Bugün, Washington yönetiminden ısrarla istediğimiz, FETÖ elebaşı seyyar vaiz, meğer Amerika'ya kaçarken devlet korumasında yurt dışına çıkmış..
Devletin resmi belgeleri, öyle diyor.. Fetullah Gülen'in Türkiye Cumhuriyeti'ni komplo (o zamanlar kumpas sözcüğü bilinmiyordu) kurduğu yüksek sesle dillendirildiği, medyada yer aldığı, hakkında soruşturmalar başladığı, hatta ifadeye çağrıldığı bir dönemde 4 Mayıs 1999'da "Tedavi için" ABD'ye devlet koruması eşliğinde gönderilmiş..
Seyyar vaizin, hakkında iddialar ve soruşturma iddiaları yoğunlaştığı sırada apar topar Amerika'ya "tedavi için gittiğinde, yanına yakın koruma olarak da Ahmet Akgün adlı bir başkomiser yakın koruma olarak refaketçi olarak Gülen ile birlikte ABD'ye gidiyor..
Tabii, Bakan Sadettin Tantan'ın "olur"uyla!… Aynı görevlinin Gülen'in "yakın korumalığı" görevi, seyyar vaizin tedavisinin uzadığı gerekçesiyle Müsteşar Yahya Gür ve Genel Müdür Yardımcısı Ersin Yıldız'ın teklif ve uygun görüşleri, yine Bakan olarak Sadettin Tantan'ın "Olur"uyla uzatılıyor.. Hatta, daha da vahimi, Amerika'ya kaçmadan önce, Türkiye'de İstanbul Emniyet Müdürlüğünce "resmen" koruma altına alınmış olması.. Koruma altındayken, Amerika'da tedavi olası gelince, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın "olur"uyla devletin bir başkomseri "yakın koruma" olarak Fetullah Gülen ile birlikte 4 Mayıs 1999 tarihinde ABD'ne gidiyor..
Başkomser'in seyyar vaizin yakın koruması olarak Amerika'ya gitmesi için Bakan Sadettin Tantan 3 Mayıs 1999'da "olur" veriyor, daha imzanın mürekkebi kurumadan bir gün sonra Fetullah Gülen, devletin yanına verdiği yakın koruma ile birlikte Amerika'ya uçuyor..
Fetullah Gülen'i Türkiye'de iken koruma altına alan, Amerika'ya giderken yakın toruma tahsis eden Sadettin Tantan, geçen yılki kanlı darbe kalkışmasından sonra yaptığı açıklamada, Fetullah Gülen ile hiç bir ilişkisi yokmuş gibi davranıyor..
Oysa, İçişleri Bakanlığı döneminde seyyar vaiz ile böyle bir ilişkisi var.. Darbe kalkışmasından sonra 20 ya da 21 Ağustos 2016'da yaptığı açıklamada, "FETÖ'cüler MİT ve Emniyet'e bizim dönemimizde yerleşseydi bizi asarlardı" diye beyanatlar veriyor.. Sadettin Tantan'ın bu açıklaması gazete sayfalarında ve internet medyasının arşivinde duruyor..
Ama, Gülen'i koruma ve yakın koruma görevlendirme, yurt dışına yakın koruma gönderme kararları da arşivlerde duruyor...
Bu arada, seyyar vaizin 1999'da Sadettin Tantan'ın bakanlığı döneminde başlayan ABD'de tedavi seyahati hala sürüyor.!…
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğu kumpaslar, darbe kalkışması kadar sürdü..
Devleti tamamen eline geçirdiği zannıyla yaptığı darbe kalkışmasında, Türkiye Cumhuriyetini avucunun içine alamadı ama boyunun ölçünü aldı..
***
Gülen ve Akşener'e karşı orantısız mizah!
Halkımız, sosyal medyada, Meral Akşener ve Merkez Demokrat Partisi'ne karşı orantısız mizah uyguluyorlar.. Meral Akşener ve yandaşları her ne kadar saklamaya çalışsa da, Türk halkı Akşener ile Fetullah Gülen ekibiyle ilişkisin unutmuyor..
Meral Akşener'in bakanlığı döneminde Fetullah Gülen ile ilgili sözlerini unutmuyor..
Türkçe Olimpiyatlarını yere göğe sığdıramadığın unutmuyor..
Aynı şekilde, Fetullah Gülen ve yandaşlarının, MHP Genel Başkanlığına soyunduğunda Meral Akşener'e verdiği desteği de unutmuyor..
Emre Uslu'nun, Nazlı ılıcak'ın Meral Akşener'in MHP'yi ele geçirmesi için çırpınmalarını hatırlıyor..
FETÖ'cü kurumların, Merakl Akşener'in yurt gezilerinde kalabalık toplamak için nasıl seferber olduklarını da unutmuyor.. İşte bütün bunlar birleşince, vatandaşın muhteşem mizah anlayışı devreye giriyor..
Son günlerde, sosyal medyada muhteşem bir caps dolaşıyor..
Titanik filminin afişini, Fethullah Gülen ile Meral Akşener'e uygulayanlar mizah dolu olağanüstü bir afiş yapmışlar..
Titanik'in unutulmaz güverte sahnesi ikilinin ilişkisine ayna olmuş.. Titanic olmuş Batanic.. Leonardo Dicaprio olmuş Leonardo Gulen.. Kate Winslet olmuş Kate Aksener… Harika bir capss.. Ama, bu kadar orantısız mizah da uygulanmaz canım!...
***
Fatih Terim görmesin!…
Malum bir ara Fatih Terim ile Selahattin Aydoğdu arasında kavgaya varan tartışma yaşanmıştı..
Bu tartışma, yıllardır, futbol adına ne iş yaptığı bilinmeyen, Türk futboluna ne kadar katkı koyduğu tartışılan ve Milli Takıma oynattığı futbol yerine aldığı dudakları uçuklatan trilyonluk maaşıyla gündemde olan Fatih Terim'in sonu olmuştu..
Baskın olayının ardından, TFF tarafından istifası istenmişti..
İstifa mı etti, TFF tarafından görevine son mu verildi bilmem ama, bu olayın sonunda Türk Milli takımı ve Türkiye Futbol Federasyonu bir kamburdan kurtulmuştu…
İşte bu gelişmeleri unutmayan Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğrencisi bir grup öğrenci, Adana Demirspor eski başkanlarından Selahattin Aydoğdu'nun birebir heykelini yapmış ve üzerine, "Türk futbolunun kaderini değiştiren adam Selahattin Aydoğdu" yazdıktan sonra getirip Aydoğdu'nun Çeşme'deki kebapevinin önüne bırakmışlar..
Selahattin Aydoğdu'ya da heykeli ile birliktte poz vermek düşmüş..
Tabii, öğrencilerin sürprizinden ne kadar mutlu olduğu da yüzündeki gülüşüne yansımış…