Sarıçam Belediyesi uzun bir süredir ilçe halkını Çanakkale'ye geziye götürüyor..
Tabii, başta Çanakkale olmak üzere, düzenlenen bu tür Adana dışı gezilerinin listeleri nasıl belirlendiği ayrı bir konu..
Sarıçam halkından gelen bilgiler, Çanakkale, Şanlıurfa, Konya gibi illere yapılan gezilerin eş dostu gezdirmeye dönüştüğü yolundaydı..
Anlaşılan artık, il il gezdirilecek eş dost da kalmamış..
Zira, Sarıçam Belediyesi'nin görevlileri, daha önce defalarca geziye götürdükleri kişileri telefonla arayıp, "N'olur Çanakkale gezisine katılın" diyorlarmış..
Özellikle, otobüsü kullanan eskinin CHP'li yenilerin İP'lisi, MHP yönetimlerine Kürkçüler delegesi olarak tanıtılan sürücü, daha önce Çanakkale'ye, Konya'ya,Şarıurfa'ya götürdüklerini, eşini dostunu, akraba-ı taallukatını arayıp Çanakkale gezisi için adlarını yazdırmalarını istiyor, olumsuz yanıt verenlere "ben yazdırayım" diyerek, otobüsünü doldurmak için büyük çaba harcıyormuş!…
Gerçi adam haklı, arada sırada bu tür geziler olmasa, sahibi olduğu tuhafiye dükkanında oturmaktan yorulacak..
Burada ilginç olan, İP'li sürücünün Çanakkale gezisi için telefonla yolcu toplaması değil, yerel seçimleri açık ara kazanacağını düşünen Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ'ın milletin gitmek için can atması gereken gezilerine yolcu bulamaması..
Sarıçam halkı herhalde, "oyumu vermeyeceğim başkanın gezisine gidip reklamına neden alet olayım" diye düşünüyor..
**************
MHP ve İP yerel seçimde ne yapabilir?
Yerel seçimler yaklaştıkça, özellikle milliyetçiler arasında MHP ve İP'in sandıkta nasıl sonuç alacakları konuşulmaya başlandı..
Adana halkının ve seçmeninin milliyetçi kanadı, seçimlerin global sonuçlarından çok, MHP ve İP'in Adana'da alacakları sonuçlara odaklanmış durumda..
İki partinin yerel seçimlerde neler yapabilecekleri bana da çok soruluyor..
Bu tür sorulara verdiğim yanıt hep aynı olmuştur:
MHP ve İP yerel seçimlerde (Bugünkü tabloyla) nal toplarlar. ikisi de sandıkta boğulurlar?"_
İP için fazla söze gerek yok..
Başından bu yana söylüyorum, tek seçimlik partilerden birisiydi..
Yerel seçimlerde CHP'den aldığı oylarda gelmeyeceği için sadece adana'da değil Türkiye genelinde sandıktan çıkamayacaktır..
Yerel seçimler sonrasında bir süre daha dalgalandıktan sonra da Erkan Mumcu'nun ANAP'ı, Gültekin Uysal'ın DP'si, Ferruh Bozbeyli'nin Demokratik Partisi, Turhan Feyzioğlu'nun Güven Partisi gibi siyaset mezarlığında yerini alacaktır..
MHP'ye gelince, iş biraz farklı..
MHP'li belediye başkanları ve meclis üyelerinin yetersizlikleri, sigorta olarak gördüğü için MHP'ye oy veren seçmenlerin bu kez MHP'ye oy vermesini engelleyecektir..
Çünkü, toplumun değişik kesimlerinde, MHP'li kadroların 4 yıllık icraatlarından sonra, "Bunların da diğer partilerden farkı yokmuş" algısının oluşmasına neden oldular..
MHP'li başkanların başarısızlıklarının yanında bir de, MHP tabanına ve Ülkücülere sırt çevirmeleri, kadrolarını başta İP'li olmak üzere başka partililer, eş dost ve yandaşla doldurmaları, başarısızlığın üzerine deyim yerindeyse tam bir tüy dikme oldu..
Bu olumsuzluklara bir de tarla kurultayına destek veren, İP'e el altından omuz veren belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, parti başkan ve yöneticilerinin hiç bir şey olmamış gibi görevde kalmaları, suret-i haktan görünmelerini ekleyin…
Ortaya çıkan sonuç şimdiden belli:
MHP, ilçelerde, özellikle belediyeleri elinde bulundurduğu ilçelerde hezimete uğrayacak..
Büyükşehir'de ise iş Hüseyin Sözlü'nün kişisel performansına bağlı olacak..
Belediyelerin parti tabanını dışladığı şu ortamda Hüseyin Sözlü'nün kişisel performanının da yeterli olması pek olası görünmüyor..
Geriye tek bir kurtuluş yolu kalıyor hem MHP, hem İP için..
O da 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi ittifak yaparak seçime girmek..
O da şimdilik Kaf Dağı'nın ardında…
*****************
Ya Hafız Kumpanyası
Osmanlı tarihinin renkli sadrazamlarındandan birisidir Keçecizade Fuad Paşa..
Sultan Abdülaziz'in Fransa seyahati sırasında kendisine eşlik eden, tercümanlığını üstlenen, nüktedanlığıyla, hazırcevap oluşuyla meşhur büyük Türk devlet adamı Keçecizade Fuad Paşa'ya, Paris'te Fransız vekillerinden biri sigortanın hizmetlerinden, onun faydalarından söz açarak, İstanbul'da sigorta kumpanyalarının bulunup bulunmadığını sorunca, Fuad Paşa:
Sigorta kumpanyalarının en büyüğü İstanbul'dadır. O kumpanyanın müşterisi olmadık hiçbir mülk sahibi yoktur, yanıtını vermiş…
Fransız vekili şaşkınlıkla; Bu kumpanyanın adı nedir, diye sorunca yanıt olarak "Ya Hafiz Kumpanyası" demiştir. Çünkü o devirde İstanbul'da her evde bir "ya Hafiz!" (ey koruyan Allah) levhası bulunurmuş.
********************
Kazakistan'da 30 Ağustos kutlaması
30 Ağustos Zaferi sadece biz Türkiye Türkleri açısından değil dünya Türklüğü açısından da büyük zaferdir..
Türkiye'de zaferler Atatürk dışlanarak ya da "islam" aranarak kategorileştirilip kutlanırken, Türk dünyası Türk'ün zaferlerinin "Türk zaferi" olduğu için kutluyor..
İşte bu anlayışla yapılan kutlamalardan birisi 30 Ağustos Zaferinin 96'ıncı yıldönümünde Kazakistan'ın Başkenti Astana'da yapıldı…
Kazakistan Türk askerleri, 30 Ağustos Zafer Bayramını Astana'daki Atatürk heykeli önünde düzenlenen törenle kutladı..
Dedim ya, içimizdeki araplar, zaferlerde Atatürk karşıtlığı ve "islam" ararken, Türk dünyasının her yerinde Türkün zaferi kutlanmaya devam ediliyor..
Selam olsun Kazakistan'a..
Selam olsun Kazakistan Türk askerlerine…
*************
DTÖ küresel çetedir
ABD Başkanı Trump, Dünya Ticaret Örgütü'nden ayrılacağını açıklayınca, bizim çok bilmişler adama tepki gösterdi..
Gözünü Trump kaplamış yazar çizer takımımıza göre, Trump'un bu kararı çılgınlıkmış..
Aykırı olacak ama yine de söyleyeyim..
Trump,DTÖ denen örgütten ayrılaacağını açıklamakla doğru bir adım atıyor..
Trump yerden göğe kadar haklıdır..
Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası küresel soygun düzeninin üç ayaklarıdır..
Küreselci çeteler bu sac ayağıyla ABD dahil bütün ülkeleri, ABD halkı rdahil bütün dünya halklarını soymaktadırlar..
Küreselci çetelerin ekonomik saldırılarına uğrayan bizim gibi ülkelerin de öncelikle yapması gereken şey, atması gereken adım, Trump gibi DTÖ'den, IMF'den ayrılmak olmalıdır..
Bu arada önemli bir şey daha var..
Doğru her zaman doğrudur…
Küresel çetelerle ipleri koparan, içe dönen ABD, küresel çetenin yanısıra Avrupa Birliği'nin de korkulu rüyası oldu..
AB'nin lokomotif ülkelerini Rusya ve Çin ile işbirliğine yöneltti..
**************
38 yıldır süren tek parti rejimi
Referandum süreci ardından 24 Haziran seçimleri sürecinde Türkiye'nin tek parti ve tek lider devrine doğru sürüklendiği, hatta 24 Haziran'dan sonra tek parti ve tek adam rejimine fiilen geçildiği iddia ediliyor..
Bu iddiayı öne sürenler bence yanılıyorlar..
Zira, Türkiye tam 38 yıldır süren bir tek parti rejimine sahip..
24 Ocak 1980'den bu yana Türkiye'de fiiil tek parti rejimi vardır..
IMF'nin talimatıyla alınan meşhur 24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte başladı fiili tek parti rejimi..
Partilerin adlarının AP, ANAP, DYP, SHP, DSP, AKP olması sizi yanıltmasın..
Adları ne olursa olsun., bütün bu partiler IMF, Dünya Bankası ve DTÖ tarafından ellerine tutuşturulan ve adına "reçete" denilen talimatları uygulamak üzere işbaşına gelmişlerdir…
Türkiye'nin asıl eline şimdi fiili tek parti rejiminden kurtulma şansı geçmiştir..
AKP iktidarı, küresel çetelerin ekonomik saldırılarını boşa çıkarmanın tek yolu olan IMF, Dünya bankası ve DTÖ'den ayrılma iradesini gösterebilirse, Türkiye tek parti rejiminden fiilen çıkmış, demokrasiye dönüş yapmış olacaktır...