Sahte pandemi ile dünyayı üç yıl esir alan küresel emperyalizm, yeni bir söürü aracı olarak yaklaşık iki yıldır “küresel ısınma ve iklim değişikliği” yalanını pompalıyor..
Televizyon ekranlarında her gün, küresel ısınma sonucu sıcak havanını dünyayı kapladığını, suların küresel ısınma ile buhar olup uçtuğu yalanını tekrarlıyorlar....
Ana haberlerde, her yıl aynı dönemde kuzey yarımkürede kendini gösteren “eyyam-ı bahur”u sanki ilk kez görünüyormuş gibi lanse ediyorlar..
Geçtiğimiz yıl 40 dereceyi gören yerleri 32 derece sıcaklık için kırmızıya boyuyorlar..Hava durumu raporlarında tüm kuzey yarımkürenin kızıla boyandığı haritalar yayınlıyorlar, dünya ısınıyor diye yaygara koparıp, insanları aldatmaya çalışıyorlar..
Eyyam-ı bahur’un binlerce yıldır her yaz aynı dönemlerde görüldüğünden hiç bahsetmiyorlar..
Alev alev yanan Türkiye ve dünya masalının arkasına, küresel ısınma nedeniyle barajların doluluk oranlarının düştüğünü, susuzuzluğun kapıya dayandığı hikayesi eklemeyi de ihmal etmiyorlar..
Tabii, sıcaklığı bir musibet gibi göstermedeki tek amaç, göbekten bağlı oldukları küresel elitlerin talimatlarını harfiyen yerine getirmek ve kocaman bir aferini kapmak..
O nedenle, binlerce yıldır yazların sıcak olduğu, her yıl eyyam-ı bahurun aynı dönemde kendini gösterdiğini ağızlarına almayarak, insanları ağababalarının istediği küresel ısınma ve iklim değişikliği yalanına inandırmak, tıpkı sahte pandemide olduğu gibi her isteneni sorgulamadan, akıl süzgecinden geçirmeden kabul etmelerini ve uygulamalarını sağlamak..
Örneğin, her yıl 50 dereci geçen sıcak günler yaşayan Adana’daki 35 derece sıcaklığı küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlamaları böyle bir algı operasonudur..
Su üzerinden yürütülen algı operasyonunun argümanı ise suyun buharlaşması ve barajların doluluk oranlarının düşmesi, su kıtlığının kapıya dayanması..
Burada da tıpkı sahte pandemide olduğu gibi yalan söylüyorlar..
Gerçekleri saklayıp, beslendikleri küresel elitlerin talepleri doğrultusunda algı oluşturmaya çalışıyorlar..
Küresel ısınma yüzünden sularımız buhar oluyor, barajlarımız boşalıyor, susuz kalacağız diye ortalığı ayağa kaldıranlar, suların yeraltına saklandığından hiç bahsetmiyıralr..
Üstelik suların yeraltına, bizzat devletler tarafından saklandığını kamuoyuna duyurmuyorlar..
Siz hiç, her gün hava drumunda haritaları kızıla boyayan, ana haber bültenlerinde küresel ısınma nedeniyle kentlerin yaşanmaz hale geldiğini anlatılıp, ‘sakın sokağa çıkmayın’ diye ahkamların kesildiği ekralarda, örneğin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün onlarca yeraltı barajı oluşturup, suları yeraltında sakladığını anlatan haberleri duydunuz mu?..
Ben sordum, yanıtı da ben söyleyeyim:
Asla duyamazsınız..
Çünkü, suların yeraltında depolandığı, daha açıkçası saklandığı gerçeği iklim değişikliği oyunu tezgahlayan küresel elitleri ve onların tetikçilerinin işlerine hiç mi hiç gelmez..
Televizyon ekranlarında göremeyeceğiniz, gazete sütunlarında bulamayacağınız suların yeraltına saklanmasın olayını, örneğin Türkiye’de su işlerinden sorumlu devlet kuruluşu olan Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiğini göremezsiniz. Ancak, DSİ’nin resmi sitesinde görebilir, buhar oldu uçtu denilen suyun yeraltına saklanması konusunda bilgi sahibi olursunuz..
DSİ’nin resmi verilerine göre, küresel ısınma ve iklim değişikliği yalanını dünya gündemine sokulduğu 2020 yılında devlet 19, 2021 yılında 6 yeraltı barajını tamamlamış..
Bu yılın sonuna kadar ise 3 tanesi Adana’da olmak üzere tam 100 yeraltı barajı tamamlanarak su depolamaya başlayacak..
DSİ, suların yeraltında saklanmasını sağlayan yeraltı barajlarının yapılmasının gerekçesini, “İklim değişikliği ve nüfus artışının etkisiyle depolama yapılarının önemi giderek artarken DSİ de muhtemel kuraklık etkilerini en aza indirmek” olarak açıklıyor..
Yine DSİ verilerine göre, 11. Kalkınma Planı'na eklenen yeraltı barajları ile 40 milyon metreküp su yeraltında depolanacak.
DSİ, yeraltı barajlarının kuraklığa karşı çok önemli katkı sağlayacak projeler olduğunu söylediği yeraltı barajları Çankırı'da 3, Konya, Manisa ve Bursa'da 2'şer adet olmak üzere, İzmir, Eskişehir, Antalya, Kütahya, Balıkesir, Nevşehir, Kayseri, Niğde, Malatya ve Kayseri'de hayata geçirilmiş; 2023 yılı sonuna kadar da Adana (3 adet) Adıyaman (1 adet), Afyonkarahisar (4 adet), Amasya (1 adet), Ankara (4 adet), Antalya (5 adet), Ardahan (1 adet), Artvin (4 adet), Aydın (6 adet), Balıkesir (2 adet), Bartın (1 adet), Bayburt (1 adet), Burdur (1 adet), Bursa (4 adet), Çanakkale (2 adet) Çankırı (3 adet), Denizli (4 adet), Diyarbakır (2 adet), Elazığ (5 adet), Erzincan (1 adet), Erzurum (3 adet), Eskişehir (2 adet), Hatay (1 adet), Isparta (1 adet), Kahramanmaraş (1 adet), Karabük (1 adet), Karaman (1 adet), Kars (1 adet), Kastamonu (1 adet), Kayseri (4 adet), Konya (5 adet), Kütahya ( 2 adet), Malatya (3 adet), Manisa (3 adet), Muğla (1 adet), Nevşehir (1 adet), Niğde (1 adet), Osmaniye (1 adet), Samsun (3 adet), Sinop (1 adet), Sivas (1 adet), Şanlıurfa (1 adet), Tekirdağ (1 adet), Trabzon (1 adet), Tokat (1 adet), Uşak (1 adet), Van (1 adet), Yalova (1 adet) yeraltı sutyu tamamlanıp su depolamaya başlayacak..
DSİ, yeraltı barajlarının “yüzey sularının buharlaşma kayıplarının ve kamulaştırma maliyetinin minimize edilerek yer altı suyuna iletilmesi, bu vesileyle yer altı suyunun rezerv ve kalite açısından korunması ve özellikle temiz içme suyu sağlanması maksadıyla yapıldığını açıklıyor..
Yani, DSİ aslında diyor ki, “küresel ısınma ve iklim değişikliği yalanı üzerinden algı operasyonu yapanların ‘küresel ısınma suyumuz buhar olup uçuruyor” şeklindeki argümanına karşı önlem aldım, suları yeraltı barajlarına saklayıp buharlaçmasını minimize ettim.’”
Televizyon ekranlarında, gazete sütunlarında, dergi sayfalarında küresel ısınma nedeniyle sular buhar oldu, barajlar boşaldı yolunda haberler görürseniz sakın inanmayın..
Buhar oldu denilen sular yeraltına saklanıyor.
Bu gerçeği bilmeniz, tıpkı sahte pandemide olduğu gibi küresel ısınma ve iklim değişikliği yalanlarının da biraz gecikmeli de olsa ellerinde patlamasını sağlayacaktır!