Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'yü "Turan coğrafyası" ve benzeri ifadelerinden dolayı bir dost olarak gördüğüm için küçük bir uyarım olacak..
Yanlış anlaşılmasın, benim Sözlü ile Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarıyla ilgili bir işim yok..
Uyarım da o konularda değil..
Cuma günü, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Şube Müdürü Yusuf Delikoca'nın da katıldığı, hatta açılış konuşmasını yaptığı basın toplantısını izlerken aklıma gelen bir konuda bir dost uyarısı yapmak istiyorum..
Sayın Başkan, Türk halkının tarihsel tezlerini popülizme kurban edip, karşı iddiadakilerin elini güçlendiren bilimsel olmaktan uzak, tamamen uydurma kitaplar yazanları tarihçi diye sizin karşınıza çıkarabilirler..
Osmanlı dönemindeki tapu kayıtlarını ele geçirip Amerika'ya, dedeleri Adana'dan göçmüş Ermenilere gönderenleri yurtsever diye size getirebilirler..
Devlet kayıtlarına karşın, Atatürk'ün memleketini, doğum tarihini falan tartışmaya, daha doğrusu Atatürk'ü tartışmaya açmaya çalışanları sizinle tokalaşmaya getirebilirler..
Hatta, Türk halkının anası Zübeyde Hanım ile ilgili iğrenç iddiaları gazete sütunlarına taşıyanları da makamınıza getirebilirler..
Kafası estiğinde, Devlet Bahçeli, Aytaç Durak gibi insanlar hakkında değişik iddialar ortaya atıp, iki gün sonra tam tersini dile getirenleri size büyük dava adamı, büyük bilgin diye tanıştırabilirler…
İşte saf kan yurtsever, bayraksever, ülkesever, tarihsever falan derler..
Asla inanmayın!...
Size bilim insanı, tarihçi, edebiyatçı, kültür uzmanı falan gibi adlarla birileri getirildiğinde, lütfen geçmişte yaptıklarını, secerelerini iyice araştırın..
Eğer onların sözlerine kanıp; çok iddialı bir şeyler yaptığınız zannına kapılarak gerçekleştireceğiniz bir girişimde; herkesin bildiği, kitapların, uzmanların tam 100 yıl önce yazdıklarını bugün bulunmuş gibi açıkladığınız için çok zor durumlara düşersiniz..
Turan coğrafyası gibi sözleriniz olmasa bu uyarı asla yapmaz, gelişmeler gülerek izlerdim..
Ama, kalbim, Turancı söylemleri olan bir siyasetçinin aldatılmasına sessiz kalmama izin vermez..
Bırakın yurtseverliklerini, Turancı söylemleri olan bir başkanın yönettiği Adana Büyükşehir Belediyesi'nin kaynaklarıyla değil, Amerika'daki Ermenilerden gelecek yardımlarla sürdürsünler..
***
Turancı Hareketin yükselişi rahatsız etti
Turancı Hareket, dünyanın neresinde yükselirse yükselsin, Türkiye'deki Türklüğe karşı olanları rahatsız ediyor..
Aklı yetilerini kaybediyorlar, komaya giriyorlar..
Son örneğini Macaristan üzerinden yaşıyoruz..
Macaristan'da Nisan ayında yapılacak parlamento seçimleriyle ilgili kamuoyu araştırmaları, Turancı Hareket'in Avrupa'daki uçbeyi JOBBİK'in yüzde 21 oy oranına ulaştığını ve ülkenin ikinci partisi konumuna geldiğini göstermesi, Türkiye'deki gayrimilli kesimleri inanılmaz ölçüde rahatsız etti…
Macaristan'da ırkçılık yükseliyormuş..muş...
"Macar faşistlerin" iktidar yürüyüşü Avrupa'yı endişelendirmiş..miş..
Vallih yalan, tillahi yalan..
Endişelenen nee Macar halkı, ne Avrupa ülkeleri..
Edişelenenler, kara bağlayanlar, bizim beyinlerini ve yüreklerini başka ülkelere satmış sözde aydınlarımız..
Turancı Hareket'in Avrupa'nın göbeğinden başlattığı iktidar yürüyüşününün Türkiye dahil tüm Turan coğrfayasını sarmasından endişe ediyorlar..
Patlasanız da çatlasanız da, Turancı Hareket'in JOBBIK ile başlattığı iktidar yürüyüşününün alevi bütün Turan coğrafyasını saracak…
***
Alper Akınoğlu artık emekli
Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Çukurova Üniversitesi'nin en çok tartışılan rektörüydü..
Rektörlüü dönemindeki icraatları nedeniyle yargılandığı dönemler de oldu..
Alper Akınoğlu, artık emekli..
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Balcalı Hastanesi ile ilişkisi artık bitti.
Akınoğlu, emekliliğini ve yeni işyerini sosyal medya hesabından ilan etti..
Yeni hastanesindeni yeni görevine başarılar diliyorum..
***********
Atatürk dönemine saldırmanın dayanılmaz hafifliği
Bazıları, mevcut siyasal iktidara yalakalık olsun diye mi bilmem ama; Atatürk dönemine, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllara saldırmayı mareifet sayıyorlar..
Bunlara biri daha eklenmiş..
Adı önemli olmayan şahsın görevi bayağı cafcaflı:
Türkiye Hububat Üreticileri Birliği Başkanı..
Bu efendi, aklısıra bir karşılaştırma yapmış ve şöyle demiş:
"1925'te 2 milyon ton buğday üretiyorduk. Şimdi bunu üçe katladık ve 7 milyon ton üretiyoruz."
Be adam, madem Atatürk dönemine vuracaksın, adam gibi bir karşılaştırma yapabiliyorsan yapsana..
A be soytarı, 1925'lerde Türkiye'nin nüfusu 14 milyon idi, şimdi 81 milyon..
1925'lerde traktör ve tarım makineleri hak getire, çiftçi karasabanla, var olan az sayıdaki ilkel traktörlerle 2 milyon ton buğday üretiyordu..
Şimdikiti teknolojilerle, takır amıtleriyle bu üretemi senin üçe değiş yüze katlaman gerekiyordu..
Sen önce neyi neyle karşılaştıracağını öğren..
Sonra gel, Atatürk dönemini küçümsemeye çalış…