Günümüzün genç Türkçülerinden ne kadarı Tekin Alp'i tanıyor bilemem..
İttihat Terakki döneminde yaşamını Türkçülüğe adamış, ölümüne kadar Türkçülüğe sadık kalmış, günümüzde "Kemalizm" olarak adlandırılan Atatürk'ün Türk milliyetçiliği anlayışını programa almış bir kaç insandan birisiydi..
Türkçülüğe yüklenmek, karalamak isteyenlerin saldırdığı ilk kişiydi..
Gerekçeleri de, Tekin Alp'in yahudi olmasıydı..
Onlara göre bir yahudi nasıl Türkçülük yapardı..
Özellikle, siyasal islamcılar, Türkçülüğün kökü dışarda bir ideoloji olduğunu kanıtlamak için Tekin Alp'i ve Tekin Alp'in Türkçülük mücadelesini dillerine doluyorlardı..
Evet, Tekin Alp bir yahudiydi..
Tekin Alp'in yahidiliğini dillerine dolayan siyasal islamcılar, Türk dünyasının güzide topluluklarından Hazarların ve Kariamler'in yahudi inancında olduğunu saklamak isterler..
Çünkü, onların yahudi inancında olduğu bilinirse, Türkçülüğe saldırı için kullandıkları önemli bir tezleri geçersiz duruma düşecekti..
Tekinalp, "Moiz Kopen" adıyla 1883'te Selanik'de yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi..
Siyasal islamcılar, Tekin Alp'in Selanik'te doğmasını bile"Yunanistan'da doğdu" diye saptırırlar. Selanik'in o dönemde bir Türk yurdu olduğunu görmek istemezler.
Gençlik yıllarında Türkçülük için mücadele vermeye başladı..
"Türkçe konuş" diye kampanyalara imza attı.
1928'de Milli Hars Birliği'ni (Ulusal Kültür Birliği), 1934'te Türk Kültür Cemiyeti'ni kurdu..
İlk yazılarını 1904'te Selanik'te yayınlanan, büyük Türkçü Mehmet Emin Yurdakul'un hece vezni ile yazdığı "Türkçe Şiirleri" ve İttihatçı Ömer Naci'nin yazılarını yayımlayan Çocuk Bahçesi mecmuasında yazdı..
Meşrutiyetten sonra İttihat ve Terakki'nin gazetelerinde yazılarını yayımladı..
1912'de İstanbul'a geldi ve Selanik'te başladığı Türkçülük mücadelesini burada devam etti.
Ziya Gökalp ve dönemin diğer Türkçüleri ile birlikte yoğun bir Türkçülük kavgası vermeye başladı..
Türkçülük hareketine gönül verdiği andan itibaren sadece "Tekin Alp" adını kullanmaya başladı..
Tekinalp, meşhur tabutluk olayının yaşandığı, Türkçülerin zindanlara atıldığı 1944'te çıkan "Türk Ruhu" adlı kitabında Türkçülük fikrindeki önderinin Ziya Gökalp olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyordu.. Gökalp'ten "Türkçülüğün hakiki peygamberi", Türkçülüğün mübeşşiri (Muştu veren, müjde getireni)" sıfalarla bahsetmekte, "Üstad" diye anmaktaydı..
Osmanlı coğrafyasındaki yahudilerin Türk olduğunun bilincinde olan Tekin Alp, onları Türkçe konuşmaya çağırıyordu..
Kendisi de diğer Türk yahudilere örnek oluyordu. 20 yaşlarındaşken "Türkçe konuşalım, Türkleşelim" diyen Tekin Alp, yaşamı boyunca bu anlayışını sürdürmüştü..
Tekin Alp'in Türk yahudileri için 10 önerisi vardı. Kimilerinin Musa'nın "10 emri"ne gönderme yaparak "Tekin Alp'in 10 emri" diye tanımladığı önerileri şunlardı:
1. İsimlerini Türkleştir.
2. Türkçe konuş.
3. Havralarda dualarının hiç olmazsa bir kısmını Türkçe oku.
4. Mekteplerini Türkleştir.
5. Çocuklarını memleket mekteplerine gönder.
6. Memleket işlerine karış.
7. Türklerle düşüp kalk.
8. Cemaat ruhunu kökünden sök.
9. Milli İktisat konusunda görevini yap.
10. Hakkını bil
Tekin Alp'in Türk tarihini çok iyi bildiği, Türkçülüğü bilinçli bir şekilde yaptığı yazdığı Kemalizm ve Türk Ruhu adlı kitapların içeriğinden de anlayabiliriz..
Kemalizm kitabı, Kemalizm inkılabı, Kemalizm ruhu, Kemalizmden evvel ıslahat hareketleri, Muammanın anahtarı, Istiklal Harbi-ilk merhale, Kemalist ruhun bazı hususiyetleri, Yenileşen bir vatan ve yeni bir millet, Kadroların tanzimi, Halk Partisi, Kemalizm Yolu: Geriye doğru bir nazar, Kahrolsun şeriat hükumeti, Laik kanunlar, Harf inkılabı, Kadının serbestisi, Türk tarihinin yeniden kuruluşu, Sümer ve Hitit medeniyeti, Dilin Türkçeleştirilmesi, Soy adı inkılabı, Humanitarisme ve sulhperverlik, Kemalizm ve güzel sanatlar, Kemalist rejimin ileride yapacağı işler, Kemalizm doktrini ve ideolojisi: Şe’niyetlerin ışığı altında, Demokrasi, Devletçilik, Millicilik, Türk Milliciliği, Kemalizm inşiaı (rayonnement), Inkılapçılık, Kemalizmin atisi (geleceği) bölümlerinden oluşuyordu..
Türk Ruhu'nmun bölümleri ise, Türk ruhu ve milli kahramanlar, Türk deyince ne anlıyoruz, Milli ruh deyince ne anlıyoruz, Irkların müsavatsızlığı, Türk ruhunun yapısı nedir, Iradeli meyil ve hareketler, şuursuz görenekler, insiyaklar, Irk-muhit-zaman, Irsiyet ve ataya çekme (Atavizme), Atalar hayatı, Türe yasa, Yasanın yükselişi ve alçalışı, Göcebelik ve dinamizm, Civanmertlik hasletleri, Mete ve Atilla, Sentetik ruh, Türkçülük ve Islamcılık, Osmanlı Imparatorluğunun uzun sürmesi, Islam medeniyeti, Ilk darbeler, Bizans tesiri, Şark tevekkülü, Türk birliği, Tanzimat Islahatı, Namık Kemal (Islamiyet devrinin şahıslanışı), Meşrutiyet-Ziya Gökalp, Diriliş-Armazol ve Ahriman-Yeni Türkiye ve Atalar ruhu, Atatürk ve Inönü, Netice: Inhitat ve satvet şeklindeydi..
Dincilerin Türkçülük ile birlikteTekin Alp'i boy hedefi yapmalarının gerekçesini ise onun sağlam bir Türkçü olmasıydı..
Onun Türkçülük için önemini Avrupalı tarihçi Rene Pinon'un Tekin Alp'i “Pantürkizm hareketinin yaratıcısı” , yapıtını “Pan Turanizm siyasetinin Kitab-ı Mukaddesi” tanımlamasından anlayabiliriz..
Türkçülük düşmanlarının, Türkçülüğe saldırmak için kullandığı büyük Türkçü Tekinalpi tanımak isteyen her Türkçü, onun yazdığı Teşebbüs-ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet, Türkler Bu Muharebede Ne Kazanabilir, Türkleştirme, Kemalizm, Türk Ruhu ile Tekinalp'i inceleyen iletişim Yayınlarından çıkan Jacob M. Landau'nun Tekin Alp: Bir Turk Yurtseveri adlı kitapları muklaka okumalıdırlar..
Saygıyla anıyor, Türkçülüğe verdiği büyük hizmetler için minnetlerimi sunuyorum..
*****************
Devletten kendi kendine hibe
Çukurova Kalkınma Ajansı, diğer ajanslarla birlikte devletin resmi kurumları niteliğinde oluşturlan kurumlardır..
Görevleri, bulundukları ya da görev alanlarını oluşturan illerde sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaktır..
Bunu da, hibeler yoluyla yapıyorlar..
İlk bakışta, ÇKA ve diğer kalkınma ajanslarının, özel sektörün, şahısların ve sivil toplum örgütlerinin toplumun ekonomik ve sosyal yönden kalkınması için hazırladığı projelere hibe yoluyla maddi destek vermesi gerektiği akla geliyor..
Ancak, işleyişte bir terslik var..
Örneğin, ÇKA'nın ortakları arasında yer alan belediyeler ve devlet kurumları, Ajans'a proje sunup hibe alıyorlar..
Toplumun ödediği vergilerden toplanan paraları harcayan bir belediye, halkın parasıyla halka hizmet etmesi gerekirken, üstüne ÇKA'dan aldığı hibelerle bu işi yapmaya çalışıyorlar..
Örneğin, Tarım İl Müdürlüğü, merkezi idareden kendine ayrılan bütçeyle çok rahatlıkla gerçekleştireceği bir projeyi, ÇKA'nın verdiği hibeyle yerine getirmeyi yeğliyor..
Devlet kurumlarının ÇKA'dan hibe almalarında bence bir tuhaflık bulunuyor..
Devlet, merkezi idareden, halkın kaynaklarından toplanan gelirin, halka hizmet için kullanılması amacıyla zaten kurumlarına her yıl bütçe ayırıyor..
Bu durumu, merkezi iktidarın her yıl yapılan bütçelerinden görmemiz mümkün..
Öyle olduğu halde, bir de aynı kaynaklarından sağlanan olanaklarının bu kez de hibe diye devlet kurumlarına dağıtılması, bana göre kalkınma ajanslarının amacından uzaklaşmasına neden oluyor..
Çukurova Kalkınma Ajansı ve diğer kalkınma ajanslarının bağlı bulunduğu merkezi otorite bu soruna acilen bir çözüm bulmalı, devlet kurumlarına hibeyi yasaklamalıdır..