adaylıktan çekilen Kenan Deniz, bu kez sonuna kadar gidecek mi, Kırat’a ilçeden ne kadar oy getirecek?...
Bahçeli koysa adı Kagan olurdu!
Geçtiğimiz günlerde, “Kaan” adlı yerli uçağın test uçuşu yaptı…
AK Parti’ya yakın medya olayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirerek verirken, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’ye yakın Bengütürk Televizyonu da, tarihi test uçuşunu “Türk’ün çelik kanatları gökyüzünde” başlığıyla izleyicilerine iletti.
Bengütürk ayrıca “Adının MHP Lideri’nin verdiği Kaan ilk uçuşunu gerçekleştirdi” ifadelerinin kullandı..
Böylece Bengütürk’ten KAAN adını Devlet Bahçeli’nin verdiğini öğrendik..
Ancak, bana bu ad koyma olayı kişisel olarak bana inandırıcı gelmedi..
Devlet Bey, Türkçe’ye hakim ve iyi kullanan bir lider..
Türkçede “KAAN” diye bir ad olmadığı bilirler..
Günümüzde kimilerinin yanlış olarak “Kaan” diye kullandığı ve nüfus müdürlüklerinin de Türkçe bilgilerinin yetersizliğinden itiraz etmeden kayıt yaptığı Kaan’ın doğrusu KAGAN’dır..
Eski Türk hükümdarları Kagan olarak anılırdı..
Orhun yazıtlarında da Kagan olarak geçmektedir..
MHP binasının önüne Orhun Yazıtlarını diktiren Devlet Bahçeli’nin Kagan adını elbette çok iyi bilir..
Blidiği için de ad komuş olsa Kaan demez Kagan derdi..
Günümüzde Türkçesinde kimlerin yumuşatma ile “Kağan” olarak kullanması da aslında doğru değil..
Eğer, o uçağı adının Devlet Bahçeli koysaydı kesinlikle “KAGAN” olurdu, Kaan değil..
Günaydııııııııın!
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda etiketlerinde yeni bir düzenlemeye gitmiş..
Bakan İbrahim Yumaklı, gıda etiketlerinde yapılan yeni düzenlemeyle, artık abartılı yazılara, aromalı ürünlerde meyve görseli kullanılmasına, meyve aromalı sütlerde meyveli süt yazılmasına izin verilmeyeceğinin açıkladı.
Sayın Bakan’ın konuya ilişkin açıklaması şöyleydi:
“İçeriğinde çilek yerine sadece çilek aroması olan bir üründe, çilek görseli kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Mesela artık içinde muz aroması olan bir sütte ‘muzlu süt’ yerine ‘muz aromalı süt’ yazacak. Tüketiciler tarafından birbiriyle karıştırılabilecek, birbirine benzeyen gıdalarda, ‘… tadında’, ‘… lezzeti’, ‘... keyfi ” gibi ifadelere müsaade etmeyeceğiz. Bitkisel margarinde ‘tereyağı keyfi ’ veya ‘tereyağı lezzeti’ ifadelerine izin vermeyeceğiz. Bitkisel yağlı, sütlü buz olan ürünler, dondurmaymış gibi ya da dondurmayı çağrıştırıcı, ‘dondurma keyfi ’, ‘dondurma lezzeti’ gibi ifadelerle satılamayacak.”
Sayın Bakan İbrahim Yumaklı’ya ancak “günaydııııııııın” denilebilir..
Belki de yirmi yıldır, aroma konulan ürünlerde çilek, muz, portakal gibi meyvelerin görseli kullanılıyordu..
Vatasndaş, bugün Yumaklı’nın bahsettiği ve artık kullanılamayacağını söylediği aldatıcı ifadelerden şikayetçiydi..
Yumaklı’nın başında bulunduğu bakanlığa bu konuda yıllardır şikalayetler yağıyordu..
Yumaklı’nın açıkladığı kararın gecikmeli de olsa uygulanmaya başlanması tüketiciler açısından olumlu..
Şimdi Bakan Yumaklı’ya düşen, yıllardır neden bu konudaki şikayetlerin gözardı edildiğinin ve AK parti iktidarları zamanunda bu tür şikayetlerle ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hangi önlemler neden aldığı ya da almadıuğını açıklamaktır..
Adana yeni bir sanat derneğine kavuştu
Adana bilindiği gibi, snatın ve sanatçının bol olduğu bir kent..
Edebiyatta, resimde, heykelde çok önemli sanatçıları yetiştirmiş, adının sadece Türkiye değil tüm dünyaya duyrymuş bir kent
Haliyle, kentte sanatın değişik dallarında bir çok dernek faaliyet göstermekte..
Cumartesi günü bu derneklere bir yenisi eklendi: Adana Sanatevi Derneği..
Sol siyadseete tanınmış bir isim olan Ecdet Güvel başkanlığında kurulan Adana Sanatevi Derneği, Huzurevleri Mahallesindeki binasında açıldı..
Açılış kurdelasının Yeni Adana Gazetesi’nin kurucusu Ahmet Remzi Yüreğir’in torunu Yalçın Remzi Yüreğir’in kızı Tiraje Zeynep Yüreğir yaptı..
Denek önemli bir etkinlikle açılışını taçlandırdı..
Tiraje Zeynep Yüreğir, 105 yıllık yayın yaşamından sonra geçtiğimz ay kapanan, bir dönem benim de gazetecilik mesleğine başladığım görev yaptığım Yeni Adana Gazetesi’nin serüvenini anlattı.
Maduro örnek olmalı
Venezuella ve Devlet Başkanı Nicolás Maduro, dünya halklarına örnek olacak bir eyleme imza attı ve Birleşmiş Milletler denen küresel emperyalizmin tetikçisi konumuna gelen örgütü ülkeden kovdu..
Maduro hükümeti, Birleşmiş Milletler çalışan onüç kişiyi sınırdışı ederken, BM İnsan Hakları Ofisini “casusluk” yaptığı gerekçesiyle kapattı..
Venezuella’nın kapı dışarı ettiği Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Ofisi, Dünya Sağlık Örgütü gibi oisler ülkemiz dahil bir çok ülkede tam yetkili..
İnsan hakları konusunda yanlı raporlarla, küresel emperyalizmin hedefleri doğrultusunda istediği devleti ve hükümeti algı operasyonlarının merkezine koymaktadır..
Dünya Sağlık Örgütü denilen kuruluşuyla da, sahte pandemi ilan ederek, küresel kimya şirketlerinin ürünlerinin tüm dünyada zorla insanların vücuduna aldırmakta..
Son ilan etiği sahte corona pandemisinde istedikleri ölçüde kimyasalın insanlara zerk edilmesini sağlayamayınca, tüm ülkelerde sağlık konusunda ve a$ı denilen kimyasalların zorunlu şırınga edilmesi yetkisi isteyerek, sğlık konusunda ülkelerin sağlık bakanlıklasrının devreden çıkarmak için baskı yapmaktadır..
Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’deki ofislerindeki görevliler, Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili olarakTürk yargısında yargılanamamakta, harcamaları Türk Devleti tarafından kontrol edilemeketedir..
Türkiye’nin de ülkede istediği gibi cirit atan, Türk yasalarını takmayan Birleşmiş Milletler’i ve bağlı kuruluşlarının tıpkı Venezuella gibi ülkeden kovmasının sabırsızlıkla bekliyoruz…